Alper GÖRMÜŞ
Ali Fuat Yılmazer, Dink’in öldürüleceğine dair istihbarat raporunun yazıldığı dönemde (Şubat, 2006), Ankara’da EGM İstihbarat Daire Başkanlığı’nda, “sağ akımlar, dini ve irticai faliyetler ve azınlıklar”la ilgili C Şubesi’nin başkanıydı.
Hatırlanacağı gibi, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü, istihbaratçı polis memuru Muhittin Zenit’in kaleme aldığı F4 raporunu Ankara’ya olduğu gibi, İstanbul’a ise özetleyerek ve birçok ayrıntıyı ihmal ederek bildirmişti. Bu arada Zenit’in raporunda Dink’in öldürüleceği açıkça yazıldığı halde, Trabzon İstanbul’u “Dink’e karşı ciddi eylem yapılacak” diye bilgilendirmişti.
Savcı Yusuf Hakkı Doğan, Ali Fuat Yılmazer’in sorgusuna da F4 raporuyla başlıyor; raporu ayrıntılarıyla aktarıyor ve bilâhare soruyor: “Bu rapor size sunuldu mu?”
Yılmazer’in cevabı tam olarak şöyle: "Bu rapor bana sunulmadı. Benim bilgim yoktur. Bu konuda yardımcım Bülent DEMİREL bana bilgi vermedi.”
(Yılmazer, F4 raporunun Ankara’ya ulaştığı gün, İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’la birlikte dört günlüğüne yurtdışı görevine gitmiş, yerine vekili olarak Bülent Demirel’i bırakmıştı.)
‘Sabri Uzun: Benden de gizlediler’
Savcı Doğan, “raporu görmediğini” söyleyen Ali Fuat Yılmazer’i, Sabri Uzun ve Bülent Demirel’in ifadeleri üzerinden sorguluyor ve önce Sabri Uzun’un 6 Aralık 2013’te üç gazetede çıkan bir demecini hatırlatıyor.
Sabri Uzun demecinde, cinayet öncesinde istihbaratın bir numaralı koltuğunda oturduğunu, buna rağmen mahkemenin neden kendisine başvurup Dink’in mutlaka öldürüleceğini açıkça dile getiren bir istihbarat raporunun gereğini yapmadığını sormadığına şaşırdığını belirtiyordu. Fakat bir yandan da, bilgisine başvurulsa bile söyleyecek bir şeyinin olmadığını, çünkü o raporun ondan da “gizlendiğini” (kendi kelimesi) söylüyordu.
Savcı Doğan, Ali Fuat Yılmazer’e rapor hakkında Uzun’la görüşüp görüşmediğini, evrakı ona sunup sunmadığını soruyor ve ondan “görüşmedim, sunmadım” cevabını alıyordu, çünkü yardımcısı Bülent Demirel de onu bilgilendirmemişti: “Bu evrakı görmediğim için kimseye sunmadım.”
Belge kime ‘arz’ edildi?
Fakat savcı Doğan’ın elinin altında Bülent Demirel’in mülkiye müfettişlerine daha önce verdiği ifade ve onun F4 raporunun üzerine düştüğü “arz edildi” ifadesi vardı. Bürokraside bu ifade, belgenin bir üst makama sunulduğuna işaret ediyordu. Sorguyu bu noktadan devam ettirip soruyor Yılmazer’e: “Bu yazı size arz edildi mi?”
Yılmazer:
“Şube müdür yardımcısı ise bana arz etmek amacıyla bunu yazabilir bana arz eder. Başka kimseye arz edemez. Eğer ben yoksam ve arz edildi diye bir not düşmüş ise kendisinden sonraki üst rütbeliyi kast ediyor bu kişi ya daire başkandır ya da başkan yardımcısıdır.”
Tablo işte tam bu noktada iyice karışıyor. Çünkü Bülent Demirel’in raporu bir “üst”e arz ettiği kesin. Fakat dört “üst”ün dördü de (C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, İstihbarat Daire Başkanı’nın iki yardımcısı Necmettin Emre ile Vedat Yavuz ve Daire Başkanı Sabri Uzun) raporun kendisine sunulmadığını söylüyorlar!
Bülent Demirel’in mülkiye müfettişlerine söylediği ve savcı Doğan’ın da altını çizdiği sözleri, “arz”ın Yılmazer’e yapıldığı ihtimalini güçlendirir nitelikte... Demirel, “O tarihte il dışında bulunan şube müdürünün dönüşte konudan haberdar edilmesi için ‘arz edildi’ notunun düşüldüğünü beyan” etmişti müfettişlere...
Buna karşılık Yılmazer, savcının bu yöndeki sorusuna, “Ben Bülent DEMİREL'in bu konuyu bana arz ettiğini hatırlamıyorum” cevabı verecekti.
‘Muhatap Engin Dinç’tir’
Savcı, “Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun Hrant Dink’i öldürecek” gibi kuvvetli bir cümleyi “ciddi eylem” olarak telaffuz etme hususunu Yılmazer’e de soruyor... O da tıpkı Ramazan Akyürek gibi bu sorunun muhatabının, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü (bugün istihbaratın bir numaralı ismi) Engin Dinç olduğunu söylüyor.
‘Esas sorumluluk doğuran belge’
Hemen ardından, savcının “esas sorumluluk doğuran” ve “gizlenen” sıfatlarıyla tanımladığı F4 belgesine ilişkin kritik soru geliyor:
“Bu belgenin içeriği neden İstanbul a bildirilmedi ve belge neden İstanbul a gönderilmedi? Zira İstanbul İstihbarat
Şube Müdürü Ahmet İlhan GÜLER ve diğer yetkililerin beyanlarında Trabzon ve İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü tarafından kendilerine bir bilgi paylaşımı yapılmadığı, Hrant DİNK'in öldürüleceği yönündeki bilginin kendilerinden saklanıldığı beyan ettikleri hatırlatılarak soruldu...”
Yani savcı diyor ki: Şubeniz bu kadar kesin bir cinayet istihbaratı karşısında nasıl bu kadar sakin kalabildi? Nasıl İstanbul’la temas etmedi?
Yılmazer bu soruya cevap veriyor ama sözleri bu sorunun cevabı değil. Biraz uzun olsa da cevabı kelimesi kelimesine aktarıyorum ki, abarttığım sanılmasın. Cevap aynen şöyle:
“Böyle bir bilgi geldiğinde İstanbul şube müdürlüğünün yapacağı iki şey vardır. Birincisi tehdit ciddiyse il koruma komisyonuna yazı yazarak koruma tedbirinin uygulanmasını sağlamak... İki İstanbul ili itibariyle belirlenen hedeflere yönelik istihbari çalışma yaparak Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü ile koordineli hareket etmek zorundadır. Bunların hiçbirini İstanbul Emniyet Müdürlüğü yapmamıştır. Osman HAYAL hakkında sahte bir tahkikat evrakı tanzim etmiş, kusurunu örtmeye çalışmıştır.”
Arşivdeki tehdit mahkemeye neden bildirilmedi?
Savcı Doğan’ın üzerinde en fazla durduğu noktalardan biri de, mahkemenin 18 Haziran 2008’de sorduğu “Kayıtlarınızda Dink’in cinayet öncesinde tehdit aldığına dair belge var mı?” sorusuna Ali Fuat Yılmazer imzasıyla gönderilen 24 Haziran 2008 tarihli cevabî belgeydi. Çünkü belgede, “Yapılan çalışmalarda Fırat (Hrant) DİNK'in öldürülmesinden önceki günlerde tehdit aldığını teyit eden herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır” ibaresi yer alıyordu.Oysa Dink tehdit almıştı ve bu da istihbarat arşivlerinde mevcuttu.
Savcının sorusu: “Arşivlerde olan bu bilgileri mahkemeye neden bildirmediniz?”
Yılmazer’in cevabı:
“Evet, ben bizim daha önce Hrant DİNK'in öldürülmesi olayı ile ilgili olarak verdiğimiz bilgilerin dışında ilave bir duyum var mı? Yok mu? şeklinde algıladım. Hrant DİNK'in doğrudan tehdit alıp almadığına yönelik bilgi olup olmadığı sorulduğunu düşündük ve arkadaşlar bu yazıyı hazırladı, ben de imzaladım. Öyle hatırlıyorum. Ben daha önce arşivdeki bilgileri zaten soruşturma makamlarına iletmiştim.”
Savcının bu cevabı tatmin edici bulup bulmayacağını bilâhare göreceğiz. Fakat şu kadarına işaret etmek yorum değil, olgusal gerçeği ifade etmek sayılmalı: Mahkeme sadece bir noktaya, cinayet öncesinde tehdit olup olmadığı noktasına odaklanarak soruyor sorusunu ve cevap böyle geliyor.
Cinayetten sonra F4 raporunu savcıya verdi mi?
Ahmet İlhan Güler’in, cinayet günü (19 Ocak 2007) İstanbul’da yapılan, kendisinin dışında İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve başka ilgililerin katıldığı bir toplantıdan söz ettiğini hatırlayacaksınız... Ahmet İlhan Güler sorgusunda, Ramazan Akyürek’in o toplantıda dahi bir yıl önceki F4 raporundan söz etmediğini öne sürmüştü.
(Söylemeye gerek yok: Bu durumda, Ahmet İlhan Güler’in bu büyük iddiasıyla ilgili olarak o gün o toplantıya katılanların tanıklıkları çok büyük bir önem kazanıyor. Savcı Yusuf Hakkı Doğan, bu soruyu Celalettin Cerrah’a mutlaka sormuştur. Fakat dün belirttiğimiz gibi, Cerrah’ın sorgusuyla ilgili hiçbir bilgi sızmadığı için, onun Güler’in iddiasını teyit edip etmediğini bu aşamada bilemiyoruz.)
Savcı Doğan, Ali Fuat Yılmazer’e bu toplantıya katılıp katılmadığını soruyor önce. Cevap şöyle:
“Ben bu toplantıya katılmadım. Ben Ankara’dan gelmedim ama Ramazan AKYÜREK bey daire başkanı olarak katıldı. Ama daha sonra ben Hrant DİNK cinayetiyle ilgili evrakları savcılığa teslim ettim. Bu evrakların içinde bizim arşivdeki istihbari evraklarımızdı.”
Savcı Doğan soruyor: “F4 raporunu da getirdiniz mi?”
Cevap: “Getirdim diye hatırlıyorum.”
İlave sorular...
Bu cevabın bir dizi başka soruyu akla getirmemesi imkânsız:
Birincisi: Sadece ülke değil dünya çapında etkileri olan bir cinayet gerçekleşiyor ve siz o cinayetle ilgili istihbaratın tamamına vakıf olması düşünülen bir devlet görevlisisiniz... Cinayetten birkaç gün sonra savcılığa götürmek üzere evraklarınızı karıştırırken cinayeti bir yıl önce kesin bir biçimde bildiren (fakat size “sunulmadığı” için haberdar olmadığınız) bir raporla karşılaşıyorsunuz...
Soru şu: Böyle bir belgenin yaratacağı şok duygusu ortadayken, yedi yıl sonra karşılaşsanız bile o belgeyi savcıya götürüp götürmediğiniz yolundaki bir soruyu “götürdüm diye hatırlıyorum” suretinde cevaplamanız makul müdür? (Gerçi bu muğlak kalacak bir nokta değil... Yılmazer’in o gün savcıya teslim ettiği belgeler arasında F4 raporunun bulunup bulunmadığı o gün tutulan tutanaktan bellidir. Gerçek neyse, herhalde ortaya çıkacaktır.)
İkincisi: Böyle bir bilgiyi bir yıl boyunca size sunmayan astlarınızla ilgili olarak herhangi bir işlem yaptınız mı?
Bu mini diziyi bitirirken hatırlatalım: Savcı Yusuf Hakkı Doğan, geçtiğimiz hafta Yargıtay üyeliğine seçildi ve kamu görevlileri ile ilgili soruşturmayı başka bir meslektaşına devretti.
http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/yilmazer-de-engin-dinci-isaret-ediyor
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025