Atilla YAYLA
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez IŞİD hakkında ilginç bir değerlendirme yaparak şunları söylemiş. “Yetmişli yıllarda nasıl ki öfke dolu radikal isyan hareketleri kendilerini sol devrimci ideoloji ile özdeşleştirdilerse bugün de radikal isyan hareketleri, neoselefilik akımı altında özellikle İslam’ın cihat anlayışını yanlış anlayıp yorumlayarak her türlü şiddet ve vahşete meşruiyet bulmaya kalkışıyorlar.”
Tahmin edileceği üzere eski ve yeni sosyalistler bu değerlendirmeye çok kızdı. Birçok açıklamayla Görmez’in sözlerinin “saçma” olduğunu ve IŞİD’in hiçbir şekilde sosyalist hareketlerle benzeştirilemeyeceğini iddia etti.
Sosyalist hareketlerin özü, mantığı ve tarihi hakkında bilgi edinmeye meraklı biri olarak bu arkadaşlara çok iddialı konuşmamalarını tavsiye ederim. IŞİD ile sadece 1970’lerdekiler değil bugünküler dâhil tüm devrimci sosyalist hareketler arasında önemli benzerlikler ve aynılıklar teşhis etmek çok zor değil. IŞİD’in dayandığı ideolojinin dinsel, sosyalist hareketlerin dayandığı ideolojinin seküler olması bunların birbirinden tamamen ayrı olduğunu göstermez. Esasen sosyalist hareketler de bir anlamda dinsel. İdeolojiye inanma ve bağlanma biçimleri, bireye ve topluma yönelişleri aynı.
IŞİD bir dinsel yoruma dayanan bir iyi birey ve bu bireylerden müteşekkil bir iyi toplum modeline sahip. Bu modeli mutlak doğru olarak görmekte. Gözlerimizi IŞİD’in diğer güçlerle çatışmalarından ayırıp egemen olduğu yerlerde kurduğu hayat düzenine bakınca karşımıza çıkan şeyler tanıdık geliyor.
IŞİD iyi toplum modelini güce dayanarak hayata aktarmak istiyor. Bu amaçla sınırsız şiddet kullanmaya hazır. Dindeki günahlarla toplumsal hayattaki suçları özdeşleştirme eğiliminde. “Yanlışları” korkunç bir şiddetle cezalandırmak istiyor. Bu yolda sınır tanımıyor. İşgal ettiği yerlerde toplumsal hayatı her yönüyle kontrol altına alıyor. İnsanların dış dünyayla münasebetini ve iletişimini kesiyor. Hayatın her alanında kesin, tartışılmaz tarzlar oluşturuyor ve bunların dışına çıkılmasına izin vermiyor.
IŞİD’in özellikle kadınlara muamelesi çok gayri insanî. Kadınları toplumsal hayattan koparma peşinde. Çatıştığı kesimlerden esir aldığı kadınlara muamelesi ise kelimenin tam anlamıyla korkunç. Bu kadınlara tecavüzü meşru görüyor; onları köle pazarında sattırıyor. Böylece kadınların insanlık onurunu ayaklar altına alıyor, onları tam manasıyla bir nesneye çeviriyor.
IŞİD ideolojisinin bir dine dayanması, vahşi şiddeti ve kadınlara korkunç muamelesi bu yapıyı Batı nezdinde iyice korkunçlaştırıyor. Batı esas itibariyle bu yüzden IŞİD’i başlıca hedef hâline getirmiş durumda. Batı ülkeleri IŞİD’e öyle öfke duyuyorlar ki, Şii milislerin benzer vahşetlerini ve Suriye’de kantonlaşan sosyalist Kürtlerin etnik ve ideolojik arındırmalarını dahi görmezden geliyorlar. Çünkü Şii militanları ve asimilasyoncu Kürtleri alanda IŞİD’e karşı mücadelede müttefik olarak görüyorlar…
Sosyalist hareketler de doğruluğundan asla şüphe edilemeyecek bir ideolojiye inanmakta. Hedefleri bir devrim yapıp bireysel ve toplumsal hayatı bu ideolojiye dayanan yeni formlara oturtmak. Hiçbir özgürlüğe gerçekten inanmıyorlar. Dünyayı “biz ve diğerleri” yani “biz ve düşmanlarımız” dikotomisinden görüyorlar. Hedeflerine ulaşma yolunda sınırsız şiddet kullanmaya hazırlar. Şiddeti hem bir değer hem bir araç olarak benimsiyorlar. Bu yüzden IŞİD ile çok benzerlikleri var. Aralarındaki başlıca fark, sosyalist hareketlerin cenneti IŞİD gibi oluşumlardan farklı olarak öbür dünyaya ertelemeyip bu dünyaya indirmesi…
Esasen ilk modern komünist hareketler dinseldi. Reformasyon sonrasındaki heretik Hristiyan grupların çoğu sosyalistti. Bunlar mülke el koyma, düşmanları fiziksel olarak yok etme veya sürme, hayatı kolektifleştirme, özel alanı kamulaştırma gibi modern sosyalistler tarafından tekrarlanan birçok uygulamaya öncülük ettiler. Komünist hareketler zamanla sekülerleşti ve bunun gereği olarak cennet idealini de bu dünyaya indirdi.
Evet, IŞİD de sosyalist hareketler gibi devrimci ve uygarlığa zararlı, gayri insanî bir harekettir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019