Berat ÖZİPEK
Metroda gidiyorsunuz. Gözünüzün önünde birinin birine şiddet uyguladığını gördünüz. İlk aklınıza gelen tepki göstermek ve onu engellemektir. İlk insani tepki budur. Bunu yaparken çevredekilerin de asgari ahlaki bir tutum bekler, herkesin sizinle aynı tepkiyi göstermesi durumunda ihlalcinin yenileceğini düşünürsünüz.
Sonra hayretle görürsünüz ki, kimse kılını kıpırdatmıyor. İhlalci bu kez size yönelir, sizi iter ve yanından uzaklaştırır. Sizden boşalan yere de o susup seyredenleri buyur eder. Şiddeti önleyemediğiniz gibi bir de rahat koltuğunuzdan olursunuz.
Eve gelip olayı anlattığınızda da bazı aile fertleri size kızıp, “sana mı kalmıştı” der. Böyle diyenler arasında, şiddete karşı en çok sesi çıkan ve ahlak üzerinden sizi en çok eleştiren aile fertleri olduğunu hayretle görürsünüz.
Tuhaf bir hikaye ama içindeyiz.
Mısır’da darbe olduğunda Türkiye haklı olarak darbeye darbe dedi ve sert tepki gösterdi. Ama yalnız kaldı. Demokrasi için deklarasyonlar yayınlayan, onun adına ülkeler işgal eden, onun üzerinden ülkelere puan veren “özgür dünya”nın devletleri ise tıpkı metrodakiler gibi tutum aldı. Bırakın tepki vermeyi, kırmızı halılarla karşıladılar darbenin elebaşını.
“Mısır’ı takip ediyorum ve içim kanıyor” diyordu o günlerde Orhan Pamuk, “Bir de kızgınlığım var dile getirmek istediğim. Medeni Batı dünyası kafasını çevirdi … Obama ve Avrupa Birliği’nden sükût-u hayale uğradım. Şimdi öldürüyor da öldürüyor … “Yapma, darbe yapma!” diyebilirlerdi. Onu bile demediler.”
Asıl tutarsızlık tutum değiştirmek değil
Türkiye’nin darbeye darbe demesi ve tarih önünde bu tutumu alması gayet doğruydu, yapılması gerekendi. Bugün Mısır’la yakınlaşma için vesile araması da doğru, en azından mubah görülebilecek bir siyasi açılım anlamına geliyor.
İdamlar devam ediyor, daha yakınlarda 17 kişi darbeciler tarafından Yassıada türü uyduruk mahkemelerde ölüme mahkum edildi ve Sisi Mısır’ın yarısını assa Türkiye’ye demokrasi ve ifade özgürlüğü üzerinden eleştiri yöneltip bir de üstüne yaptırım uygulayan ABD gibi devletlerin kılı kıpırdamayacak.
Böyle bir ortamda, hem Doğu Akdeniz’de her iki ülke için de daha avantajlı bir paylaşım, hem de mağdur durumdaki Mısır halkı için de az veya çok bir güvence sağlayabilmek için Türkiye devletinin Mısır’la yakınlaşma araması makul ve doğru bir politikayı ifade ediyor. Bu anlamda Hükümet dün sert tepki verip bugün el uzatırken tutarsız değil.
Burada haksız tutum, “hani Sisi katildi, hani Mısır rejimi darbeciydi, n’oldu şimdi? Ayaklarına gidiyorsunuz işte!” türünden “eleştirilerde” somutlaşıyor. Evet, ayağına gidiyor, öyle denecekse, bir kötülüğü engellemeye çalıştı ama olmadı, şimdi kalanı kurtarmaya çalışıyor, bu mu yanlış olan? O zaman keskin sözler etmiş şimdi tükürdüğünü yalamış, eleştirilmesi gereken bunlar mı gerçekten? Bu o politikanın özüne dair bir konu mu, mesela darbeye destek verip vermemek gibi?
Doğru politikanın başarılı politikayla özdeşleştirilmesi ve başarının da kısa vadeli kazanımlara indirgenip, onlardan ibaret sanılması da ayrı bir yanlış. Bazen yalnız kalma pahasına doğru yerde durur, bedelini ödersiniz. Bazen ödemeyi göze alarak doğru yerde durduğunuz o bedel, size amaçlanmamış kazanımlar olarak döner.
Öte yandan ulusal çıkarın tek bir formülü de yoktur. İlkeye karşı ulusal çıkarı savunalım demek, o çıkarın ne olduğu konusunda anlaşmayı garantilemez. Birbirine taban tabana zıt iki politikayı iki “ulusal çıkar”cı aynı ölçüde kayda değer argümanlarla savunabilir.
Bir politikanın çıkarla ilişkilendirilmesi -ahlakiliğe ilişkin tartışmayı bir yana bıraksak bile- onu gerçekten “çıkara uygun” yapmaya yetmez. Tıpkı Robert H. Dorff’un şu örneğindeki gibi: ABD’nin Vietnam Savaşına müdahil olmasını ulusal çıkar temelinde itiraz eden Morgenthau, orada ulusun hayati çıkarlarına bir tehdit olmadığını savunuyordu. Tam tersini savunan ve ABD’nin savaşa müdahil olmasını isteyen Kissinger ise hayati çıkarların Güney Asya’ya yönelik komünist yayılması tarafından tehdit edildiğini düşünüyordu. Kısacası iki önemli isim, birbirine taban tabana zıt iki politikayı aynı “ulusal çıkar” temelinde savunuyorlardı.* Açık olan şuydu ki, biri yanılıyor ve çıkarı da yanlış tanımlıyordu. Onlar için geçerli olan, bizim emekli askerler ve onlardan farklı düşünmeyen “ulusal çıkar”cılar için çok daha fazla geçerli.
Kısacası ilkeyi umursamayıp çıkar demek onu bile garanti etmiyor. İşte kural izleyici olmak, bu tür durumlarda daha fazla önem kazanıyor.
Asıl tutarsız olan “ulusal çıkar”cılar değil
Onları anlıyorum. İçte demokrasi gibi bir dertleri olmayan, dışarıda da “ulusal çıkar”la özdeşleştirdikleri “realist dış politika”yı (daha doğrusu “reel” olduğunu sandıklarını) savunanlar, haksız da olsalar kendi içlerinde tutarlılar. “Ben menfaatime bakarım arkadaş” tarzı -olabilecek en yumuşak ifadeyle söyleyecek olursak, değer-bağımsız bir dünya görüşünü taşıyorlar ve onu da mantıksal sonuçlarına kadar izliyorlar. Buna şimdilerde TV’lerde, Türkiye’nin Mısır’la “ihvancı politika” yüzünden arasının bozduğunu, oysa artık “Atatürkçü dış politikaya dönüldüğünü” söyleyerek Türkiye-Mısır yakınlaşmasını öven emekli askerler de dahil. Yaklaşımları sığ ve uluslararası siyaseti okuma düzeyleri bildiğimiz gibi olsa da hiç değilse tutarsız sayılmazlar.
Ama haksız oldukları kadar tutarsız olanlar, ülke içinde siyasi iktidarı demokrasi, özgürlük ve adalet üzerinden çoğu kez haklı olarak eleştirirken, dışarıda “herkesle aramızı bozdunuz” diye kızanlar. Çünkü hükümeti aramızı bozmakla suçladıkları rejimler, halkını kesen, darbe yapan, bir günde bir meydanda binlerce kişiyi öldüren diktatörlerle veya etnik temizlik yapan rejimlerle onlarla “birlikte çalışan” ABD ve diğer büyük Batılı demokratik devletler. Suudi Arabistan, İsrail ve Mısır devletlerine çıkarmadıkları faturayı Türkiye’ye çıkarmalarının sebebi de açık ki kendisine biçilmek istenen rolü oynamaması, yakmaya çalıştıkları ateşe uygun bir dış politika izlememesi ve “ocağa uymayan köseği” gibi hareket etmesi. Türkiye’de elbette demokrasi ve insan hakları sorunu var ama yüzeysel siyaset bilgisine sahip olan bir öğrenci bile anlar dertlerinin bu olmadığını.
Peki onun anlayacağını neden berikiler anlayamıyor? Şizforenik bir iç ve dış politika ayrımı mı, ülkede demokrasi isterken bunu uluslararası ilişkilere karıştırmamak mı, yoksa muhalefet edeyim derken öfkeyle savrulmak mı? “Krizi başlatan Türkiye’nin Akdeniz’de düşmanlarını çoğaltması” diyebiliyor mesela bir arkadaşım, Türkiye’nin İsrail ve Mısır ile ilişkilerinden söz ederken. Sanki Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulmasının Gazze katliamı ve benzeri sebepleri yokmuş gibi. Sanki şu an devam eden ve 9’u çocuk 20 Filistinlinin hayatını kaybettiği Mesci-i Aksa Baskını türünden devlet terörü yeterli sebep değilmiş gibi.
Bunları konuşmak durumunda kalmak bile yukarıdaki öyküdeki tuhaflığın bir parçası aslında. Analiz yeteneği sorunu hiç değil. Görebildiğim kadarıyla bu sorun esas olarak içinden geçtiğimiz süreçlerle ilgili. Ak Parti Hükümetinin özellikle son yıllardaki hatalarına kızmakta haklılar. Daha fazla umut bağladıkları için daha fazla öfkelenmekte de. Ama bunun sağlıklı muhakemeyi engelleyecek noktaya ulaşması ciddi sorun. Çünkü hükümeti birçok konuda eleştirmek mümkünse de Mısır ve İsrail ile ilişkileri bozmak kesinlikle onun günahları arasında yer almıyor. Tersine, dış politikada hatalar yapsa bile, bütün bu kötülükleri engelleyebilecekken seyretmeyi veya benzin döküp söndürmeden ihlallerin sürekliliğini sağlamayı tercih eden ABD ve AB gibi ülkelere karşı “ruhsuz bir dünyanın ruhu” gibi hareket eden ve onların kurbanlarını hayatta tutmak için bir güvence arayan o.
Bu yüzden de şimdi katliam yapan rejimlerin “ayağına gitmesini” alaycı ifadelerle kınamak zalimce bu konuda onu suçlamak da bariz bir sağduyu kaybını ifade ediyor. Bunu yapanlar anlamlı bir dış politika eleştirisi yaptıklarını sanıyorlar. Ama neyse ki herkes aynı ruh halinde değil. Muhakeme yeteneğini tarafgirlikle zedelememiş pek çok insan, bunun adil olmadığını görebilir.
Ama dert bir değil; yanlışlar da. Zaten görüşü bozan da esas olarak o yanlışlar oluyor. Türk-Alman Üniversitesi’nden Murat Erdoğan’a, geçmişte Mısır’a tepkiyi destekleyip bugün Türkiye-Mısır yakınlaşmasını aynı hararetle savunanları, muhtemelen trolleri sert biçimde eleştiren bir tiviti dolayısıyla üniversitesi soruşturma açtı. Mısır ile ilgili asıl kınanması gerekenler Sisi’yi kırmızı halıda karşılayan devletler mi olmalıydı, onlarla ilgili yazdı mı yazmadı mı, asıl eleştirilmesi gerekenlerle kıyaslandığında troller kaçıncı sırasında gelirdi, bunları sorabilirsiniz. Ama sonuçta yaptığı ifade özgürlüğünün kullanımı ve üniversitesinin bunun için soruşturma açması akademik özgürlük açısından kabul edilemez. Bu bakımdan yapılması gereken, soruşturmaya işlemini iptal etmekten başkası değil.
Yakınlaşırken gözetilmesi gerekenler
Mısır ile yakınlaşma, darbenin çoktan gerçekleştiği ve rejimin özgür dünya tarafından da bölgedeki dini ve laik diktatörlüklerden, geleneksel oligarşik rejimlerden de destek gördüğü bir ortamda yaşanıyor. Bu sürecin Mısır, Türkiye ve darbenin tüm dünyaya savurduğu insanlar için fayda sağlayacak biçimde yürütülmesi mümkün.
Öncelikle Mısır’ı yönetenler açısından gerçek durumun daha fazla netleştiği, darbeyi kotaran, destekleyen veya göz yuman devletlerin bunun karşılığında çıkardıkları faturanın ağırlığının daha fazla fark edildiği bir döneme girildi. Büyük devletlerin darbeyi desteklemesinin, Mısır’ın aleyhine bir dizi anlaşma ve sonu gelmeyen taviz taleplerini beraberinde getirmesi beklenir bir durumdu ve bu oldu. Böyle bir ortamda makul bir yol önerisinin Tony Blair’den gelmeyeceğini anlamak için uzman olmak gerekmiyor. Bu noktada defalarca aynı senaryoyu yaşamış olmanın getirdiği deneyim paylaşımı önemli olabilir.
Elbette Türkiye bu konuda Ak Parti Hükümeti 2010’lardaki gibi demokrasi konusunda başkalarını taşa tutacak bir yerden konuşmuyor ama dış politika itibarıyla hala bu rejimlerden de onlarla ahlaksız bir ilişkiyi alenen yaşarken demokrasi ve özgürlük konularında ahkam kesmeyi de ihmal etmeyen devletlerden de çok daha insani bir yerde duruyor.
İkinci olarak Türkiye’nin yakınlaşmasının ahlaki ve uluslararası hukuki sınırları gözetilmeli. Özellikle de Türkiye’de ve diğer ülkelerde yaşayan Mısır diasporasının haklı tedirginliği göz önüne alınmalı ve bu yakınlaşmanın Türkiye’ye sığınanlar açısından gayri ahlaki ve uluslararası hukuka aykırı taleplere taviz verme anlamı taşımayacağının anlaşılması sağlanmalı.
Demokrasinin küresel ölçekte gerilediği bir zamanda, zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Elbette Batılı veya Doğulu devletler ne yaparsa yapsın, biz öncelikle kendimizden sorumluyuz. Bölgenin kaderini değiştirecek bir iradenin doğru yönde ve sınır aşan bir biçimde şekillenmesi için çaba göstermek gerek. Bunu yapanları desteklemek, onlara doğru bir yerden yol göstermek ve önerilerde bulunmak gerek.
Ama tabii bunun için de her şeyden önce makul kalabilmek, özellikle kriz zamanlarında serinkanlılığı korumak önemli. Öfkenin görüşü engellememesi de.
Metroda giderken de iç politikada da dış politikada da…
* Bkz. Robert “Robin” H. Dorff, “Some Basic Concepts and Approaches to the Study of International Relations,” U.S. Army War College, Guide to National Security Policy and Strategy, Ed. J. Boone Bartholomees Jr., July 2004, http://www.au.af.mil/ au/awc/awcgate/army-usawc/strategy2004/00376.pdf, s. 9.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024