Ergun BABAHAN

Bombacılara bile bile yol vermişler
18.10.2015
1606

Hikaye, Adıyaman’ın IŞİD tarlası olmasına karar verildiğinde başlamış. IŞİD, kentin göbeğinde açtığı bir çay ocağında gençleri devşirmeye, Suriye’ye götürüp getirmeye başlamış. Polisin gözü önündeki bu çay ocağı, ancak evlatları terör ağına düşen ailelerin isyanı sonucu kapatılmış ama bu yapılana kadar Dokumacılar grubu bayağı güç kazanmış.

Yani, devletin güvenlik birimleri IŞİD’in Adıyaman’daki faaliyetlerine uzun süre göz yummuş. AKP’nin korkulu rüyası bağımsız muhabirler, gerçek gazeteci kardeşlerimiz, bombacıların nasıl bir devlet koruması altında faaliyet gösterdiğini detaylarıyla yazıyor, Türkiye kamuoyunun bir kısmı gerçeklere bu şekilde ulaşıyor.

Havuz medyası ve iktidarın ‘‘Saldırının arkasında PKK ve IŞİD işbirliği var’’ yalanlarının ipliği, bu bilgiler sayesinde pazara çıkarılıyor. Artık çok açık, bu saldırının arkasında PKK-IŞİD işbirliği değil ama IŞİD ile devletin bir kısım odaklarının işbirliği var.

POLİS HER ŞEYİ BİLİYOR...

Cumhuriyet’in dünkü haberini okuyunca şu gerçek kabak gibi ortaya çıkıyor: ‘‘Ömer Deniz Dündar’ın (İki Ankara bombacısından biri) gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Suruç saldırısından

2 ay önce kardeşi Yusuf Alagöz ile telefon konuşması yapan Yunus Emre Alagöz ise telefonda kardeşine “...Belki seninle son görüşmem. ...Allah için sana vasiyetim, yani aileye sahip çık Yusuf”, “Vallahi burası kadar ... bir yer yok. Burası kadar güzel bir yer yok a daha iki tane kardeşi gömdük tez hemen gömdük, gittiler abilerine kavuştular yani daha bir saat olmadı kendim gömdüm yani kardeş Allah yolunda paramparça olmuşlardı’ diyor.

 Yani polis, bu bombacıları adım adım takip ediyor, tanıyor, biliyor ama Türkiye’nin başkentine Kilis’ten taksiyle gelip bomba patlatmalarına engel olamıyor. Buna ihmal demek mümkün değil.

Kişisel tarihim açısından Türkiye tarihi aslında bombalar tarihi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken 16 Mart 1978’de başlamıştı bombalarla yazılan tarihim.

Tıpkı Ankara bombasında olduğu gibi, devlet o bombaya da göz yummuş, patlatılmasına izin vermişti.

PERDE ARKASI GÖRÜNÜYOR...

Patlamadan önce hukuk birinci sınıfta okuyan genç bir istihbaratçı, emniyete, ‘‘Ülkücülerin 8-10 gün içinde İstanbul Üniversitesi çıkışında öğrencilerin üzerine bomba atacağı’’ bilgisini vermiş ama emniyet parmağını kıpırdatmamıştı.

Ankara bombasının detaylarında da aynı taktiğin izlendiği, bombacıların kimlikleri, niyetleri bilinmesine, HDP’nin daha önceki faaliyetlerinde canlı bomba saldırıları olmasına rağmen, Ankara mitinginde önlem alınmamıştı. İstanbul Üniversitesi’ne yönelik bombalı saldırıyla ilgili gerçeklerin su yüzüne çıkması yıllar almıştı. Bugün Ankara, Diyarbakır ve Suruç bombalarının faillerini, perde arkasını hemen görme şansımız var.

Gerçeklerden korkuyor, ölenleri insanlaştırmak istemiyorlar. O yüzden Ankara bombası haberine yayın yasağı getirip ölenler hakkında tek bir insan hikayesi yapmıyorlar. Yalanlarınız sizi kurtaramaz. MİT size bağlı, polis size bağlı ama suçlu Kürtler öyle mi!

Hadi oradan yalancı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar