Erol KATIRCIOĞLU

Erol KATIRCIOĞLU
Erol KATIRCIOĞLU
Tüm Yazıları
CHP değil CHP’ye oy verenlere
9.02.2016
1767

 Kestirmeden gidelim. Bu ülkede demokratikleşme mücadelesi yalnızca Kürtlerin sırtına yüklenecek bir yük değil. Daha doğrusu böyle olmamalı. Buradan “Başka kimler olabilir?” diye sorup “Yine döndünüz dolaştınız CHP’ye geldiniz” diyerek alayla karışık serzenişte bulunabilecek olanlara hemen söylemeliyim ki benim derdim ve burada kuracağım cümleler, CHP’nin bir kurum olarak varlığıyla hiç ilgili değil. Ama tabii ki bu partiye oy verenler ya da oy vermek zorunda kalanlarla ilgili. Çünkü onların da benim gibi demokrasi dertleri olduğunu düşünüyorum. Buradan da, İslamcı cenahtan ya da milliyetçi cenahtan tümüyle umudumuzu kestiğimiz sonucu da çıkarılmamalı kuşkusuz. Ama açık olan bir şey varsa demokrasi onların gündemlerinin birinci maddesi gibi görünmüyor. (Tabii bu cümle de sorunlu biliyorum çünkü bu çevrelerde olup da demokrasiyi talep edenler de var. Ama dedim ya mesele biraz öncelikler meselesi).

Bu ülkede ilk kez Kürtler (Kürtler diyorum ama aslında kastettiğim yalnızca Kürtler de değil, Kürtlerle birlikte davranan çeşitli mağdur kesimleri de içererek söylüyorum) “demokrasi mücadelesini” kendi kimliklerini de aşan bir “Türkiyelileşmek” perspektifi içinde Türkiye’nin gündemine getirmeye çalıştılar. Başarılı da oldular. Bu amaçla kurulmuş bulunan HDP, 7 Haziran seçimlerinde yüzde 13 gibi bir oy alarak ve de AKP iktidarını devirerek büyük bir başarı elde etti. Bu başarıdan ürken ve böyle bir “demokratikleşme” siyasetinin giderek gücünü artırabileceğini ve sonuçta başlarına bela olabileceğini gören güçler, masaları tekmeledikten sonra milliyetçi bir İslamcılığa doğru evrilmekte beis görmediler. Geldiğimiz nokta ise açık. Yine “kandan”, “kadından” konuşan, vaaz veren, zaman zaman milliyetçiliği de aşan ırkçı bir iktidar...

Kürtlerin açtığı bu yol, gündemi demokrasi olan kendilerine “laik” “batılı”, “modern” ya da bazen “sosyal demokrat” diyen insanları da gerektiriyor. Çünkü bu kesimin anlayışları ülkeyi doksan yıldır yönetiyor gibi olsa da aslında bu kesim ülkede bir azınlık durumunda ve kaderi de diğer azınlıklarla birlikte olmaktan, onlarla birlikte davranmaktan geçiyor. Benim derdim bu ve tartışmaya çalıştığım da bu. Başka kelimelerle ifade edersem, bugün kendilerini “laik” “batılı”, “modern” ya da bazen “sosyal demokrat” olarak niteleyen, bugüne dek CHP’ye oy vermiş ya da oy vermek durumunda kalmış insanların artık kendi siyaset yolları üzerinde yeniden düşünmeleri gerektiğini söylemeye çalışıyorum. Üstelik örgütlenme konuları gibi beni aşan konularla ilgili olarak da bunları söylemiyorum. Benim söylediklerim yalnızca bu insanların nasıl bir Türkiye hayali kurduklarını, nasıl bir demokrasi ve nasıl bir kamu alanı arzu ettiklerini yeniden düşünmeleri gerektiği, o kadar. Örneğin kendi kimlikleri dışındaki kimliklerle nasıl bir ilişki içinde olmayı düşünüyorlar? Kürtlerle, Alevilerle, Müslüman Sünni kesimlerle nasıl ortak bir kamu alanında yaşamak istiyorlar? Çevredeki komşu ülkelerle ilişkilerin nasıl bir çerçevede sürmesini istiyorlar? Ekonomide devlet olmalı mı? Ya da ne kadar olmalı? Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevginin devletleşmiş (ya da mitleştirilmiş) bu haliyle devam etmesinden mi yanalar yoksa bu sevginin daha insancıllaştırılmasından ve daha objektif olmasından mı yanalar? AB’den mi yanalar, yoksa her iki taraf bakımından da ayak sürümekten başka bir anlam taşımayan bu ilişkinin böyle devam etmesinden mi yanalar?

Tabii ki bu soruları daha da artırabilirim. Dedim ya Kürtlerin dışında olan ve “demokrasi” konusunda derdi olduğunu düşündüğüm, “laik” “batılı”, “modern” kesimlerin şimdiye dek, oy verdikleri siyasi parti tarafından dahi kendilerine sorulmayan bu soruları sormaları, cevaplar üretmeleri ve siyaset yapmaya başlamaları gerekiyor. Çünkü bu mesele önümüzdeki ve muhtemelen daha karanlık olacak günlerde fikri ve vicdani benzeşen insanların daha başarılı olabilmeleri için bir gereklilik.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar