Fehim TAŞTEKİN
Suriye çıkmazı Gazze’deki gidişatı gözetliyor. Normalde her şey kendi fasit dairesinde. Suriye’de ABD, İran ve Türkiye varlığı birbirine karşı gerekçelere bağlandığı için statükonun değişmesi en az birinin pozisyonundan geri adım atmasıyla mümkün.
ABD, Gazze’deki savaşa paralel olarak İsrail’e karşı ikinci ve üçüncü cephelerin açılması senaryolarını bertaraf etmeye adanmış bir misyonla kendini tanımlamışken Suriye’de zayıf bir konuma düşmek istemiyor. Suriye dosyasına dahil olmuş Amerikan eskilerinden, Biden yönetimine tembih üstüne tembih geliyor. Amerikan tarafında köklü bir değerlendirme Gazze savaşının İsrail açısından salimen bitmesini gerektiriyor. İran bağlantılı milislerin Gazze için ateşledikleri roketler baskı oluştursa da ABD’nin çekilebileceği tartışmaları henüz bir yere varmış değil. Daha önce yazdığım gibi eli kulağında bir çekilme değil çekilme stratejisini şekillendirmeye yönelik birtakım tartışmalar söz konusu.
***
İran ise ABD ve İsrail’le doğrudan çatışmayı dışlasa da ‘Direniş Ekseni’nin çöküşünü önleyebilecek bir pozisyonda kalmak istiyor. Gazze’den sonra Lübnan’ın alev alıp almayacağı en önemli mesele. Burada İran, Rusya ve Suriye’nin tercihlerinde çok önemli bazı detaylar beliriyor. İran’ın ayak izlerine dair çok spekülasyon dolaşıyor. Tahran stratejik bir hedef olarak ABD’yi bölgeden çıkmaya zorlamak için son aylarda Irak ve Suriye’de Şii milis güçler eliyle saldırıları tırmandırdı. Bu tırmanış 7 Ekim’den itibaren Gazze ile dayanışma parantezinde ilerliyor. 28 Ocak’ta Irak’taki milisler, Ürdün’ün Suriye sınırının dibinde Tenef üssüne gardiyanlık yapan Kule-22 üssüne SİHA ile saldırıp 3 Amerikan askerinin ölümüne ve 47’sinin yaralanmasına neden oldu. ABD’nin şiddetli misillemesi ve Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani’nin Bağdat’ta Irak İslami Direnişi liderlerine “Durun” diye telkinde bulunması bir miktar durulma sağladı. Buna paralel olarak İsrail’in Şam’da Devrim Muhafızları’nı hedef alan saldırıları da İran’ın görünürlüğünü düşürmesinde etkili oldu. Fakat İsrail’e yakınlığı ile bilinen bazı kaynaklar İran’ın başka bir senaryoya hazırlandığına işaret ediyor. İsrail, Gazze’den sonra Lübnan’a saldırmaktan bahsederken İran’ın Hizbullah’ın düşüşüne izin vermeyeceği, bunun için Suriye’deki konuşlanmasında değişikliklere gittiği öne sürülüyor.
***
Bir süreden beri Amerikalıları köşeye sıkıştırmak için Rusya’nın Suriye’de bulunduğu üslerde İranlılara yer açtığına dair Arap medyasında iddialar eksik olmuyordu. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Washington Institute ve Jerusalem Strategic Tribune gibi mecralar Kamışlı Havaalanı’nın İranlılar tarafından kullanıldığını iddia etmişti. Bu iddia 8 Mart’ta Washington Institute tarafından yeniden servis edildi ve İsrail merkezli platformlarca çoğaltıldı. İddiaya göre İran destekli milisler ABD’nin Rusların bulunduğu üssü hedef almayacağı varsayımıyla karargâhlarını Kamışlı Havaalanı'na kurdu. Yine iddiaya göre geçen ay İsrail’in Beyrut’ta füzeyle öldürdüğü Hizbullah’ın komutanlarından Hacı Cevad lakaplı Vissam Tavil, 2015’ten itibaren Kamışlı’da Suriye yönetimini destekleyen aşiretlerden komando birimleri oluşturdu, bu çalışmalar daha sonra Hacı Mehdi’nin liderliğinde sürdü. Hacı Mehdi, Saraya Horasani adlı milis grubuyla faaliyetleri genişletti. Bunlar Amerikan üslerine saldıran Irak'taki İslami Direniş ile koordineli çalışıyor. Daha önce SOHR, İran’ın Kamışlı’ya silah sevk ettiğini, buradan dağıtım yapıldığını öne sürmüştü.
***
Şam’dan konuştuğum kaynaklar, Kamışlı Havaalanı’nın İran’ın faaliyetlerine açıldığı iddiasını reddediyor. Ancak Suriye ordusunun kontrolündeki Ulusal Savunma Güçleri’nin tatbikat çerçevesinde bir günlüğüne Kamışlı Havaalanı’nda yer aldığı belirtiliyor. Ulusal Savunma Güçleri, yönetime karşı silahlı isyan sürecinde Suriye ordusunun yetersiz kaldığı yerlerde yerelde gönüllülerden oluşturulmuştu. Doğrusu havaalanı ve kamu kurumlarının olduğu bir mahalle dışında bütün Kamışlı özerk yönetimin kontrolünde. İçeride Asayiş, dış çemberde YPG/SDG var. Şam ve diğer bölgelerle bağlantıyı sağlayan havaalanına ihtiyaç olmasaydı YPG kolayca buraları ele geçirebilirdi. Bu hamlenin vereceği zarar büyük olduğu için şimdiye kadar bundan kaçınıldı. Ayrıca 2019’dan beri havaalanında Ruslar konuşlu. Şehir ve civarında kontrol Kürtlerdeyken SDG’yi de tehdit eden bir duruma izin verilmesi mantıklı gelmiyor. Üstelik İran bağlantılı milislerin Deyr el Zor’daki Arap aşiretlerini SDG’nin varlığına karşı örgütlediği ve geçen aylarda yaşanan isyanda İran’ın parmağının olduğu yönünde SDG’den gelen suçlamalar dikkate alınırsa özerk yönetimin merkezi Kamışlı’da bir karşı gücün oluşmasının gözden kaçması olası değil. İran’ın örgütlediği Şii milis güçleri Fırat’ın batısında Elbu Kemal’den Mayadin’e kadar olan hattın yanı sıra Halep kırsalında etkili. Şam’da Seyyide Zeynep Türbesi’nin bulunduğu Zeynebiye mahallesini saymıyoruz. Şii milis güçleri özellikle Fırat hattından ABD ve SDG’nin bulunduğu noktalar üzerinde baskı kuruyor. Potansiyel olarak Haseke’nin güney kırsalı etki alanına girebilir ama Kamışlı kuzeyde Türkiye sınırının sıfır noktasında.
Daha önce Rusya’nın üsleri İranlılara bıraktığı ya da paylaştığı yönündeki iddialar da teyit edilememişti. İran bağlantılı sevkiyatlara Ruslar aracılık etmediği sürece güvenli koridor iddiası havada kalıyor. Rusya ile İran aynı safta yer alıyor ama İsrail’in saldırıları karşısında Rus koruması İranlıları kapsamadığı gibi Şii milisleri sınırlama yönünde bir misyonu da var.
***
Gazze cehenneminin başından beri İsrail’in Hizbullah’a karşı topyekûn savaş başlatması halinde Suriye tarafında işgal altındaki Golan Tepeleri’nden İsrail’e cephe açılabileceği senaryosu üzerinde duruluyor. Kritik soru; Suriye İran’ın iteklemesiyle savaşa girer mi? Esad yönetimi şimdiye kadar bu konuda dikkatle davrandığı izlenimi verdi. Gazze ateş alır almaz devreye giren Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın Şam’ı ‘soğutmak’ için Araplarla normalleşme sürecinin kıymetini hatırlattığı aktarılıyor.
İran’ın kendisinin doğrudan savaşa girmeyip ‘vekil güçler’ üzerinden asimetrik yanıtlarla yetindiği koşullarda, Suriye’nin milisler eliyle yürütülen bir savaşa ortak olması Şam’da dışlanan bir senaryo. Suriye’nin direniş ekseninin sevkiyatlarını kolaylaştırması ile Suriye devletinin doğrudan işin içine girmesi arasında fark gözetiliyor. Bu arada İran, Suriye’yi ‘Direniş Ekseni’nde saysa da Esad yönetiminin bu sunumu ‘ne teyit ne inkâr’ pozisyonuyla karşıladığını not edelim. Bir de tabii 13 yılda lime lime edilmiş, bütünlüğünü koruyamamış, savaşın yıkıcı yükünün altında ezilmiş, ekonomisi çökmüş ve bölgesel savaşa mecali kalmamış bir Suriye gerçekliği var. Savaş istemiyor ama istese de ne gücü var ne de kapasitesi. Esad yönetimi türbülanslı yıllarda ayakta kalmasını borçlu olduğu Rusları İranlılarla, İranlıları Ruslarla dengeleyerek kendi egemenlik alanının daralmasını önlemeye çalıştı.
***
Gazze’deki durumu gözleyen üçüncü taraf Türkiye. AKP yönetimi Ukrayna savaşı ve NATO’nun genişlemesi sürecinde ABD ile yakaladığı etkileşimi Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge planı için kullanmaya çalışıyor. PKK’nin 1 Ekim’de Ankara’da İçişleri’ne düzenlediği saldırının ardından Türkiye, Fırat’ın doğusunda sivil altyapıyı yok eden, ekonomiyi batıran ve hayatı çekilmez kılan operasyonlar başlatmıştı. 7 Ekim’den itibaren “Netanyahu Gazze’yi, Erdoğan Rojava’yı vuruyor” diye bir analojiye meydan vermemek için saldırıların yoğunluğu düşürüldü. Yine de Erdoğan, Irak-Suriye sınırları boyunca 30 kilometre derinliğinde kontrol alanı açma planını terk etmedi. Pusuda bekliyor. Beklerken de işgal olmadan işgal etkisi bırakmaya çalışıyor.
Bu arada Moskova’daki dörtlü masada geçen yıldan beri kımıldama olmazken geçenlerde istihbarat kanalıyla Şam’ın bir kez daha yoklandığını öğreniyoruz. Erdoğan’ın Kahire’de Mısır lideri Abdulfettah Sisi’den Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad’la arasında arabuluculuk yapmasını istediği de öne sürülmüştü. Sisi, Ramazan vesilesiyle Esad’ı aradı. Ne konuştuklarını henüz bilmiyoruz. Ama Türkiye-Suriye normalleşmesinin gündeme gelmiş olması yüksek olasılık. Şu aşamada Şam’daki havanın henüz Erdoğan’ın istediği yönde olgunlaştığını söyleyemeyiz. Esad, Türk askerinin çekilmesi koşulunu geri çekmiyor. Ruslar da önceki her temasta olduğu gibi artık Esad’a Türkiye ile anlaşması yönünde baskı yapmıyor. Yaptıkları şey sadece nabız yoklamak. Belli ki Ruslar bu koşullarda ısrarcı olmanın söz eskitmekten başka bir şeye yaramadığını kabullendi.
Gazze’de ateşkes sağlanır da bu sefer Lübnan cephesi kızışırsa Suriye’de taşlar yerinden zıplayabilir. Lübnan-İsrail sınırlarındaki mevcut gerilim savaşsız atlatılsa bile Suriye’de pusuya yatmış oyuncular kart çekmeye yeniden başlar. İzleyip görelim…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025