Gökhan BACIK
Her yıl bayram günü hakkında Müslüman ülkeler farklı günleri kabul ediyor. Bu farklılığın özünde ve sonuçlarında bazı siyasi dinamikler olsa bile işin özü “teknik tartışmalardan” kaynaklanıyor.
Temel sorun “bayramın başlayacağının dinsel şartı olan Ay’ın görünmesi” konusunun nasıl saptanacağıdır. Değişik kişiler “Ay’ın görülme” zamanı konusunda farklılaştığı için doğal olarak onları takip edenler de farklı günlerde bayram kutluyor.
Ancak “metot farklılaşması” bununla sınırlı değil. Ay nasıl gözlemlenmeli, teknolojik araçlar kullanılmalı, önceden astronomik hesaplar ile bayram günü belirlemek mümkün mü gibi konular hakkında da büyük farklılıklar söz konusudur.
Bir görüş çıplak gözle bir tepeye çıkaracak Ay’ın gözlemlenmesinin en doğru olduğunu önermektedir. Örneğin, Türkiye’den haberlere göre iki yetkili Şili’ye gönderilmiş ve bir yerden Ay’ı gözlemlemiştir.
Ancak bu konuda da sorunlar var. Herkes olduğu yerde mi Ay’ı gözlemlemeli ve ona göre bayrama başlamalı yoksa imkanı olanlar uzak yerlere gönderip mi Ay’ı gözlemlemelidir?
Mesela bazıları Ay’ın dünyada ilk görüleceği yerde yapılacak gözlem sonucu görülecek Ay’ın küresel bayram için yeterli olduğunu öneriyor. Halbuki bazıları buna da eleştiriler getiriyor.
Diğer bir görüş astronomik hesaplarla Ay’ın tespitini savunuyor. Dünyada teknik olarak oturup astronomik hesaplarla mesela 550 yıl sonra Mars’ın Güneş ile hangi konumda olduğunu bilmek mümkün. Aynı yöntemler pekala Ay için uygulanabilir deniliyor.
Ancak bazıları bunun Hz. Peygamber’in “Ay’ı gözlemleyin” emrine uymayacağını söylüyor ve karşı geliyor.
Ayın gözlemlenmesi konusunda tartışmaların teknik boyutu da var: Ay’ı çıplak gözle mi gözlemleriz? Yoksa gelişmiş bir teleskop ile mi?
Ay’ın gözlemlenmesi konusundaki yorumsal ve yöntemsel farklılıklar daha da uzun. Burada uzatmamak için kesiyorum.
Ancak bütün bu tartışmaların özünde bir “yorum” sorunsalı var. Açıkça söylemek gerekirse Hz. Peygamber’in bir kaç cümle ile emrettiği ve onun döneminde yapılan “Ay gözleme” işini birbirinden farklı olarak en az 20 şekilde yorumlamak mümkün.
Bazıları ‘literal’ yorum yaparak “Ben bir tepeye çıkıp gözlemlerim çıplak gözle.” de diyebilir, bazıları yorumlayarak “Hz. Peygamber’in amacı zamanı tespitti. Bunu ben gelişmiş teknolojik araçlarla da yaparım.” diyebilir. Bu konuda şunu unutmamak lazım: Hz. Peygamber’in toplumu sayıca küçüktü ve dar bir coğrafyada bayram kutlamaktaydı. Yani bizim yaşadığımız sorunları yaşamış değillerdi.
O nedenle “sonradan gelenlerin” bazı yeni sorunlar yaşaması ve orijinal uygulamanın anlamı konusunda ihtilafa düşmesi normaldir.
Benzer ihtilaflar aslında pek çok konuda zaten var. Örneğin ikindi namazı ne zaman kılınır, oruca ne zaman başlanır gibi pek çok konuda da böyle farklılıklar zaten var.
Şunu unutmamak gerekiyor: Bir ölçüde din yorum demektir.
“Bir komisyon kuralım ve farklılıkları bitirelim” düşüncesi güzel; ama gerçekleşmesi zordur. Seküler düzen bu tür yorum farklılıklarını kriz düzeyinde aşmak için yüksek mahkemeler, anayasa mahkemeleri gibi yapılar kurmuştur. Ancak bunun için bir yaptırım gücü olması gerekir.
Burada siyasi yön daha baş ağrıtıcı olandır. Özünde teknik yorum farkı olan Ay’ın gözlemlenmesi maalesef siyasi rekabet konusun parçası olmaktadır. Bazı ülkeler kendi bayram takvimlerinin dostları tarafından da kabul edilmesini istemektedir. “Bana bayram gününü söyle hangi uluslararası grupta olduğunu söyleyeyim.” tarzı bir mantık oluşmaktadır. Baş ağrıtıcı olan budur. Teknik bir yorum farkından kaynaklanan ihtilaflar güzeldir; ama farklılığın kaynağı siyasi çıkar ise durum ürkütücüdür.
Ay’ın gözlemlenmesi dahil İslam’ın pek çok uygulanması asırlardır farklı yorumlandı ve yorumlanmaya devam edecektir. Bunu siyasi rekabetin kulvarına sokmadan kabullenmekten başka bir yol da yok gibi görünüyor.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2025
8.11.2025
1.11.2025
26.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
4.10.2025
14.09.2025
7.09.2025
1.09.2025