Hadi ULUENGİN
ORDU da normalleşiyor!
Nitekim Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in önceki gün yapmış olduğu açıklama bunun en üst düzeydeki teyididir!
Zaten de aksi beklenemezdi
***
AKSİ beklenemezdi, zira bizzat Türkiye’nin normalleşebilmesi ancak ve ancak, çok uzun müddetanormal niteliğini korumuş bir TSK’nın da normalleşmesiyle gerçekleşebilirdi.
Ordu sıradanlaşmadığı takdirde ülke de sıradanlaşamazdı.
Buradaki normalleşmek ve sıradanlaşmak fiillerini çağımızda evrensel addedilen sivil demokrasi değerleriyle bütünleşmek anlamında kullanıyorum ki, işte şimdi oradayız!
***
ORADAYIZ ve nitekim yukarıdaki açıklamanın ilk göstergesi şudur:
Genelkurmay Başkanı kendisinin kamu görevlisi sıfatını bilhassa vurguladı.
Bu, bir legalizm beyanıdır.
Demokrasilerdeki kanuniyetçilik ilkesinin benimsendiğine dair bir taahhütnamedir.
Başka bir deyişle, o kamu görevlisi sıfatı hiçe sayarak zırt pırt siyasi hayata, yani aslında kamuya müdahil olan cihet-i askerî devri kapanmaktadır ki, normal de işte budur!
***
ÖTE yandan Orgeneral Necdet Özel genel olarak ulusalcıların, özel olarak da Ergenekon veBalyoz davası sanık ve yakınlarının “bize niye sahip çıkmıyorsunuz” yönündeki provokatif çağrılarına hukuk devleti prensiplerini hatırlatarak cevap verdi.
Yani her ordu gibi TSK’da da haydi haydi hüküm süren lonca ruhunun demokratik rejimlerde bir yere kadar gidebileceğini ve o hukuk ilkelerinin çiğnenemeyeceğini çağrıştırdı.
Artı, aynı ulusalcıların farklı askerî branşları kışkırtmak amacıyla dil pelesengi ettiği diğer provokasyon söylemlerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Özetlersek, Genelkurmay Başkanı’nın önceki günkü açıklaması bir yandan anormal kalmak direncini sürdüren ordu kurumunun da artık büyük ölçüde normalleştiğini ortaya koydu; diğer yandan ise hâlâ militarist ve Bonapartist eğilimlere bel bağlayarak “süngüyü ha taktı, ha takacak” hezeyanlarıyla avunan kesimin son hayallerine kibrit suyu ekti.
Fakat heyhat, bütün bunlar geç ve güç oldu!
***
EVET, geç ve güç oldu, çünkü TSK’nın kendini sorgulama süreci virajını haniyse çeyrek asır önce; yani onun Türkiye’deki ayrıcalığına imkân tanımış olan uluslararası konjonktürün radikal biçimde değiştiği 1989 Devrimi’yle dönmesi gerekiyordu.
Ne vakit ki Duvar yıkıldı, komünizm çöktü, dolayısıyla Soğuk Savaş son buldu, başta ordunun konumu, ülkemizdeki eski paradigmanın da devam edemeyeceği gün gibi aşikârdı.
Ve Halep oradaysa arşiv buradadır, bu satırların yazarı da dâhil daha o andan itibaren yukarıdaki inatçı gerçeği tekrarlaya tekrarlaya dilimizde tüy ve bilgisayarımızda hafıza bitti.
***
HÂLBUKİ stratejik önemimiz azalıyor diye paniğe kapılan eski statükonun sivil ve askerî zaptiyeleri ne yapsak da mevcudu sürdürebilsek türünden boş hesaplarla avundular.
Öngörüde bulunanları da “vatan ve ordu düşmanı” (!) diye karalamaya yeltendiler.
Oysa insanın benliğinde var olan vatan kavramı ne onların üzerine zimmetliydi, ne de bizler o vatanın daha uzun süre orduya ihtiyaç duyacağını bilemeyecek kadar saf ve böndük.
Peki de, işte Türkiye ve ordu eninde sonunda normalleştiğine göre, zaten boşu boşuna heba edilmiş olan aynı çeyrek asrın ideolojik sorumluları hâlâ niye ve niçin direniyorlar?
Eh, çünkü geç ve güç anlamaktan bile aciz olanlar ruhen anormal addediliyorlar!
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015