Hadi ULUENGİN
BAŞLIKTAKİ deyim siyasetbilim terminolojisine yaklaşık kırk sene önce girdi.
İfade, sol ve sağ terörizmin İtalya’ya “barut yılları” yaşattığı döneme uzanır.
Bununla, Roma’da otoriter, hattâ totaliter bir yönetime zemin yaratabilmek için kâh gizli servislerin, kâh da belirli odakların her iki tarafı da manipüle ettiği kastediliyordu.
Yani Çizme Yarımadası’ndaki tansiyon tedhiş aracılığıyla kasten had safhaya tırmandırılmaktadır ki, kamuoyu böyle bir yönetimden başka çare kalmadığı fikrini onaylasın.
Fakat, haydi haydi komplo teorisi kokan bu hipotez daha sonraki adli, idari ve parlamenter soruşturma komisyonlarına rağmen hiçbir zaman ispatlanamadı.
Ama yine “gerilim stratejisi” yetmişli yıllardan itibaren lügate mal oldu. İmdii…
***
İMDİSİ şu ki, ister sözlük tanımı henüz yarım asra bile varmamış, ister Roma’daki iddia fantazmagorik bir hezeyan olarak kalmış olsun, öz itibariyle hiçbir şey değişmiyor!
Çünkü başka adlar altında da olsa “gerilim stratejisi” her zaman ve her yerde zaten ezelden beri uygulandı. Dün de uygulanıyordu, bugün de uygulanıyor…
Belli bir hedefe ulaşmak amacıyla tansiyonu tırmandırmak ve bunun için de şiddet eksenli yöntemlere başvurmak en marjinal gruplardan en devasa devletlere ve en kıtıpiyos şeflerden en ünlü liderlere, tarihteki sayısız aktör tarafından yine sayısız defa pratiğe geçirildi.
Emsalleri saymakla bitmez. Modern zamanlardan iki kısa örnekle yetineyim.
***
HİTLER geleneksel muhafazakâr partileri kendi iktidarına razı edebilmek için hem SA ve SS milisleriyle Almanya’da terör estirdi, hem de komünistleri bilhassa şiddete tahrik ederek sözkonusu partilerin kızıl organizmadan duyduğu endişeyi dehşete dönüştürdü.
Öte yandan, gerek Rus Narodyana Volya örgütü, gerekse 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı Avrupa anarşistleri düzenledikleri tedhiş eylemlerini daima kendi hedeflerine ulaşmanın “gerilim stratejisi” eksenine oturttular. Teorik çerçeveyi bu zeminde açıkladılar.
***
FAKAT yukarıdaki örneklerden veya daha başkalarından yola çıkarak zıt tarafların danışıklı- dövüş içinde olduğunu söylemek yine komplo teorisi kategorisine girer!
Ne Alman komünistleri Hitler’le dirsek temasındaydı, ne de Narodyana Volya üyeleri Çarlık polisinin hizmetkârı durumundaydılar.
Lâkin nesnel olarak ve belirli bir süre için ortak rotada buluştukları doğrudur!
Nitekim, zaten Weimar Cumhuriyeti’nden nefret eden o Alman komünistler hem sosyal demokratlarla ittifakı reddederek, hem de Nazilerin tırmandırma provokasyonuna gelerek aynı Nazilerin aynı Cumhuriyet’i katletmesine çanak tuttular.
Sübjektif açıdan hasımdılar ama o anki ortak hedef o cumhuriyet olduğu içindir ki objektif olarak “gerilim stratejisi”nde birleştiler.
Hâki gömleklilerin hesabı tuttu ve kazandılar. Kızıl bayraklılar ise mahvoldular.
Öte yandan, Narodnik terör otokrasinin daha da çok zaptileşmesi ve genel liberal evrime daha çok set çekmesi için Çarlık rejimine altın tepsi içinde fırsat sundular
Birincinin “gerilim stratejisi”ni ikincinin “gerilim stratejisi”ne yenik düştü.
***
ŞÜPHE yok, işte şu an Türkiye’de de böyle bir “gerilim stratejisi” yaşıyoruz.
Zahiren hasım gözüken ama kumar restini yeşil çuhalı bile değil kan kırmızılı ve ortak blöflü bir masada çeken her iki tarafın da kimler olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Fakat tabii ki galibi öngöremiyoruz ve zaten öngörmek de nasip olmasın!
Tek temennimiz masaya vurulacak bir tekmeyle bu pespaye oyunun dağıtılması ve bu iki pervasız kumarbazın başımızdan ve kaderimizden def edilmesidir…
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015