Kerem ALTAN
Mesleği casusluk olan birinin bu kadar ünlü olmasının yarattığı tuhaf görüntüyü bir kenara bırakıp MİT Başkanı Hakan Fidan’la ilgili bayram tatili boyunca devam eden tartışmaları ilgiyle izledim.
Batı basınında Fidan’la ilgili çıkan yazılardaki mesajların aslında kime gittiğiyle ya da Fidan üzerinden oynanan oyunlarla ilgili, gerek patronlarını korumayı görev bilip “Hakan Fidan’ı yedirmeyiz” ana fikirli yazılar yazan veya bu konuda sadece tahmine dayalı yorum yapanlar gibi saf tutmak için kafamı yormayacağım. Bu bulanık suyun içine parmağımı bile sokmayacağım tabii ki.
Çünkü konu, hiçbir şey bilmeden ahkâm kesmek için oldukça karmaşık ve tehlikeli.
İstihbaratçıların gölgelerle dolu dünyasında dolaşıp şifreleri çözmeye çalışmaya kalkışmak da benim gibiler için imkânsız.
Ama madem ünlü istihbarat şefimiz hakkında konuşmaya bu kadar meraklıyız, komplo teorilerinden ve hamasetten vazgeçip gelin biraz gerçeklerden ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bizleri doğrudan ilgilendiren, gazetelere yansımış “icraatlarından” bahsedelim.
Örneğin Taraf Gazetesi’nden Mehmet Baransu’nun ortaya çıkardığı fişleme skandalı, haber gazetede çıktığından beri hiç konuşulmadı.
Her zamanki gibi şaibeli olayları kapatmanın en kolay yolu tercih edilerek yayın yasağı devreye girdi ve kamuoyunun konuyla ilgili gerçeklere ulaşması engellendi.
Oysa CHP’li ve MHP’li milletvekilleri ile iş adamlarının kamu ihaleleri öncesi MİT tarafından fişlendiğini anlatan haber, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın kimi zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin değil de AKP iktidarının istihbarat teşkilatı gibi çalıştığının en açık örneğiydi.
Gelin görün ki Başbakan ve sağ kolu Hakan Fidan’ın bu skandaldaki rolü şimdiki kadar ilgi çekmedi.
MİT’le ilgili yasa taslağında yapılması planlanan değişiklikler de kimseyi dehşete düşürmeye yetmedi. MİT’in vatandaşlarla ilgili her türlü bilgiye izinsiz ulaşabilecek olması kimseyi rahatsız etmedi. İnsanların okuduğu kitapların, yediği yemeklerin ya da gittiği seyahatlerin bir istihbarat teşkilatını neden ilgilendirdiği, bırakın isyan etmeyi üzerine konuşulmaya bile değer görülmedi.
Peki ne oldu?
İhaleye girecek “rakipleri” fişlemekle ya da kendi vatandaşlarının attığı her adımı izlemekle uğraşıp asıl görevini savsaklamanın bedelini Reyhanlı’da hayatını kaybeden “53 Sünni vatandaş” ödedi.
Reyhanlı’daki istihbarat zaafının açıkça ortada olmasına rağmen bu konudaki her türlü eleştiri “Hakan Fidan’dan duyulan rahatsızlığın asıl nedeni ne?” başlıklı komplo teorilerine takılıp kaldı.
Ölen 53 kişi üzerinden her türlü sömürü ihmal edilmedi ama gerçeklerin ortaya çıkması yine gizlilik kararı marifetiyle başarıyla engellendi.
Bu kadar insanın hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili sadece tek bir sorumlu “keşfedildi”, o da saldırıyla ilgili belgeleri sızdırmakla suçlanan bir er oldu.
AKP hükümetinin “diktiğini ve asla sökmeyeceğini” haykırdığı Fidan’la ilgili iddiaların en meşhuru ise tabii ki Roboski katliamı.
Kendi insanlarının üzerine bomba yağdıran istihbaratın sorumlusu kim ya da kimler hala sır.
Ne MİT Başkanı Hakan Fidan’ın bu katliamdaki olası sorumluluğu ne de Başbakan’la paylaştığı olası suç ortaklığı, Amerika’da çıkan yorumlar kadar etkileyemedi kimseleri ne yazık ki.
Toplumun daha büyük bölümünü ilgilendiren “MİT gerçekleri” kadar toplumun çok daha küçük bir bölümünü ilgilendiren başka skandallar da var.
Mesela MİT tarafından gerçekleştirilen yasadışı dinleme operasyonu.
Dinlenenlerin bazılarının sonradan dinleyenlerin tarafına geçmiş olması, MİT’in büyük bir olasılıkla yine Başbakan’ın emriyle suç işlediği gerçeğini değiştirmez.
Fakat MİT Başkanı ve görevlileri, çıkartılan bir kanunla ancak Başbakan izin verirse yargılanabileceği için bu skandalın sorumluları da sırra kadem bastı.
Hakan Fidan ve MİT’ten bahsedilince benim de aklıma ilk gelen icraatlar bunlar. Benim bilmediğim doğruları ve başka yanlışları da vardır herhalde. Ama mutlaka Hakan Fidan ve MİT’ten bahsetmek istiyorsanız yaşanmış olaylar ortada.
Yapabilirseniz, önce kendi devletimizin bizlere karşı işlediği suçları ve suç ortaklıklarını konuşalım.
Bir insandan, bir teşkilattan daha önemli olanı, kendi vatandaşını “düşman” gören ve kendi vatandaşını adım adım izleyen bu devlet zihniyeti çünkü, bütün toplum için tehlikeli olan da bu zihniyet.
Vesayetler bitiyor, iktidarlar gelip geçiyor, görevliler değişiyor ama “kendisini halkın efendisi ve gardiyanı” olarak gören bu zihniyet orada öyle mıh gibi duruyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014