Leyla İPEKCİ
15 Temmuz sonrası çeşitli Anadolu şehirlerindeki gündelik hayata yansıyan şahitliklerden bahsettiğim Anaların duasında adlı yazımı sosyal medyada paylaştığımda şöyle bir tivit geldi: Leyla Hanım, eğer Cumartesi annelerinden de bahsetseydiniz sizin samimiyetinize inanırdım!
Yazıyı okusaydı özür diler miydi bilmiyorum. “Bugünlere dek dua eden ve kudretini gönülde canlı tuttukları güzel sözlerden alan anaların nicesine şahit olduk.” Diye yazmıştım: “Bir oğlu dağda, bir oğlu orduda katledilmiş anaların barış için döktükleri gözyaşındaki tevekkülü gördük. Kayıp oğullarını yıllardır arayan anaların yaşama arzusunda nice öksüz evlatlar şefkat buldu...”
Yeni Şafak'ta yazdığım için herhalde acılı anneler arasında bir ideolojik ayrım filan yaptığıma dair bir peşin hükmü vardı. Zira 'karşı medya'da şehit anneleri diye bir cümle kurduğunuzda hemen hamaset olarak nitelendirildiğine defalarca şahit olduk, oluyoruz.
Yıllarımızı tam da bu art niyete karşı yazarak, çizerek, sokaklarda toplanarak, her toplantıda haykırarak, durmadan iftiraya uğrayarak geçirmemişiz de, oturduğumuz yerden yalakalık yapıyoruz sanıyordu. Nereden zahmet edip yazdıklarımı araştırmaya kalkacaktı ki, küçümsemek daha kolaydı. Diğer örgütlü karalamaların yanında bu elbette çok cılız kalır ama onun da attığı çamur orada öyle kaldı.
***
Gazeteciliğe 1985 yılında Gelişim yayınlarında, Duygu Asena'ların Kadınca'sıyla başladığımda orada tanıştığım Kürt kadınlarının macerası daha tazeydi. Bir yandan Sosyoloji okuyor, bir yandan muhabirlik, röportaj, çeviri vesaire yapıyordum o bünyedeki farklı mecralarda. Derken yolum, şimdi bu gazetede köşe komşum olan Ali Saydam'ların başında olduğu Güneş yayınlarına geldi. Yıl 88'di. Onların farklı dergi maceralarında anılarım kadar tecrübem de birikti kendi çapımda. Saydam'dan yayıncılığa, dergiciliğe ve editörlüğe dair öğrendiklerim tıpkı sonradan Ercan Arıklı'dan öğreneceklerim gibi elan kulaklarımdadır.
90'ların başında Aktüel dergisinin kuruluş aşamasıyla birlikte Sabah bünyesinde inşa edilmiş ilk akıllı binada hızlandırılmış gazetecilik yıllarım başladı. Ali Bayramoğlu ile Tempo dergisinde tanıştığımda yıl 92 idi. Fransa'dan yeni dönmüştü ve akademik hayatına burada devam edecekti.
Bizim için gazetecilik ne taraftarlıkla özdeşleşirdi, ne politik duruşlarla, ne menfaatle, ne muktedirlik hırsıyla. Acizane merak, keşif ve anlama arzusuydu bizimki. İçinde yaşadığımız toplumun dip akıntılarına değme arzusuydu. Ali de sosyal araştırmacılık ile gazeteciliği harmanlayarak taze bir soluk veriyordu habercilik anlayışımıza.
Yerleşmiş kalıpların, ezberlerin, peşin hüküm ve önyargıların ötesine geçmeyi, Türkiye'nin muhteşem karmaşalarının sesini işitmeyi, işittirmeyi önemsiyorduk. Üç kuruşlara çalıştırıldığımız, tatil yapmadığımız, sendikalı olmadığımız, tazminat alamadığımız, keyfi olarak işten çıkartıldığımız çok oluyordu. Ama 'mürekkep yalamak” dedikleri böyle bir şeydi, devam ettik.
***
Ali'yle yollarımız daha sonra da Yeni Yüzyıl gazetesinde kesişti. Türkiye'nin liberal, demokrat ve bir kısım muhafazakarını birleştiren ve kabaca Gezi sürecine dek bir arada tutacak olan 28 Şubat dönemi, kendi medya anlayışını da getirmişti. Artık Ali gibi “bizim laik kesim”den yazarların Yeni Şafak'ta yazması, beni de bu gazetenin okuru yapacaktı erken 2000'lerde.
Kendi maceram mesleği bıraktıktan ve kitap yayınlamaya başladıktan sonra farklı mecralarda kesintisiz devam etti. Siyaseti analiz etmekten öte, siyasetin içimize ve küçük hikayelerimize yansımasına odaklanmaya yönelikti yazılarım, derken aşk ve irfan ehlinin canlı sözlerini işittirmeye başladı bu toprakların sesi bana. İçimizde olan ile başımıza geleni, enfüste ve afakta 'bir' olarak algılamaya başladıkça, köşe yazmak da yeni anlamlar kazandı benim için acizane.
Ali ise bazen hepimizin çuvalladığı hak hukuk mevzuları başta olmak üzere, hiç ödün vermedi Türkiye siyaseti üzerine düşünmekten, yorumlamaktan. 28 Şubat'ın bizi 'omuz omuza' kıldığı günlerden bugüne dek hep Yeni Şafak'ta yazdı. Türkiye'nin en önemli demokratik krizlerinde, en anlamlı kesişmelerle ayrışmalarında, en kritik dönemeçlerinde hep esasa odaklanmaya çalıştı, hep 'içeriden' yazmayı borç bildi.
Hiçbir mahalleye, cemaate ait olmadığından her kesim tarafından iftiralara uğradı, çok keskin yarılmalarda en yakın arkadaşlarının hışmına ve anlayışsızlığına uğradı, haksızlıklara maruz kaldı. Nice hastalıklar, kalp krizleri atlattı, nice dava, nice yargılama gördü, bizzat yaşadı.
Dürüstlüğü ve anlama çabasından ödün vermediği gibi, farklı kesimlerden pek çoğumuz için her vakit bir tür danışman oldu Ali. Mesela dershane krizinde ayrıldığım Zaman gazetesinden sonra Yeni Şafak'ta yazmama vesile olan da oydu. Bizzat yazdığım mahallenin farklı gazetelerinde hakkımda inanılmaz bir iftira manşet olduğu vakit onu aradım. “Ya ben bunun gibi binlerce davayla uğraşıyorum” diyebilirdi pek çoğunun bana yaptığı gibi, küçümseyebilirdi. Ama bizzat yetkilileri aradı, uğraştı, düzeltmeye çalıştı maruz kaldığım haksızlığı.
***
Evet, 15 Temmuz öncesi ve son dönem biz de bazı tartışmalar yaşadık Ali'yle aramızda. Birbirimize katılmadığımız fakat bir türlü birbirimizi ikna edemediğimiz ince ayarlı ama anlamlı şeyler yüzünden. Onun 'norm' olarak kabul ettiği bazı duruş ve algıların tek başına içinden geçtiğimiz yaşantının ruhunu kavramaya yetmediğini düşünüyordum. Önceliklerimiz ve kaygılarımız farklılaşıyordu.
Olsun diyordum. Hepimizin yanıldığı son derece ustaca kurgulanmış en kripto -fetöcü- olaylarda, gerçeği tam da bu 'normları' hasebiyle bazen sadece Ali görebilmişti. Kredisi kalptendi, niyeti sahihti. Ne olurdu ki aynı iç sese sahip değilsek.
Ali artık burada yazmıyor. Çünkü bu karşılıklı 'bağ' yıpranıp koptuğu zaman yapacak bir şey kalmıyor. Hayırlısı budur. Başka bir yerde de yazmıyor an itibarıyla. “Bizim zamanımızda” medya bu kadar çeşitli değildi, gerçekleri saptırdığınızda sizi gerçeğe davet edenler de fazla değildi. Ama okurların tepkisinden ölçebildiğimiz gibi, bu kadar art niyet tek malzememiz değildi.
İçerde ve dışarıda bizi birbirimize düşüren savaşlar art niyetle başlıyor. Adalet ve zulmün ana belirleyicisi bu sebeple halis niyet olmalı diye düşünüyorum; farklı duruşlarımızdan, fikir ayrılıklarımızdan ziyade. Çünkü at izi ile it izinin karıştırılması için canla başla uğraşanlara karşı gerçek olma çabasından asla ödün vermememizin başka yolu yok. Hayatta da, medyada da.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018