Mehmet ALTAN
Yargının 25 Aralıkta başlattığı ‘yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturması siyasal iktidarın kimyasını bozuverdi.
Önce 2005 yılında AB standartlarına uygun olarak kendi çıkardığı Adli Kolluk Yönetmeliği’ni boğdu.
Yetmedi, ardından ikinci operasyonu başlatan 25 Aralık’taki mahkeme kararına karşı ‘yargı darbesi’ yaptı, polisin mahkeme kararına uymasını engelledi.
Bununla da yetinmedi.
Hırsızlık, yolsuzluk ve rüşveti soruşturabilecek potansiyel polis ve yargı mensuplarını keyfi bir şekilde hallaç pamuğu gibi dağıttı.
AB standartlarına uygun olarak çıkardığı HSYK’yı yok etmeye kalkıştı.
Ardı ardına gelen bu hamlelerle korkunç bir karanlığa doğru hızla yol alırken, kendi baskı ve yasak rekorunda yeni bir zirve yaptı. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), Sabah Gazetesi ile ATV’nin satışı için başbakan tarafından ‘havuz kurulduğu’ iddiaları hakkında CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın parlamentoda verdiği soru önergesinin internette duyurulmasını yasakladı.
Oran’ın kişisel web sitesine ve başta T24 olmak üzere bu haberi koyan internet sitelerine müdahale etti.
Oran, “Türkiye’de ilk kez mahkeme, yasamaya sansür koymaya çalıştı” tepkisini gösterdi. Bu tepkiyi göstermekte de haklıydı çünkü yasaklanmaya çalışılan haber, ‘milli iradenin’ seçtiği parlamentoda verilmiş bir soru önergesiyle ilgiliydi.
İktidar, başbakan hakkında parlamentoda verilen bir soru önergesini ve bu önergede dile getirilen iddiaları ‘halkın’ duymasını istemiyordu. Parlamentoda olanları halktan saklamaya uğraşıyordu.
Belli ki iktidar, AKP’li olmayan milletvekillerini ‘milli iradenin’ temsilcileri, onları seçen vatandaşlarını da ‘milli iradenin’ parçası olarak görmüyordu. Onların haklarını yok sayıyor, parlamentoyu sansürlemeye kalkışıyordu.
İyice şirazesinden çıkan iktidar anlaşılan yalnızca kendi seçmenlerini ‘millet’ olarak görüyor, sadece kendi milletvekillerini ‘milli iradenin’ temsilcileri olarak kabul ediyordu. Muhalefet partilerinin milletvekilleri ‘milli iradenin’ temsilcileri değildi ve parlamentoda yaşananlar o parlamentonun gerçek sahibi olan halktan saklanabilirdi bu anlayışa göre.
Bu sansürle, yalnızca hukuka, demokrasiye değil ‘milli iradeye’ de darbe vuruluyordu.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, bu eşine rastlanmamış sansürüne İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin tam metnini kimsenin bilmediği 23 Ocak 2014 tarih ve 2014/55 sayılı kararını gerekçe gösteriyor.
Sabah Gazetesi ile ATV’nin satışı için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından havuz kurulduğu iddialarına ilişkin soru önergesinin web sitelerinde yayınlanmasına yasak getiren mahkeme, son zamanlarda çok meşhur olan ‘paralel devletin’ mahkemesi mi, ‘gerçek’ devletin mahkemesi mi?
Ya da AKP, kendi yolsuzluklarının duyulmasını engellemek için kendine ‘başka bir paralel devlet’ mi kurdu?
Bir yandan iktidarın hırsızlıklarının yargı tarafından soruşturulması yasaklanırken, diğer yandan da yolsuzlukları soran ‘milli irade’ye yasak getiriliyorsa bir ‘AKP paralel devleti’ söz konusu demektir.
‘Gerçek’ bir devlette, ne bir mahkeme, ne de TİB gibi bir ‘kamu kuruluşu’ parlamentoyu sansürleyemez çünkü.
Parlamento, milli iradenin temsilcilerinin özgürce konuşabildiği, hükümete her soruyu sorabildiği, ‘dokunulmazlığı’ olan bir kurumdur ve ‘gizli oturumları’ dışındaki bütün oturumları ile kararları halka açıktır.
Nasıl yargıya müdahale edilemezse, Parlamentoya da müdahale edilemez. Nasıl yargı kararları sansür edilemezse, parlamento kararları, görüşmeleri, önergeleri de sansür edilemez.
Müdahale etmeye kalkmak, sansürlemeye çalışmak suçtur.
Eğer bir ülkede suçlar bu kadar rahat işleniyorsa, mahkeme kararları parlamentoyu sansürlemek için kullanılıyorsa, ‘kamu kuruluşları’ parlamentoda verilen soru önergelerinin yayınını yasaklayabiliyorsa, o ülkede ‘gerçek devlet’ yok olmuş, çeşit çeşit ‘paralel devletler’ ortaya çıkmıştır.
O zaman burada yaşanan savaş, devletle ‘paralel devlet’ arasında değil, devleti yok farz eden, hukuku çiğneyen iki ‘paralel devlet’ arasında yaşanmaktadır. İkisinin de yargılanması gerekir.
İşin daha tuhaf olan yanı ise siyasi iktidarın suçladığı ‘paralel devletin’ suç işlediğine dair kanıtların henüz ortaya konmamasına karşılık, siyasal iktidarın ‘devletin hukukunu’ yok sayarak ‘paralel devletleştiğine’ dair kanıtların bolca bulunmasıdır.
Şimdilik kanıtlı belgeli bir şekilde ‘paralelleşen’ tek güç bizzat siyasi iktidarın kendisidir. Hukuka, demokrasiye, ‘milli iradeye’ kast eden AKP’nin kendi ‘paralel’ devletidir.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Biliyorsunuz, başbakan ‘yolsuzluk ve rüşvet operasyonu’ ortaya çıkınca, 12 yıldır yönettiği devletin içinde bir çete keşfetti.
Yargının ve polisin bu çetenin eline geçtiğini iddia etti.
Ve sokak sokak dolaşarak, sabah akşam televizyonlarda görünerek ‘paralel devlet’ten yakınmaya başladı.
Beğenmediği yargı kararlarını ‘paralel yargının kararı’ olarak etiketleyip uymayı reddediyor, o uymayınca gücü yeten başkaları da ‘ben de dinlemiyorum yargı kararını’ diye ortaya çıkıyor.
Başbakan ve onun destekledikleri yargı kararlarını dinlememekte kendilerini özgür hissederken, muhalifler ‘tam metni bile bilinmeyen’ mahkeme kararları bahanesiyle susturulabiliyor.
Bir bizim gibi insanların ‘yasalarına, yargısına’ uymak mecburiyetinde olduğu bir devlet var, bir de siyasal iktidarın ve taraftarlarının asla uymak zorunda olmadıklarına inandıkları bir başka ‘paralel devlet’ var.
Kendi paralel devletlerinde AKP yöneticileri her suçu işlemekte, bu suçu yakalamaya kalkanları sürgüne göndermekte ve her türlü yöntemle muhaliflerini susturmakta özgür.
AKP’lilerin hukuksuz ‘paralel devleti’ iktidar üyeleri ve yakınları için bir cennet, halk içinse bir cehennem.
En hoş yanı ise ‘kendi cennetlerinde’ keyiflerince soygunlar yapıp, sansürler uygulayan AKP yöneticilerinin ‘biz mağduruz’ diye ağlamaları.
Bu ne güzel mağdurluk.
Biraz daha mağdur olsalar iktidar partisinin merkez yürütme kurulu üyelerine, istedikleri her eve girip istedikleri eşyayı alıp gitmek de serbest olacak.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
AKP’nin ‘paralel’ devletinde ‘yolsuzluk ve rüşvet’ nedeniyle koltuğunu kaybeden bakanlar hakkında Adalet Bakanlığı’na gönderilen fezlekeler bir türlü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilmiyor.
Adalet Bakanı ve müsteşarı, İzmir Başsavcısına yasa dışı talimatlar veriyor.
Polisler, AKP iktidarının beğenmediği mahkeme kararlarına uymuyor.
İktidarın hırsızlıklarını soruşturan bütün savcılar görevlerinden alınıyor, iktidarın yolsuzluklarının soruşturulması fiilen yasaklanıyor.
‘Gerçek’ devletin yasaları ‘AKP’nin paralel devletinde’ iktidar için geçerli olmuyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
‘Milli iradeyi’ temsil ettiğini söyleyen siyasi iktidar, ‘gerçek’ devleti bütün kurumlarıyla çökerterek kendi ‘paralel devletini’ kurmuş bulunuyor.
Yazılı yasalar onlar için geçerli değil, ‘yazılı olmayan’ ve ‘AKP’lilere her şey serbesttir’ diyen ‘gizli’ yasalar uygulanıyor onlar için.
Muhalefet ise her türlü yasa çiğnenerek, ‘milli irade’ yok sayılarak sansürleniyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
‘Paralel devlet’ kurmak suçtur.
Kim böyle bir girişimde bulunduysa bir gün kaçınılmaz olarak yargılanacak.
Hiç bir güç bu suçu işleyenleri yargılanmaktan kurtaramaz.
İktidarda olmanın sarhoşluğuna kapılanlar ‘yok’ sansalar da hukuk diye bir şey hala var ve varlığını er geç gösterecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025