Mehmet ALTAN
İkinci Abdülhamid’in Aşk-ı Memnu’ya attığı kroşe
16.08.2018
1344
Matbaa teknolojisinin Osmanlı Devleti tarafından resmî olarak kabulü ve kullanılması bilindiği gibi iki asır gecikti.
Avrupa’da Reform ve Rönesans hareketlerinin gelişip ilerlemesinde büyük katkılar sağlayan matbaa bizim topraklarımıza çok geç ulaştı
Sanmayın ki böylesine ürkütücü bir gecikme, arayı kapatmak isteyen bir okuma iştahına yol açtı; asla, hiçbir zaman yol açmadı.
Aksine, çok ürkütücü bir kitap düşmanlığı yarattı.
Basın tarihini yeniden incelerken kitap düşmanlığında çok çarpıcı örneklere rastladım. Kitap düşmanlığının kökenlerini bir kez daha keşfettim. Bir toplumda baskı ve sansür koyulaştıkça kitap düşmanlığının da azmanlaştığını gördüm.
Kendi yaşamımda da kitap fobisi ile ilgili ağır örneklerle karşılaştım. Bunlardan biri 12 Mart 1971 Darbesi ertesi baba evinden toparlanan 41 kitabın macerasıdır.
En taze ve sonuncusunu ise Silivri Cezaevi’nde yaşadım. İdare, 2007 yılında yani tam on bir yıl önce yazdığım Marksist-Liberal kitabını bana vermeye çekindi. Yazdığım her dilekçeye “incelemede” olduğuna dair yanıt aldım. Kendi yazdığım kitaba ulaşamadım.
***
Sansür ve baskı sadece basılı kitaplara düşmanlık yapmıyor, bir de görünmeyen yan etkiler doğuruyor. Toplum okumadan kesiliyor. Yazarların da yazma iştahı eksiliyor. Bu travmaların izlerini geriye doğru sürünce karşınıza II. Abdülhamid ve istibdat dönemi çıkıyor.
Padişah II. Abdülhamit’in 1908’te İkinci Meşrutiyet’in ilanına kadar süren, İstibdat Dönemi’nde üç tür sansür uygulanır:
1-Türkçe ve azınlıkların dilleriyle yayımlanan gazetelerin sansürü:
Bu sansürün uygulanması amacıyla 1878’de kurulan sansür heyeti, İçişleri Bakanlığı İç Basın Müdürlüğü’ne bağlanır. Gazetelerin yazı işleri müdürleri, gazeteye girecek bütün yazıların provalarını her akşam sansür kuruluna sunmaya başlarlar. Sansür memurları, gerekli gördükleri yazı, paragraf, cümle veya kelimeleri çıkardıktan sonra provaları gazeteye geri gönderirler.
2-Türkiye’de ve dışarıdan gelen yabancı dillerde basılan gazetelerin sansürü:
Bu yayınların sansürüyle Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Matbuat-ı Hariciye Müdürlüğü görevlendirilir. Yabancı ülkelerden gönderilen yayınlar daha gümrükten geçmeden memurların kontrolünden geçer.
3-Yerli ve yabancı kitap sansürü:
1880’de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Encümen-i Teftiş ve Muayene Kurulu kurulur. Kurul, siyasal olmayan sürekli yayınların ve kitapların sansürü ile ilgilenir. 1897’de yine Milli Eğitime bağlı olarak Tetkik-i Müllefat Komisyonu (Yazılmış Kitapların İncelenmesi) ile Kütüb-ü Diniye ve Şeriye Tetkik Heyeti (Din Kitaplarını İnceleme Kurulu) kurulur.
***
Sansürün yazma isteğini yok ettiği yazarlardan biri de Halid Ziya Uşaklıgil’dir.
1866 yılında doğup, 27 Mart 1945de ölen Halid Ziya Uşaklıgil Servet-i Fünun ve Cumhuriyet döneminin en önemli Türk romancılarındandır.
Servet-i Fünun edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir.
İlk büyük Türk romanı olarak kabul edilen Aşk-ı Memnû’nun yazarıdır.
Türk romanının gerçek anlamda Batılı bir kimlik kazanmasında çok büyük katkısı olmuş bir yazardır.
***
Batı etkisindeki Türk edebiyatının önemli safhalarından biri Servet-i Fünun Edebiyatı’dır. Kısa sürmüş olmasına rağmen edebiyatta çok ciddi bir aşama olarak görülür.
Tabii ki Servet-i Fünun’un edebiyat anlayışı dönemin koşullarından bağımsız değildir. Hatta tam tersine tam da dönemin siyasi koşullarının bir sonucudur.
Servet-i Fünun dönemi 1896 - 1901 yılları arasındaki beş senelik dönemdir.
Daha önceki dönemde toplumu aydınlatmaya çalışan edebiyatçılar bu dönemde iyice susturulur. Çünkü devlet muhalif ses duymak istemez. İstibdat yani baskı toplumun her kesimine sirayet etmiştir.
***
Servet-i Fünun sanatçıları ise böyle bir baskının sonucunda doğan ümitsizlikle toplumsal odaklı anlayış terk edip, daha pür bir sanat anlayışına yöneldiler. Siyasal konulardan uzaklaştılar. Daha nitelikli ve yüksek düzeyli bir estetik ve sanat anlayışına öncülük ettiler.
Halit Ziya Uşaklıgil bu dönemin en parlak yazarlarından oldu.
Gel gör ki kaçınılmaz Abdülhamit sansürü Serveti Fünun dergisini de vurdu.
Önce Servet-i Fünun’da yazan İsmail Safa sürgüne gönderildi. Bunun üzerine Halit Ziya roman tefrika etmek dışında hiç yazı yayımlamadı.
Ancak sansür daha da tırmandı.
1901’de Hüseyin Cahit’in “Edebiyat ve Hukuk” adlı yazısı nedeniyle Servet-i Fünun kapatıldı ve topluluk dağıldı.
Bu, Halit Ziya Uşaklıgil’in küsüp, susmasına neden oldu.
***
Uşaklıgil, anılarını kaleme aldığı Kırk Yıl adlı kitapta susmayı tercih ettiği dönemi şöyle anlatır:
“Son büyük hikâyem Kırık Hayatlar’ın tefrikası bir yaza rastlıyordu, ben de hasta çocuğumla uğraşarak o yazı Büyükada’da geçiriyordum; zaten memleketin havasından, hususi hayatımın içine zehrini akıtmaya başlayan bir matemin kokusundan, bir de sanat ve fikir dünyasının üzerine çöken şu kara buluttan öyle bezgin hâldeydim ki, bir gün karşıma sansürde delik deşik olmuş bir müsveddeyi neşredilecek bir şekle çevirmek için uğraşırken birden durdum.
Donuk bir beynin içinde bir sorgu, sanki bulanık bir su içinde kıpırdanan bir mahlûk vardı: Ne için?
Bu sorgunun bezginlik içinde verilecek cevabını kestirmek zor değildir.
Kalemimi, kırgınlığımın olanca şiddetiyle kırmızı kalemle çizilmiş olan bir fıkranın ortasına sapladım; kalem o fıkrayı, altında kâğıtları da delerek tahtaya geçip orada birkaç saniye, sanki can acısıyla sızlayarak titredi.
Kırık Hayatlar orada böyle belinden saplanarak yaralayan bir hançerle vurulup kaldı, ta uzun yıllardan sonra tekrar canlanıp dirilinceye kadar…
O günden sonra kırılmış kalemin edebiyatla bir ilişiği kalmadı; yıllarca da Meşrutiyet’in ilanına kadar, ne basılmak ne saklanmak için edebiyatla ilişiği olabilecek tek bir satır yazmadım.”
***
Bu topraklar zehrini akıtmaya başlayan baskı ve sansür mateminin kokusunu hep duydu.
Hep duyuyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025