Murat Sevinç
Kişisel olarak, Türkiye’nin daha çok uzun yıllar eşitlikçi ve özgürlükçü bir toplum olmanın yanından dahi geçemeyeceği kanısındayım. Kendisi atılmış, hocası atılmış ve hocasının hocası atılmış bir insanın satırları bunlar; hayalperestin değil! Mesele şu ki, ellerimizdeki iğnelerle her ne yapılacaksa, bu gerçeği görerek, bilerek yapılacak iri laflarla ham hayaller kurarak değil.
Geçen hafta asıl konumu değiştirip siyasi mücadele için öncelikle asgari moral ve mutluluğa ihtiyacımız olduğuna dair yazmıştım. Konu üzerine bir iki satır daha söylemek istediğim var demek ki. Bu yazıyı da diğeri gibi, ne yapılması gerektiği konusunda çok belirgin önerileri olmayan birinin satırları, kafa karışıklıkları ve paylaşma isteği olarak okursanız sevinirim.
Doğru, hangi önerinin ne kadar işe yarayacağı konusunda kesin olduğunu iddia edebileceğim bir kanaatim yok. Buna mukabil herhangi bir şeye başlamak ya da sürdürebilmek için asgari umuda ve mutluluk hakkına ihtiyaç duyduğumuz konusunda kuşkum da yok.
Şu satırları yazar yazmaz, bazı sözcüklerin sonundaki ‘z’ harfi üzerine düşünmek zorunda hissediyorum doğrusu. ‘Biz’ diyorum. İhtiyaç duyduğumuz. Kim bu, biz? Yazarken ve konuşurken ‘ben’ yerine ‘biz’ tercih edenler var. ‘Biz’i bir kurumun, bir partinin, bir hareketin temsili anlamında kullanmak elbette anlaşılır. Ancak okuduğum bazı yazılarda böyle bir temsil ve aidiyet ilişkisinden söz etmek pek mümkün görünmüyor. Örneğin Türkiye’de hukukçular, eserlerinde genellikle ‘biz’ kullanır. “Bize göre, cumhurbaşkanı kararnamesi ile…” Siz kimsiniz? Kaç kişi karar verip yazdınız? Ancak giderek yaygınlaştı bu ‘biz’ tercihi. Oysa ‘biz,’ bildiğim kadarıyla ancak anlamlı bir temsil ilişkisi söz konusu olduğunda kullanılır. Papa’nınki, hükümdarlarınki, devlet başkanlarınınki gibi. Diğerleri bana garip geliyor doğrusu ama konu şimdi bu değil!
Bu yazıda kastedilen ‘biz,’ bir varsayımın sonucu kabul edilebilir. Asgari umut, moral ve mutluluğa çok insanın gereksinim duyduğu ve benim, kişisel olarak o ‘çok insandan’ biri olduğum, bir varsayım nihayetinde. Varsayım mantıklıysa ne âlâ. Varsayımın kökeninde de kuşkusuz bu satırları az çok benzer yönde düşünen insanların okuduğu tahminim var. Haliyle, çok yanlış bir yerden hareket ettiğimi zannetmiyorum, birinci çoğul şahıs tercih ederken.
Okuduğunuz yazıdaki bu ‘sınırlı biz’i bir yana bırakırsak, yine de sanırım, düşünmeye başlamak için öncelikle ‘biz’in kimlerden oluştuğu üzerinde kafa yorulmalı. Bir örnek ‘biz’ olmadığı gibi, bir örnek ‘onlar’ da yok. Son zamanlarda ‘yüzde 50 hayır bloku’ üzerinde çok duruldu. O blokun çoğu yaşamsal konuda birbirinden farklı düşündüğü ve iktidarın belli konularda (özellikle Kürt sorununda) o bloktan da önemlice bir nüfusu yanına alabildiği sır değil. Hâl böyleyken burada tercih ettiğim ‘birinci çoğul şahıs,’ büyük ölçüde demokrasinin asgari niteliklerini benimsemiş, hiç olmazsa tek adam rejimleriyle bir derdi olan ve tanık oldukları karşısında şaşkınlık ve endişe yaşayanları anlatıyor.
Eğer tercih ettiğim ‘z’ harfini az da olsa açıklayabildiysem ve bu açıklama biraz olsun mantık barındırıyorsa, diğer sözcüklere geçebilirim.
Umut; ideoloji yüklü, felsefi ve tarihsel derinliği olan bir sözcük. Ben bu anlamların altından kalkabilecek bir yazıyı kaleme alabilecek yetkinlikte değilim ne yazık ki. Konuya ilişkin okumalarınız vardır. Yine de eğer henüz tanışmadıysanız, Susan Neiman’ın Ahlaki Açıklık (İletişim, Çeviren: Nagehan Tokdoğan, 2016) adlı eserini ve kitabın ‘Umut’ başlıklı dokuzuncu bölümünü tavsiye ederim. Burada o bölümden kısa bir alıntı yapmak istiyorum:
“Ben akıl dışı olmayan umutları savunuyorum, zira onların işaret fişekleri gayet somuttur – hatta küresel ısınmaya kanıt teşkil edebilecek kadar somuttur. Doğru olan da budur. İnsanlığın daha iyi bir duruma doğru mu ilerlediği yoksa koşar adım kendi sonuna mı gittiği sorusunun kesin bir cevabı yoktur, bunların her ikisi de gerçektir. Hangisini benimseyeceğimiz tercih meselesidir, ama tercihiniz rastgele olmak zorunda değildir. İlerlemenin olanaklı olduğuna inanıyorsanız, küresel ısınmayla ilgili bir şeyler yapabilirsiniz. Yok inanmıyorsanız, izlediğiniz kanaldan başka bir şeyi değiştiremezseniz.”
Umut, mutlak olarak öngörülmesi mümkün olmayan zamana, geleceğe ilişkin bir olgu. Ancak öngörülemezlik, tarihin seyri hakkında anlamlı çıkarsamalar yapmanın önünde engel değil. Geçen yazıda, dünyaya yakın pencerelerden bakan insanların ortak kanısı olan, ‘insanlık ya kapitalizmden kurtulacak ya da dünya yok olacak,’ iddiasını ileri sürerken yapmaya çalıştığım gibi. Belli bir tarih okumasının olağan sonucu olan söz konusu kanı, ‘ya barbarlık ya insanlığın mutluluğu’ derken, elbette kâhinlik yapmıyor. Haliyle öngörülebilir umut, ayakları yere basan, Neiman’ın ifadesiyle hiç de akıl dışı olmayan bir kavram.
İşte açıklanabilir temelleri olan bu ‘umudu,’ kendi toprağımızda nasıl, hangi araçları kullanarak yaymak mümkün olur?
Böyle bir sorunun tek bir yanıtı olamaz. Her konuda olduğu gibi, yorgun insanlara umut vermek ve asgari mutluluk sağlamak için de, son derece karmaşık sosyal-siyasal ağları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Koşullar, imkânlar, hâkim ideoloji vesaire…
Önceki yazıda, bir kısmı son derece ‘hafif’ görünecek öneriler yapmaya çalışmıştım. Hafif ve genellikle gülümseten öneriler getirmenin yararına inandığım için. İri sözcüklerle yaşamaya alıştırılmış, temelsiz özgüvenliler bostanında, ‘sinemaya gitmek ve roman okumak iyi gelir’ nevi cümleleri küçümseme eğiliminde olanlar vardır. “Adama bak ya, faşizmle tiyatroya gidebiliriz filan diyerek mücadele etmekten söz ediyor, hıyar mıdır nedir!” Böylesi tepkiler doğaldır ve yazan da zaten bunun farkındadır! Yine de inatla ‘hafif’ ve bazen ‘gayriciddi’ görünen önerileri tartışmaya açmakta yarar var. Düşünmede açıklık, karşıdakinin katkı yapmasına izin vermek, insanların saçmalamaktan kaygı duymamasını sağlamak, sanırım ‘konuşmak’ ve ‘dinlemek’ için gerekli asgari zeminin oluşturulması için gerekli. Naçizane önerim, bıkıp usanmadan ‘ağırlık’ ve ‘iri söz’ peşinde olanları pek umursamamanızdır. Basit ve hafif olmaktan, ciddiye alınmamaktan asla çekinmemeli.
Neden? Neden en basit görünenler üzerinde kafa yorulmalı?
Herhalde kabul edilebilir ki, hayal ettiğimiz Türkiye’ye biraz olsun yaklaşan bir ülkenin inşası için, öncelikle koşulları dönüştürmek gerekir. Bir meyve, yanlış/hazırlıksız toprak ve mevsimde yetişmez. Hemen herkesin torpille işe girebileceğini düşündüğü ve asgari hak/adalet duygusundan yoksun, eşitlik ilkesinin yanına uğramamış bir toplum ortalamasının ülkesine, bugün (salı) ‘sosyalizm’ getirseniz, üç güne (cuma) kalmaz çöker! Dolayısıyla ‘dönüşüm’ denilen, büyük zahmet, emek ve zaman gerektiren bir olgu. Kuşaklar gerektiriyor.
Kişisel olarak, Türkiye’nin daha çok uzun yıllar eşitlikçi ve özgürlükçü bir toplum olmanın yanından dahi geçemeyeceği kanısındayım. Kendisi atılmış, hocası atılmış ve hocasının hocası atılmış bir insanın satırları bunlar; hayalperestin değil! Mesele şu ki, ellerimizdeki iğnelerle her ne yapılacaksa, bu gerçeği görerek, bilerek yapılacak iri laflarla ham hayaller kurarak değil. Mükemmeli değil, daha iyisini aramaktan söz ediyorum. Daha iyisi olabileceğini düşündüğüm için. İşte ‘en basit, çocuksu öneriler ve tartışma davetleri, bu çok zahmetli ve ‘ürün/sonuç garantisi olmayan’ dönüştürme çabası açısından gerekli.
Yine geçen haftaki yazıdan: Yüzleşmek… Özeleştiri… Kişisel ve kurumsal geçmişlerle hesaplaşmak… Düşünceyi açık sözlülükle dile getirmek… Umut, moral ve asgari mutluluk için, başkalarının farkına varmak…
Kabul etmek gerekir, her gün tanık olduğumuz ve insanın akıl sağlığını zorlayan gelişmeler, davranışlar, açıklamalar, kararlar karşısında ayakta kalabilmek öyle kolay iş değil. Misal, ben bu satırları yetiştirmeye çalışırken memleketin bir kısmı, İsmet İnönü’nün 1962’de çekilmiş fotoğrafta elinde taşıdığı bayrakları tartışıyordu. Çünkü Erdoğan, dünkü açıklamalarıyla, memleketin bir kısmının her şeyi bir kenara bırakıp üç beş gün bu konuyu tartışmasını istedi! İki gün önce bir mahkeme, bir avukatı ‘savunma yaptığı’ gerekçesiyle tutukladı! Tutuklama kararında avukatın, ‘ters psikoloji’ yaptığı iddia ediliyordu. Gece tutuklanan avukat, sabah serbest bırakıldı! Muhtemelen ‘düz psikoloji’ gerekçesiyle!
Kendime her Allah’ın günü, delirmemem gerektiğini, nefret duygusuna yenik düşmemem gerektiğini, anlamaya çalışmaktan vazgeçmem gerektiğini telkin ediyorum. Kendi kendime moral vermeye çabalıyorum bıkıp usanmadan. Yalan olmasın, son günlerde bir iki kâse aşure yemek de çok iyi geldi! Hem yemek hem komşulara dağıtmak. İstanbul’da yaşadığımız apartmanda birlikte yaşadığımız ve ‘koridorda selam verdiğinde kısmi yüz felci geçireceğini düşünen’ muhterem komşularımızın aşure kâsesi karşısında ne hissettiklerini bilemiyorum, umuyorum iyi gelmiştir. Aşure konusunu kapatıyor, kusura bakmayın diyerek devam ediyorum…
İçinde debelendiğimiz koşullarda asgari moral ve mutluluğa ulaşabilmek için başvurulabilecek araçlardan biri, ‘kafa karışıklığı’ olabilir…
Kafa karışıklığından kastım, bir dünya görüşüne sahip olmamak, ne yapacağını bilememek ya da tutarsızlık değil. ‘Ezber bozmak’ kibrinden de söz etmiyorum. Zira ezber bozma iddiasıyla düşünmeye davet etmek, kuşkusuz kaçınılmaz olmasa da, bir diğer ezberin temelini atma riski barındırıyor. Kafa karışıklığı ile anlatmaya çalışılan, ‘tartışmaya ve düşünmeye açıklık’ için yaşamsal olan, ‘sorgulamaya’ davet. Şikâyet ettiğimiz, içinde nefes alamadığımız yapıların genel kabul görmüş ne kadar ‘doğrusu’ varsa, biraz kurcalamak, sıkıntılarımızdan verimli bir şeyler çıkarmak, biraz da kendimizin ve diğerlerinin canını sıkmayı göze almak. Ancak bunu, insanları horlayarak değil, olabildiğince çok yurttaşı tartışmaya katarak yapmayı denemek. Olur olmaz başka mesele. Ama denemek iyi bir şey.
Yazı okunamaz ölçüde uzun olsun istemiyorum. Kafa karışıklıklarının ve yüzleşmenin bazı muhtemel yararlarına, devam edeceğim…
Yazıyı, Ahlaki Açıklık kitabından (Umut başlığı altında, Rousseau’ya atıflar yapılan kısımdan) bir alıntıyla bitirmek istiyorum:
“… İnsanlar yalnızca birer gözlemci değil, aynı zamanda etkin varlıklardır ve mümkün olduğunca eylemeye meyillidirler. Eğer umutsuz bir şekilde eyliyorsak, bu eyleyişlerimiz ahlaki olamaz. (Çöküş kaçınılmazsa, yaptığımız şeylerin onu hızlandırıyor olmasının pek önemi yoktur.) Peki, bu çöküş daha iyi bir durumdan mı yola çıkarak gerçekleştiriyor? Bu sorunun bir cevabı yoksa farklı bir soru sormamız gerekmez mi? Yani, hangi bakış açısı bizlere, yolumuza devam edebilmemiz için gereken umudu sunar? Rousseau çok defa olduğu gibi bu noktada da işin püf noktasını bulmuştur: ‘Bütün vakıaları bir kenara bırakarak başlayalım, zira onların sorduğumuz soruya herhangi bir katkısı yok.’…”
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.09.2025
9.09.2025
4.09.2025
17.08.2025
14.08.2025
8.08.2025
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025