Murat Sevinç
İlk kez bu yılbaşında, tanıdığım çoğu insanın yürekten iyi yıllar dileyemediğini, yalnızca sağlık temennisi ile yetindiğini, 2021'e ilişkin herhangi bir umut sözcüğü sarf etmediğini fark ettim. Her şeye olabildiğince olumlu bakmaya çalışanlar bile geçiştirdi. Neşesini kaybedeli çok oldu da, genç insanlar ve kadın hareketi olmasa umudunu da kaybedecek sanki ahali. Umutsuzluktan çok, bıkkınlık ve ağır bir yorgunluk hissi belki de. Herhangi bir konuda üç gün sonrasını öngörebilen yok ve öngörülemezlik insanın başına gelebilecek en vahim durumlardan biri. Benim, iktidara muhalif ve müteahhitlik düşünmeyen bir yurttaş olarak, eğer hayatta kalırsam bu yıla ilişkin öngörebildiğim yalnızca iki şey var: 2021'de vergimle maaşlarını ödediğim insanlarca daha fazla aşağılanıp hakarete uğrayacağım ve muhalefet her hafta 'tank ve palet fabrikasından' söz edip sık aralıklarla 'ilk seçimde gidecekler' diyecek. Bu kadar.
Demokrasi, doğası gereği her rejimle uzlaşabilen büyük sermaye grubu temsilcileri dışındaki yurttaş kümeleri için, hava gibi su gibi elzem. O olmadığında, ortalama yurttaş özgür hissetmediğinde, düşünce özgürlüğü yok edildiğinde, özellikle yurttaş topluluğunun muhalif ve yoksul kesimleri için yaşamak, gün geçirip yaşamının sona ermesini beklemekten ibaret kalıyor. Özgürlüğü umursamaz görünen daha kalabalık kesim de, başına gelen çoğu musibetin aslında özgürlük ve eşitlik yoksunluğundan kaynaklandığının farkında olmadığından, umursamıyor. İnsanın bir şeyi umursaması için, o şey her neyse yaşamı üzerindeki belirleyici etkisini kavraması gerekir. İnsanca yaşam için gereksinim duyduğu temel gelire sahip olmasından tutun, fırından aldığı ekmeğin kalite ve gramajından, musluğundan akan suyun niteliğinden, bir salgın sırasında ülkedeki vaka sayısından ve aşı olup olmayacağından emin olması için asgari demokrasiye gereksinimi olduğunun, o demokrasinin de bütüncül bir hak ve eşitlik anlayışına/arayışına dayandığının bilincine sahip olmalı yurttaş. Eser miktar olsun 'eşitlikçi' özgürlük/demokrasi her eve lazım.
Demokrasi, herkese göre değişen bir kavram değil. Nerede doğduğu, hangi sınıfın icadı olduğu, gelişimi, zaman içinde nasıl zenginleştiği ve her ne kadar muhtelif ülkelerde farklı ölçülerde canına okunmuş ve okunuyor olsa da, günümüzde hangi ilkelere dayandığı belli. Son yıllarda en sık işittiğimiz ve tanık olduğumuz yorum/gerçek ise o demokrasilerin sağcı liderler elinde can çekiştiği, hafif tabirle epey yıpratıldığı. Tabii temsili demokrasilerin (açıkçası, kapitalizmin vardığı aşamanın) krizini herkes kendi sisteminin izin verdiği sınırlarda deneyimliyor. Şiddet her ülkede aynı yoğunlukta mümkün olamıyor ve hissedilmiyor. Örneğin ABD, her ne kadar büyük sorunlarla boğuşuyor ve muhtemelen önümüzdeki dönemde de boğuşacak olsa da, fanatik sempatizanları ve Türkiye siyasal İslamcıları dışında neredeyse herkesin nefret ettiği tehlikeli bir soytarıdan dört yılın sonunda kurtulabildi.
Demokrasi krizinin türettiği varsayılan liderlerin/yönetimlerin belirgin niteliklerinden biri, malumunuz, sürekli yalan söylemeleri. Yalanı bir yönetim tarzı olarak benimsiyorlar. Fakat doğru olmayan söz, yalnızca yalancılık amacıyla başvurulan ya da yalnızca bir yalancının silahı olmayabilir. Bilinçli ya da bilinçsiz 'yanlış adlandırmaların' da çıktığı kapı aynı.
Adlandırma sorunu, yığınların giderek sersemlemelerine neden olabiliyor. Okuduğunuz yazının derdi, Türkiye'nin ileri demokrasisi özelinde iktidarın değil, muhalefetin (partiler ve muhalif yurttaşın) giderek daha belirgin hale gelen 'adlandırma' tercihi. Yalan söylemek değil; olup bitene, şu ya da bu nedenle gerekli/doğru adı vermemeleri. Saydamlığı, anlamayı, fark etmeyi, yorumlamayı, doğru tepkiler vermeyi, samimiyeti neredeyse imkânsız hale getiren, son derece 'sersemletici' bir tercih, yöntem bu. Yalanı amaçlamayan, ancak sonunda benzer etki yapan, yapacak tanımlar. Toplumsal gerilimi yatıştırmayı amaçlayan ve bir ölçüye kadar anlaşılabilir günlük siyasi manevralardan, mutedil söylemden değil; sorunların, olay ve olguların gerçek nedenlerini kavramayı imkânsız hale getiren, zihnimize-dilimize giderek yerleşen hal ve tavırdan söz ediyorum.
Muhalif siyasetçi ve bir kesim yurttaşın, bu yola öncelikle iktidar seçmenini 'ürkütmemek' için başvurduğu açık. Bir neden bu. Aynı zamanda, 'hesaplaşılmamış' bir tarihin doğal sonucu. Belki bir diğer gerekçe, toplumu iyi yönde dönüştürme çabasından çok, anket sonuçlarına bakıp yapılan 'hızlı' siyasettir. Her bir muhtemel gerekçeye ilişkin çokça 'adlandırma' örneği bulmak mümkün. Bir iki örnek...
İsraf... Uzun süre yolsuzluğa israf dedi muhalefet. Oysa herkesin görebildiği, farkına varabileceği somut bir olgudan söz ediyoruz. Burada adlandırmanın yanlışlığı doğruluğunu da geçelim; hangi sözcük daha düzgün ve dürüst bir toplum ortalaması inşasına yardım eder? Hemen tüm ihaleler aynı şirketlere, hiçbir çekingenlik ve kaygı emaresi dahi olmaksızın dağıtılırken, muhalif olanın bunun adını koyamamasında bir tuhaflık yok mu? Ne oldu sonunda? İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyeleri bazı 'yolsuzluk dosyalarını' savcılığa teslim ettiklerini açıkladı. Nedir teslim ettikleri, önceki yönetimler israf mı etmiş, belediyenin musluğunu açık mı unutmuşlar?
Hukuk devleti zarar görüyor... Kimi muhalefet milletvekillerinin ve yazarların ifadesi. Yaşadıklarımızı bu serzeniş cümlesiyle açıklamak mümkün mü? Hangi hukuk devleti ilkesi, şu uzun süre önce askıya alınandan mı söz ediliyor? Bir UFO'ya zarar verebilir misiniz? Peki 2021 Türkiyesi'nde hukuk devletine nasıl zarar verilebilir? Cumhuriyet tarihindeki mümtaz yerini çoktan alan İçişleri Bakanı'nın ifadelerini, 'hukuk devletine verilen zarar' mızmızlanmasıyla karşılamak mümkün mü? Diyelim, AYM kararlarına rağmen cezaevinde tutulan insanların yaşadığı, hukuk devleti ilkesini mi zedeliyor? Bu kadar mı? Verilen ad bu mu olmalı? Şaka deseniz şaka değil, fakat nasıl ciddiye alabilirsiniz!
Hukuk devleti olunamadığı için yatırım gelmiyor... Öyle mi? Yatırımcı istikrar ister, peki. İstikrar yalnızca demokrasilerde mi mümkün? Bir faşizm istikrarlı olamaz mı? Sermayenin beklentisi olan 'güvence' yalnızca klasik liberal hukuk düzenlerinde mi mevcut? 1930'lar Almanyası'nın kapitalisti Nazileri desteklemedi mi? Yükseliş döneminde demokrasiyi icat etmiş burjuvazi, zorda kaldığı 1930'lu yıllarda faşizmi icat etmedi mi? İspanya kapitalizmi Franco'dan çok mu şikâyetçiydi ve ABD/Batı ile uzlaşamadı mı o İspanya? 1960'larda turizm canlanmadı mı, sol düşüncenin zindanlarda ezildiği ya da sürgünde olduğu ülkede, turistler Barselona plajlarının keyfini çıkarmadı mı? O Franco, ardılını da belirledikten sonra yatağında ölmedi mi? Türkiye'de OHAL döneminde belli başlı şirketlerin kâr oranları artmadı mı? Vergi borçları silinmedi mi? Sermayedar, kendilerine 'OHAL'in size ne zararı var?' sorusu yöneltildiğinde sırıtarak susup oturmadı mı? Son döviz çılgınlığında birileri servetine servet katmadı mı? En büyük sermaye gruplarından birinin hanımefendi temsilcisi, bir süredir kendisinden haber alınamayan eski maliye bakanını kameralar karşısında övmeye doydu mu, doymadı mı? Muhalif bir iş insanı yıllardır cezaevinde tutuluyorken, diğer iş insanları hangi itirazı yöneltti? TÜSİAD 12 Eylül faşist darbesini canhıraş desteklemedi mi? 1980'de “Bugüne dek işçi güldü, şimdi sıra bizde” demedi mi baş patron? Önümüzde koskoca bir tarih duruyorken, kapitalistin midesizliğine dokunmadan, ekmeğimizi, özgürlüğümüzü, haysiyetimizi 'faiz oranları' ile karşılaştırıp apaçık bir tarihi yok saymak, nasıl bir mantığın, değerlendirmenin ürünü? Hepimiz cezaevinde ya da mezarda olsak ve ülkeye sıcak para aksa, çok mu memnun ve muteber olunacak?
Herkes aş derdinde, kalanı yapay gündem... İyi hoş da, yoksulluğu kabullenmek, aynı zamanda bir özgürlük sorunu değil mi? Berbat bir gelir eşitsizliği ve derinleşen yoksulluk olduğu açık, gözle görülebilir halde kuşkusuz. Peki insanca yaşam yalnızca karnımızın doymasıyla, açlıktan ölmemekle ilgili bir ideal mi? Başka bir derdi, kaygısı, hayali yok mudur insan olanın?
Güç zehirlenmesi yaşıyorlar... Ne demek bu? Bayat balık gibi bir şey mi? Her şey harika giderken, aslında hepsi birbirinden demokrat iken, siyasal İslamcıların tek derdi halkın eşitliği ve maddi manevi refahı iken, birdenbire ne oldu da zehirlendiler, demokrasiyi fazla mı kaçırdılar! Güçler ayrılığı ilkesi bayatlamıştı da dokundu mu? Zehirlediği varsayılan o güç yoğunlaşması neden oldu peki? Neden kendilerini zehirleyecek gücü tümüyle ele geçirmek istediler? Zehre âşina bir toplum ortalamasına hâlâ nasıl hitap edebiliyorlar? Panzehiri bulmakla yükümlü muhalefet ne yaptı bu arada? Soru önergesi mi veriyor? Komisyon odalarında ve genel kurul salonunda fotoğraf mı çektiriyorlar? Bir süredir, milletin vekilleri sosyal medyada iktidarı millete şikâyet ediyor! Çok teşekkür ederiz de, ne yapabiliriz, nasıl yardımcı olabiliriz o vekillere? TBMM'ye gelip moral mi verelim? Sıkmayın canınızı mı diyelim? Nedir yurttaştan beklentileri?
Nazım Hikmet de, Nihal Atsız da toprağımızın değerleri... Sosyal medyadan önce de böyle miydi, bilmiyorum, hatırlamıyorum. Hemen tüm siyasetçiler belli başlı isimleri ve olayları 'anan' mesajlar yayınlıyor. Bir tür 'zorunluluk' gibi algılıyorlar anladığım kadarıyla. Bugüne dek 'söz konusu isimler ülke tarihinin parçası değil,' diyen çıkmadı doğal olarak. Peki nasıl aynı değerdeymiş ve aynı saygıyı hak ediyormuş gibi davranılır? Biri ırkçı, diğeri komünist değil mi? Ya da nasıl olur da örneğin hem Atatürk, hem onu hain ilan edip hakkında ölüm fetvası çıkarmış Vahdettin bu tarihin parçası deyip geçilebilir? On iki yıl boyunca dünyanın canına okumuş Almanlar, Hitler ve Willy Brandt'ı aynı cümlede anar mı? Nasıl hem Demokrat Parti'yi hem Türkeş'i, hem Demirel hem de Deniz Gezmiş'i aynı muhabbetle kucaklar insan? Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilsin diye canhıraş çaba harcayan, Süleyman Demirel değil miydi? Bırakın ülkücü hareketin niteliğini, Türkeş, 27 Mayıs günü radyodan darbe bildirisini okumadı mı? Hatta darbeciler içinde sert kanattan olduğu için Komite'den tasfiye edilip yurt dışına gönderilmedi mi? Bu karşılaştırmalar ve sahip çıkma arzusu 'yumuşama ve birlikte yaşam' hedefiyle açıklanabilir mi? Birlikte yaşam talebi, omurgasız ve serseme dönmüş yurttaş tipi mi gerektiriyor?
Bir takım menfur olaylar ve emperyalistler... 1980 darbesine giden yolda, Maraş'ta üzücü olaylar gerçekleşmiş? Üzücü öyle mi? Öznesi nerede? Kimler öldürdü insanları? Üzücü olay, ne demek? Ne oldu, Alevilere yolda laf mı atıldı? Bir gazetede kalplerini kıran yazı mı yayınlandı? Onlarca insan, kadın, çoluk, çocuk katledilmedi mi? Hamile kadınların karnındaki çocuk dahi! İnsaf. Emperyalistler mi yaptı? Hangisi? Kim bu emperyalist, ABD mi? İyi de siz ABD olmasa evinizin yolunu bulamazsınız, iktidar olursanız hepiniz o emperyalistle görüşmeyecek misiniz? 'Presidant'tan randevu talebiniz olmayacak mı? 'Tarihsel bağlara' ve güçlü 'müttefiklik ilişkilerine' saygılar sunmayacak mısınız? Maraş'ta ya da 1 Mayıs'ta Taksim'de kitlesel kıyım yapanların adı, hangi dildendi? Maraş'ta kahvehane camekanlarında hangi siyasi partinin simgesi yazılıydı, ABD Cumhuriyetçi Parti'nin mi? 'Menfur' sözcüğü olmasa ne yapacaktınız? Yurttaşın doğruyu bilme hakkı yok mu? Bilmek, anlamak bir hak değil midir?
Hiçbir şeyin adını koyamayan, hiçbir günahıyla hesaplaşamamış, temelsiz özgüvenle efelenmeyi milli çıkarın yüceltilmesi gören, kafası karışık; ezcümle, bile isteye sersemletilmiş bir yurttaş çoğunluğu ile demokratik siyasal sistem kurmak mümkün mü? Değil. Boncuklu parlamenter sisteme geçilse de, değil. Yalnızca iktidarın yapıp ettikleri değil, muhalefetin yapmadıkları ve söylemedikleri de, aklı başında hiç kimsenin oturup çay içmek dahi istemeyeceği bir yurttaş tipinin şekillenmesine hizmet ediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025