Murat Sevinç
Kadın milli voleybol takımının, yıllardır katıldığı turnuvaların ardından bu Avrupa Şampiyonası’nda da başarılı olup bronz madalya alışı; kendi küçük ve kupkuru dünyalarına yabancı her şeyden ölesiye nefret eden patolojik yobaz azınlık dışındaki herkesi çok mutlu etti.
Son maçı kaybetmiş olsalardı aynı alkışı alacak, buruk da olsa yine gülümseyecek ve birbirlerine sarılıp seyirciyi selamlayacaklardı. Ne kadar sıradan, ne kadar olağan, ne kadar normal, ne kadar barışçıl, ne kadar insanî davranışlar bunlar ve artık hakikaten bıkkınlık veren ülke koşullarında ‘olağanlığa’ öylesine hasretiz ki, kadın sporcuların fotoğrafını her gördüğümüzde aynı tebessüm beliriyor yüzümüzde.
İyi değiliz biz ve yaşadığımız süreçte iyi olmak mümkün değil. Türkiye, geçmiş on yıllar boyunca halkına huzur verenlerce yönetilmedi, buna mukabil hiçbir devirde böylesine bir acayiplikle de karşılaşmadı. Başka sözcük düşünemediğim için ‘acayiplik’ diyorum, zira işitmeye ve kullanamaya alışageldiğimiz evrensel kavramlar ile anlatması güç bir deneyim bu. Hukuk devleti zarar görüyor, anayasaya aykırı davranılıyor, yargı bağımsız değil, gibi genel geçer eleştiri cümleleri, yaşadığımızı betimlemekten uzak. Artık bir muhalif, “hukuk devleti zarar görüyor” dediğinde, “Marslılarla diplomatik ilişkilerimiz iyi değil ne yazık ki” denmiş etkisi yaratıyor bende.
İşte bu koşullar nedeniyle, şu yaşıma dek belki de ilk kez çevremde mutlu bir insan yok artık. Müteahhit, holding patronu, kamu kurumlarında danışman ya da ihaleci birileriyle pek yakınlığım olmadı, onlar herhalde mutludur, sırıtarak dolaşıyorlardır. Gülümsemenin ve eğlenmenin, herhangi bir şeye doyasıya ve birlikte sevinmenin bu ölçüde unutulduğu bir devir olmamıştır herhalde.
İsteseniz de mümkün değil zaten, sevdikleriniz ya işinden gücünden olmuş ya cezaevinde; daha iki gün önce Şırnak’ta yedi yaşında bir çocuk zırhlı araç altında kaldı ve bu kaçıncı; her Allah’ın günü 200’ün üzerinde insan ölüyor salgında, kötü yönetim bir yanda, aşı karşıtlığı çılgınlığı ve sorumsuzluğu diğer yanda; ülkede kimin başına ne geleceği belli değil; bolca kibirden biraz da çaresizlikten olsa gerek burnunu önünü göremeyen idareciler tarafından her gün aşağılanıyoruz, yalanlar boca ediliyor üzerimize, pervasızca küçük görüyorlar muhataplarını ve güç kaybettikçe hırçınlıkları artıyor; olağan, huzurlu, hırpalanmadığımız tek bir gün yaşamadık yıllardır. İnsanın böyle bir atmosferde moralini koruyabilmesi, geleceğinden endişe duymaması, sağlıklı düşünüp davranabilmesi olanak dışı.
Kadın voleybolcular, bedbinlik günlerinde moral verdi topluma. Görünen o ki, temsil ettikleri ‘değerler’ nedeniyle özellikle geniş muhalif kesimlerde büyük sevinç yarattılar. Biri Türkiye’nin laik modern yüzünü, diğeri Türk kadınının gücünü, beriki yalnızca başarılı sporcuları, bir başkası neşeli gençleri gördü onlarda. Yaptıkları iş, onu yapma şekli ve başarıları nedeniyle, dehşet verici bütçelerle istikrarlı başarısızlığın ve maçoluğun sembolü futbol camiasından farklı olarak, hâlihazırdaki idare yöntemi ve siyasal ideolojinin anti-tezini temsil ediyor gibiler.
Öylesine uluslararası ve öylesine iyiler ki, nicedir özlemle anılan bir ‘eski Türkiye’ değeri olan ‘liyakatın’ vücut bulmuş hali, her biri. Başardıkları, torpille, kayırmayla, ihaleyle, tehdit küfür kıyametle yapılamayacak bir iş. Birinin tanıdığını araya sokuşturup filenin önüne dikemezsiniz, ya da Kartal İmamhatip’ten yakınınızı takımın başına getiremezsiniz, çok sırıtır, olmaz.
Kadın voleybolcular, bu topluma inatla unutturulmaya çalışılan değerleri hatırlattı ve her şey bir yana, basitçe, yüzümüzü güldürdü. Çok güzel gülüyorlar, zıplıyorlar, sarılıyorlar, eğleniyorlar, kazansalar da kaybetseler de sonucu hazmedip tadını çıkarıyorlar. ‘Oh be’ hakikaten, böyle bir şeyler vardı zamanında, yine olur belki. Normal davranan, işini hakkıyla yapan, mütevazı, zarif, başarılı ve güleç insanlar. Normal davranamayan, işini lâyıkıyla yapma ihtimali olmayan, kibirli, kaba saba, niteliksiz ve nemrut kim var kim yok, çileden çıkarıyorlar haliyle. Var olsunlar.
Ferhan Şensoy programı: 1980’lerden bugüne bir tiyatrosever ve istikrarlı seyircisi olarak etkilendiğim Ferhan Şensoy’un ardından, Ünsal Ünlü’nün yaptığı ‘özel yayını’ buraya bırakıyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025