Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
KCK operasyonlarının yakın ve hatta dolaysız hedefinin BDP olduğu gün gibi aşikâr. Ama bunun için önce BDP’nin demokratik kamuoyundan tecrit edilmesi gerekiyor. KCK operasyonlarının propagandif hedefi de bu. KCK adına yapılan her eleştiri aslında BDP diye okunmalı. Zira bu operasyonda gözaltına alınanların, tutuklananların büyük çoğunluğu BDP üye veya yöneticisi. Dolayısıyla KCK operasyonlarına verilecek destek bilinmelidir ki BDP’nin kapatılmasına verilmiş destektir. Bunun başka bir anlamı yok.
BDP’yi kıskaca alma, bıktırma, bezdirmenin bu partinin yeniden Meclis’i terk etmesi sonucunu doğurabileceğini aklı başında herkes görebilir. Şu anda olmakta olan bu... Umalım ki BDP bu tuzağa düşüp Meclis’i terk etmez. Ederse doğrusu daha önce Meclis’i terk ettiği için BDP’yi eleştiren, dön diyen bizlerin artık eleştirmeye fazlaca hakkı olmaz.
Sırada BDP’nin kapatılması mı var?
Bu tehlikeli gidişe dikkat çeken yazarlar var. 11 kasım tarihli Zaman gazetesinde İhsan Dağı “Sırada BDP’nin kapatılması mı var” başlıklı yazıda önemli tesbitler yapıyor iktidarı, kamuoyunu, Kürtleri uyarıyor. Yazıyı görememiş okurlarımla paylaşmak istedim. Uzunca bir bölüm aktaracağım.
“Artık bıçak sırtı bir yerdeyiz” diyerek söze giren İhsan Dağı topyekûn savaş histerisine tutulan iki tarafın çıkmazını sergiledikten sonra şu tesbitleri yapıyor:
“Bu cendereden çıkışın yolu, silahlı güçlere karşı siyasetin, yani toplumun özerkliğini ve özgürlüğünü savunmak. Bu iş, BDP’ye ve BDP’yi destekleyen ama artık şiddete yeter diyen insanlara düşüyor. Yeni bir ateşkes için PKK’ya baskı kurmak, iyi bir başlangıç olabilir.
Böyle bir karar devlet katında ‘topyekûn savaş’ hazırlıkları yapanları da durdurabilir. Biliyoruz ki ‘topyekûn savaş’ın muhatabı sadece PKK değil. KCK operasyonları ve KCK hakkında oluşturulan kamuoyu daha kapsamlı bir stratejinin parçası. Hedef, PKK ile bağlantılı kişilerin ve kurumların siyaset yapmasının önünü kapatmak. KCK bu stratejinin ilk etabı. Bir sonraki aşama ise BDP’nin siyaset dışına itilmesi. İşin tuhafı, BDP’yi dağa çağıran PKK ile onu siyaset yapamaz hale getirmeye çalışan devletin yaptıkları aynı kapıya çıkacak.
Önceki dönemlerde PKK’nın silah bırakarak ‘siyasallaşması’ bazı kesimler tarafından kabule şayan bulunurken şimdilerde BDP’nin bile siyaset yapması fazla görülüyor. Eğer yeni bir süreç başlamazsa BDP hakkında kapatma davası açılması muhtemel. Elbette bu, sorunları çözmeyecek, hatta daha da derinleştirecek ama, ‘yeni inisiyatifler’ geliştirilmezse gidişatın bu yönde olduğunu düşünüyorum. Ufukta görülen ‘topyekûn savaş’ stratejisinin mantıksal sonu bu çünkü.
KCK operasyonları da bu istikameti gösteriyor. Baştan itibaren KCK’nın bize PKK ile bağlantılı olduğu, paralel bir devlet örgütlenmesine gittiği ve başında da Murat Karayılan’ın bulunduğu anlatıldı. Peki, BDP ile PKK’nın ilişkisi KCK ile PKK’nın ilişkisinden farklı mı? BDP’nin projelerinin, yönetiminin ve hatta milletvekillerinin önemli ölçüde PKK tarafından belirlendiği sır değil. Dün Zaman’da bir haber vardı; ‘BDP’nin adaylarını Kandil belirlemiş’. Bunu bilmeyen var mı?
Demek istediğim şu; eğer KCK operasyonlarının ana gerekçesi bu örgütün PKK’nın kontrolünde olduğu gerçeği ise aynı ilişki PKK ve BDP arasında da var. KCK tutuklularının nerdeyse hepsi BDP’lilerden oluşuyor. Yargının ve hükümetin cevap vermesi gereken soru şu; siyaset ve topluma karşı yasakçı bir yargı mücadelesinin başarı şansı var mı? BDP kapatıldı, yöneticileri KCK’lılar gibi tutuklandı diyelim, peki iki milyon seçmeni ne yapacaksınız? Bir soru da KCK operasyonlarını savunanlara; BDP’nin kapatılmasını da savunabilecek misiniz?”
Yerinde, haklı ve tam zamanında sorulmuş iki soru bu?
Soruyu tekrarlayarak yazımı bitirmek istiyorum; BDP kapatıldı, yöneticileri KCK’lılar gibi tutuklandı diyelim, peki iki milyon seçmeni ne yapacaksınız? Bir soru da KCK operasyonlarını savunanlara; BDP’nin kapatılmasını da savunabilecek misiniz?”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012