Pelin CENGİZ
Amerikalı düşünür ve erken bir çevreci olan Henry David Thoreau, 1849’da Civil Disobedience(Sivil İtaatsizlik) adlı makalesini yazdığında, ortaya attığı kavramla geleceğin en önemli siyasi eylemlerine ilham vereceğini öngörmüş müydü bilinmez ancak, ortaya koyduğu fikrin siyasi tarihte bıraktığı iz tartışma götürmez. Thoreau’ya göre, devlet bir makineye benzer ve bu makine zamanla çok fazla adaletsizlik oluşturabilir. Makine, çok fazla adaletsizlik ürettiğinde vatandaş, makineye müdahale etmek ya da makineyi durdurmak için bir direnç oluşturur. Bu da vatandaşın sivil olmasının gereği olarak, şiddetsiz şekilde gerçekleştirilir. Sivil itaatsizlik, temel olarak şiddeti dışlayan, haksız bir uygulamaya karşı tüm yasal yollar denendikten sonra başvurulan bir yöntem olarak benimseniyor. Yine, kavramın en önemli unsurları arasında eylemin kamuya açık şekilde hareket etmesi, kişisel çıkar arayışının ötesinde herkesin adaletsizlik karşısında çözüm arayışına katılması, dolayısıyla sivil itaatsizliğin kitlesel olması yer alıyor.
Gezi Parkı’ndaki pasif direnişin polisin biber gazıyla, tazyikli suyla sürdürdüğü şiddetle kırılmasının ardından, direniş, yenilgi şöyle dursun farklı boyutlarla sürdürüldü. “Duran Adam” gibi herkesin kısa sürede benimsediği bir sembol ortaya çıktı. Sessiz ve hareketsiz durarak Türkiye’deki gösterilerin yeni sembolü hâline gelen Duran Adam’ın ardından, bu tür yaratıcı eylemlerin devamının geleceği muhakkak. İstanbul’un geriye kalan parklarında gerçekleştirilen birbirini tanıma, dinleme, anlamaya dayalı forum etkinliklerinin de önemini vurgulamak gerek. Maruz kaldıkları saldırıları da.
Günümüzde genel olarak, anti-otoriter, anti-ırkçı, ekoloji tabanlı oluşumların ya da etnik kimlik, din veya LGBT referanslı grupların oluşturduğu pasif direniş ve sivil itaatsizlik eylemleri, yeni toplumsal hareketlerin de ortak paydasını oluşturuyor. Aynı zamanda, eylem ve ifade biçimleriyle de geleneksel işçi ve sınıf mücadelesinden de ayrışıyor. Küresel krizin derinleşmesiyle birlikte geçtiğimiz yıllarda Avrupa’da ve ABD’de dalga dalga yayılan Occupy,Indignados gibi sivil itaatsizlik eylemleri, genç, lidersiz ve örgütsüz olmalarıyla dikkat çekmişti. Bu tür sivil itaatsizlik eylemleriyle ilgili bilgilendirme yapan, haber veren, ülkeler arasında network kuran Avrupa’da ve ABD’de yüzlerce internet sitesi mevcut.
ABD’deki ırkçılık karşıtı hareketin en önemli aracının da, ekolojik, çevreci mücadeleninyolunun da yine sivil itaatsizlik eylemlerinden geçtiğini görüyoruz. Dünyaya şöyle bir baktığımızda, aslında en farklı sivil itaatsizlik eylemlerinin doğaya müdahale içeren girişimlere yönelik olarak Hindistan’da yapıldığı ortaya çıkıyor. Sivil itaatsizliğin dünyada duyulması ve yaygınlaşmasında başrolde olan Mahatma Gandhi’nin 1930’da 60 bin Hintli ile yaptığı Tuz Yürüyüşü, bu eylemlerin en önemlileri arasında sayılıyor. ABD’de 1955’te belediyenin otobüslere koyduğu ırklara göre oturma düzeninin çiğnenmesi, hafızalara en fazla yer etmiş sivil itaatsizlik eylemlerinin başında geliyor. Yine, 1967’de Vietnam Savaşı’nı protesto etmek için askerlik dairesinin önündeki oturma eylemi de yine bunlardan biri.
Almanya’da özellikle sivil itaatsizlik eylemleri, nükleer santrallere karşı yapılıyor. Geçmiş yıllardasantral kurulacak alanların işgali, çalışmaların oturma, yol kapatma gibi pasif direniş yöntemleriyle engellenmesi, elektrik faturalarının nükleer enerjiden gelen kısmının ödenmemesine yönelik çağrılar bunlardan sadece birkaçı. Yine nükleer santral karşıtlığı temelinde, Almanya’dakine benzer eylemler Fransa’da da gerçekleştirilmiş. Avrupa’da özellikle silahlanmaya yönelik sivil itaatsizlik protestoları en fazla karşılaşılan örnekler arasında. Avusturya’da yapılan bir eylem Gezi Parkı direnişi ile epey benzerlik gösteriyor: Eylemciler, liman inşası için kesilecek ağaçlara sarılmış. Dünyadaki çevre felaketlerine, doğa tahribatına dikkat çekmek için en yaratıcı ve olay yaratan eylemlere imza atanlardan biri de şüphesiz Greenpeace.
Türkiye’de de hafızalara kazınmış sivil itaatsizlik eylemleri arasında herhalde en çarpıcı olanlarıvicdani retçilerin askerlik yapmayı reddetmesi, cezaevlerinde uygulanan açlık grevleri, gözaltında kaybedilenleri unutturmamak için yıllardır her cumartesi Taksim’de buluşan Cumartesi Anneleri, Bergama’daki siyanürle altın arama faaliyetine yönelik bölge halkının mücadelesi olsa gerek. Türkiye’deki Gezi Parkı direnişinin de dünyadaki sivil itaatsizlik protestolarıyla örtüşen pek çok benzerliğinin olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçek. Bu değişim, bu yenilik, siyaseti ister istemez zorluyor, siyasetin bin yıllık ezberleri de bu farklı siyaseti, lidersizliğini, örgütsüzlüğünü anlamaya yetmiyor.
Yazıyı, Thoreau’nun sivil itaatsizliğinin birinci temel ilkesiyle bitireyim: “Bir insanın ülkesinin yasasından daha yüce bir yasa vardır, o da vicdan yasasıdır.”
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022