Sezin ÖNEY
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dünya genelinde siyasetle ilgilenmeyenlerin bile adını bildiği ve Türkiye üzerinde de etkisi yüksek bir lider. Buna karşılık, ülkesinde ve dünya genelinde aslında kendisi, özel hayatı ve yaşadığı yer, hayat tarzı ile ilgili çok az şey biliyoruz. Daha doğrusu, ancak Putin’in göstermeyi seçtiği kadarı dışarı yansıyabiliyor.
Çok sportif olduğu imajını veren, belinden üzeri çıplak ve maço, erkeksi bir tavır sergilemeye özen gösterdiği fotoğrafları veya kesik kesik yaptığı, adeta gökten inmiş vahiylermişçesine yorumlanmaya çalışılan özel hayatına dair açıklamaları, bizlere “gerçek Putin”in kim olduğu konusunda fazla bir bilgi vermiyor. 2014’te boşandıktan sonra evlenip evlenmediği, yeniden çocuklarının olup olmadığı bile bilinmiyor.
Lyudmila Putina ile 1983 yılında evlenen ve 2014 yılında boşanan Putin’in bu evlilikten Katerina ve Maria adlarında iki kızı bulunuyor. Özel hayatını gizli tutmaya özen gösteren Rusya liderinin 30’lu yaşlarında oldukları dışında haklarında pek bir şey bilinmeyen kızları da göz önüne çıkmıyor. Eski bir jimnastikçi ve Putin’in partisi Birleşik Rusya’dan milletvekili olan Aleana Kabaeva ile beraber olduğu, ondan bir kızı ve hatta ikiz oğulları olduğu iddia ediliyor. Dünyanın en büyük ve en güçlü ülkelerinden birinin devlet başkanının bu kadar “gizem” içinde yaşaması aslında hakikaten de hayret verici; hatta sürreal. Örneğin, Çin için böylesi bir gizemin söz konusu olması bile düşünülemez.
'PUTİN İÇİN BİR SARAY' BELGESELİ
Ağustos 2020’de zehirlenip Almanya’da tedavi olup ölümden dönen Rus muhalif Alexei Navalny, ülkesine döner dönmez gözaltına alınıp tutuklandı. Navalny, askeri teçhizat sınıfındaki sinir gazı Noviçok ile zehirlenmiş ve 5 ay boyunca Almanya’da tedavi görmüştü. Noviçok, eski Rus ajanı Sergey Skripal ve kızının İngiltere’de zehirlenmesinde de kullanılmıştı. Navalny’nin zehirlenmesi süreci de, online araştırmacı gazetecilik siteleri Bellingcat ve The Insider tarafından detaylı biçimde gözler önüne serildi. Diğer bir deyişle, ortada Navalny’nin kimin tarafından zehirlendiğine ilişkin bir “gizem” de yok.
Navalny’nin ülkesine dönüşü gerçekten de “muhteşem” oldu. Öncelikle, Navalny’nin dönüşünü en ince ayrıntısına kadar “vurucu bir strateji” ile planladığı açık. Daha hapse gireli 24 saat olmadan, Navalny’nin YouTube kanalında Vladimir Putin’in odağında olduğu yolsuzluk ağları üzerine iki saatlik bir belgesel yayınlandı. 24 Ocak 2020 Pazar günü itibariyle bu belgeselin, yaklaşık 83 milyon izleyicisi olmuştu. Belgeselin Kremlin’i çevreleyen yolsuzluk ağlarına ilişkin belgeleriyle gözler önüne serdiği birçok bilgi var: Ancak, belgeselin en ilgi çeken ve dünya çapında konu olan yönü, “Putin’in Sarayı” bölümü oldu.

Karadeniz kıyılarının kuzeydoğusundaki sahil kasabası Gelendzhik’te 1,37 milyar dolar değerinde olduğu öne sürülen malikânenin, drone’larla çekilmiş görüntüleri, sızdırılan iç mekân planları ve diğer elde edilen bilgiler ışığında oluşturulmuş, aslına sadık olduğu öne sürülen 3 boyutlu iç mekân resimleri, dünya genelinde büyük ses getirdi. Kendi kilisesi, 2 bin 500 metrekare serası, denize uzanan bir yeraltı tüneli, amfitiyatrosu ve başlı başına malikâne boyutunda “müştemilatları” olan bu mülk, Monako Krallığı’nın yaklaşık 40 katı büyüklükte bir araziye kurulu.

Ana malikânenin içindeki odalar da, 3 boyutlu illüstrasyonlarla belgeselde yer almıştı dedik: Bu odalar arasında da, bir kumarhane, birkaç bar; dahası “direk dansı” ve “diğer gösteriler” için mor renklerin hakim olduğu bir gece kulübü, bir sinema/tiyatro, olimpik havuz da yer alıyor.
Navalny, Gelendzhik’teki “sarayı”, “tarihin gelmiş geçmiş en büyük rüşveti” olarak niteliyor. Kremlin ise, bu mülkün Putin ile bir ilgisi olmadığını öne sürüyor. Her zaman olduğu gibi, Kremlin’den gelen açıklamalar, Navalny’nin adını zikretmiyor. Bu strateji, Navalny gibi muhalifleri ciddiye almadıkları mesajını vermenin ve onu aşağılamanın bir yöntemi. Kremlin Sözcüsü (aynı zamanda Türkolog olan) Dmitry Peskov, açıklamasında sadece “iddialardan” bahsetti ve tamamen “saçmalık ve hayal ürünü” olduklarını söyledi. İçişleri Bakanı Yardımcısı Aleksandr Gorovov ise, ismini zikretmeden Navalny’i kast ederek “yarım yamalak, sahte politikacılık iddiasındaki kişiler, ülke genelinde izinsiz gösterileri duyurdular. Onlara internet üzerinden, bizzat sokağa çıkarak ve her türlü yöntemle katılanlara karşı hukuki tedbirler alma hakkımız var” açıklamasını yaptı.
DÖNÜŞ HEDİYESİ OLARAK GÖSTERİLER
Navalny’nin Kremlin’e dönüş hediyesi sadece “Saray belgeseli” değildi. Navalny, aynı zamanda Rusya genelinde gösteri çağrısında bulundu. Navalny’nin ekibi, 23 Ocak Cumartesi günü 90 noktada gösteriler organize etti. Sonuçta, Rusya’da 111 kentte protestolar gerçekleştirildi ve gösteriler, son yıllardaki en büyük örneklerdi.
Protestoların, Sibirya’nın doğusundaki Yakutsk’ta -52 derece soğukta bile düzenlendiği düşünülürse, göstericilerin ne kadar ısrarlı ve kararlı olduğu anlaşılabilir. Ne var ki, en sert yöntemleri benimsemekte hiç çekinmeyen, bazı üyeleri daha önce Kafkaslar’da (ve zamanında Çeçenistan Savaşları döneminde orada da) konuşlanan OMON (Özel Görevli Milis Gücü-Otryad Militsii Osobogo Naznacheniya) da, göstericileri dağıtmak konusunda son derece kararlıydı. Rusya’da siyasi baskı ve siyasi hakların ihlali üzerine çalışan sivil toplum örgütü OVD Info’nun verilerine göre, 3 bin 592 kişi gözaltına alındı. Rus muhalifin siyasi ağı “Takım Navalny”nin başı Leonid Volkov’un ifadesine göre, ülke genelindeki protestolara yaklaşık 300 bin kişi katıldı. Başkent Moskova’da 40 bin ve St. Petersburg’da da 10 bin kişinin gösterilere katıldığı söyleniyor.
'DIMON' BELGESELİ
Rusya’da bu kadar yaygın ve kalabalık gösteriler en son Mart 2017’de gerçekleşmişti. Navalny, o dönem de, “Ona ‘Dimon’ deme” (On vam ne Dimon) adlı bir belgesel yayınlamıştı. O belgesel de, Rusya’da devlet başkanlığı ve başbakanlık görevlerini dönüşümlü olarak yürüten Dmitri Medvedev’in yolsuzlukları ile ilgiliydi. “Dimon”, Dmitri adıyla biraz da dalga geçen bir kısaltma: O belgesel de, çok ilgi görmüş ve iki haftada 13 milyon izleyici bulmuştu. Rusya’nın bağımsız araştırma kuruluşu Levada’nın Nisan 2017’de gerçekleştirdiği bir kamuoyu araştırmasına göre, Rusya halkının yüzde 45’i, o dönem başbakan olan Medvedev’in istifa etmesini istiyordu. Yine aynı araştırmaya göre, yolsuzluktan sorumlu tutulan isim de bizzat Putin’in kendisiydi.
Dimon belgeselinin ve Medvedev’e dair yolsuzluk iddialarının var olan bazı toplumsal huzursuzluklarla birleşmesi, o dönemde 26 Mart 2017’de Rusya çapında gösterilere yol açmıştı. Bu gösteriler, dalgalar halinde 2017’de tekrarladı: Haziran 2017’de, Navalny’nin Medvedev’e ilişkin yolsuzluk iddialarını yeniden gündeme getirmesi ile gösteriler yeniden başladı. 29 Eylül 2017’de, Navalny’nin tutuklanması yeni bir protesto dalgasına neden oldu. Ocak 2018’de, Navalny’nin marttaki başkanlık seçimleri için adaylık kaydının resmî makamlarca alınmasının reddedilmesi üzerine gösteriler gerçekleşti. 30 Nisan’da ise, sosyal medya üzerinden mesajlaşma uygulaması Telegram'ın bloke edilmesine karşı protestolar yapıldı. 5 Mayıs’ta da, Putin’in 4. kez başkanlık koltuğuna oturmasına karşı gösteriler patlak verdi. 2018 yazının tümü de, Rusya’da emeklilerin haklarını budayan yeni düzenlemelere protestolarla geçti.
2017-2018’deki dönem “Dimon” belgeselinin bardağı taşıran son damlası olduğu bir ekonomik ve sosyal buhranın dışa vurumu ise, şimdi de yeni bir gösteri zinciri başlıyor olabilir.
Bu seferki tepki, öncekilerden nasıl ve ne kadar farklı?
Şimdiye kadar da yaklaşık 40 milyon kişi, “Dimon” belgeselini izledi. Ancak, “Putin için bir Saray” belgeseli gerçekten de bambaşka boyutta ilgi gördü ve tepkilere yol açtı. Beş günde ulaştığı izlenme oranı, Dimon’u katladı.
Gerek “Putin İçin Bir Saray”ın izleyici rekorları kırması, gerekse de 23 Ocak protestolarına ülke genelindeki dondurucu soğuğa rağmen yoğun katılım olması, Navalny’nin ilk adımda hedeflerine ulaşmasını sağladı. 2017’de gerçekleşen gösteriler, Putin öncesi dönemin hafızasına sahip olmayan gençlerin protestolara katılarak sokağa çekilmesine neden olmuştu. 20’li yaşlarının başındaki ve daha genç, hatta çocuk yaştakilerin protesto için sokağa inmesi bir ilkti. O dönemde, protestolara katılan gençler, “Gelecek ümidi olmayan bir ülkede bir şeyleri değiştirebilme umudundan” bahsediyorlardı. Rusya’da, Putin’in 1999’dan beri iktidarda olduğunu ve 2017’den itibaren “sokağa inen” gençlerin, “öncesi döneme” dair bir hafızaları olmadığını da anımsatalım.
TİKTOK PROTESTO ARACI OLDU
23 Ocak’taki protestolarda da, gençler ve çocuklar sosyal medya üzerinden yaratıcı dayanışma yöntemleri ortaya koydu. Çin kaynaklı sosyal medya uygulaması TikTok’u ve hatta çiftlerin tanışma/flört uygulaması Tinder’ı protestoların organizasyonu için paslaşmakta kullanandılar. TikTok üzerinden göstericilere, gözaltına alınmaya çalışıldıkları takdirde nasıl Amerikan aksanlı bir İngilizce konuşacaklarını komik biçimde gösteren küçük kız, okulunda Putin’in sınıftaki resminin yerine Navalny’ninkini koyan bir genç kız gibi “sıradan vatandaş” çocuk ve gençlerin yanı sıra, normalde politika ile alakası olmayan popüler isimlerden de gösterilere “online” destek vardı. Örneğin, Instagram’da 2,5 milyon takipçisi olan blogger Aleksandra Mitroshina, “Bunu söylerken korkuyorum ama Navalny’e bunu yaparlarsa, bize ne yaparlar” diyerek takipçilerini sokağa davet etti. Noize MC adıyla tanınan popüler rapçi de, “Hep çocuklarını düşün diyorlar; ben de çocuklarımı düşündüğüm için gösterilere destek veriyorum” dediği bir YouTube videosu paylaştı.
Rusya’da 2017’den beri aralıklı olarak süren protestolar, belki ülkede iktidar değişikliğine neden olmadı ama adım adım Kremlin’deki yönetimin sırtını yasladığı sağlam kaideleri aşındırıyor. Putin ve çevresi için geleceği giderek belirsiz hale getirmeye başlıyor. Navalny’nin şimdiye kadar başına ne gelirse gelsin pes etmemesi, göstericileri de motive ediyor. Navalny’yi destekleyenlerle, onu ülkedeki yolsuzluklara karşı mücadele ümidinin sembolü olarak görenlerin ortaklaştığı bir ortam oluşuyor.
Belarus’ta 9 Ağustos 2020’de devlet başkanlığı “seçimlerinden” sonra patlak veren protestolar sonuç veremedi ve Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko hâlâ koltuğunda oturuyor. Rusya da, Putin’in Lukaşenko’nun yöntemlerini kullanıp, göstericileri öldürmek pahasına Belarus’ta aynı isimle var olan OMON gibi özel güvenlik güçlerini artan dozda sahaya sürebilir. Ancak Rusya, Belarus’tan çok daha karmaşık dengelere dayanan bir ülke. Böylesi sert tepkiler, Rusya’da suları sakinleştirmek bir yana, daha da dalgalandırıp bulandırabilir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024