Uğur Gürses
İktisat politikası uygulayıcısı siyasi sorumlular, uyguladıkları politikanın sonuçlarından ilk haberdar olanlardır. Uyguladıkları politikanın potansiyel sonuçlarını baştan bilmemeleri, hesaplayamamaları ya da farkında olmamaları, daha da vahimi bunların sonuçları görememeleri işleri daha da kötü bir noktaya sürükleyebilir.
Türkiye’nin son birkaç yıldaki ‘altın dosyasına’ bakınca bu vahim hatalarla gelen vahim sonuçları görmemek imkânsız.
Gelin önce son 2 yılda ‘altın dosyasında’ ne olduğuna bakalım.
Altın ithalatı
Türkiye’nin son bir yıllık (Ağustos ayı verisi) altın ithalatı 20.4 milyar dolara ulaştı. Son 2 yıllık toplam ise 28.2 milyar dolar. 2020 Ağustos itibariyle son 12 aylık altın ithalatı 20.4 milyar dolarlık değerle rekor olması altın fiyatları yüzünden. Bu değere karşılık gelen ithalatın miktarı 380 ton. Oysa Nisan 2018’de son 12 aylık toplamda 18.8 milyar dolarlık değer en yüksek altın miktarını içeriyordu; 457.1 ton altınla. (Grafik 1)
Altın ticaretinde “bir şeyler olduğuna” ilk kez 2012 başlarında, altın ithalatının hızla yükseldiği ve bu altınların da İran’a ihraç edildiğinin, bunun da kayda değer boyuta geldiği istatistiklere yansıdığında öğrenmiştik. İran’a yapılacak ödeme için altın biriktirmeye 2011’in ilk çeyreğinde başlanmıştı. Nedeni de Türkiye’nin İran’dan satın aldığı petrol ve doğal gaz ithalatının bedelinin, ABD’nin ve AB’nin 2012 mart ayından itibaren koyduğu kısıtlamalar nedeniyle dövizle değil altınla ödemeye döndürülmesi idi. 2013 sonuna kadar bunun sürdüğü anlaşılmıştı. 2013 Aralık ayında zirveye ulaşan 15.1 milyar dolarlık altın ithalatının (337 ton) arka planında bu vardı. (Grafik 1)
ABD, bu yapılan altın transferini de engellemek için 2013 Temmuz başından itibaren İran’a altınla ödemeye kısıtlama koydu. Bununla altın ithalatı 2016’ya kadar geriledi; 2016 boyunca da ortalama 100 ton civarında kaldı.
2013 sonunda İran altınları konusu 17-25 Aralık operasyonlarıyla ortaya döküldü. Sonra da kriminal bir boyut kazandı. Bu operasyonların yöneticisi Reza Zarrab ABD’ye gittiğinde tutuklandı ve hakkında dava açılmışken tanık olarak yer değiştirip sistemi anlattı. Beyanlarıyla Halkbank yöneticisi Hakan Atilla ceza aldı.
İran’a altın transferi durunca ilginç biçimde (tutarlı olarak) Türkiye’de bankacılık sistemindeki altın hesaplarındaki gerileme de benzer biçimde gözleniyordu.
2013 sonrasında muhtemeldir ki; İran’ın enerji alacak hesabı altın olarak tutuluyor olmalı ki bankacılık sistemindeki 255 tonluk altın hesabı büyüklüğü 100 tona kadar geriledi. (Grafik 2)
Şu notu da ayrıca koymak gerekir; Merkez Bankası’nın TL zorunlu karşılık yükümlülüklerini döviz ve altınla yerine getirebilmesine olanak tanıyan uygulaması da 2011 Eylül ayında başladı.
Grafik 2: Bankalardaki altın hesapları – ugurses.net
İkinci dalga ithalat patlaması 2017 başından 2018’in ilk çeyreğine kadar olan dönemde oldu. 2018 Nisan ayına kadar devam eden tırmanışta, altın ithalatı son 12 aylık toplamda 457 tona ulaştı. Bu dönemde altın hesaplarında sadece 50-60 tonluk bir artış gözleniyor. (Grafik 1)
2016 yılının son günlerinde, 2 Aralık günü Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara’da şöyle bir konuşma yapıyor:
“Yastığının altında döviz olanlar gelsin parasını altına dönüştürsün, gelsin parasını TL’ye dönüştürsün. Türk lirası, altın değer kazansın. 2007-2008’de de yaptılar, o zaman ne dedim? Teğet geçecek, dedim. Aynı şeyi yine söylüyorum. Teğet geçecek”
Sonrasında çıkan haberlerde ise şöyle:
2017’ye bu çağrı ile girildi.
Asıl patlama ise kredi patlaması ile geldi.
2017 Mart ayında başlatılan Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) bankalara sağladığı kefalet ile yeni bir kredi genişleme furyası başlatıldı. 2017’ye kadar olan dönemde TL kredilerdeki üç aylık hareketli toplam 30-40 milyar TL’lik dalgalarla büyürken, 2017’de KGF penceresi ile üç katına çıkıp, Haziran 2017’de 100 milyar TL’yi buluyordu. O döneme kadar yıllık yüzde 10-12 bandında artış gösteren TL krediler, hızla yüzde 20-25 artış bandına giriyordu. (Grafik 3)
Bunun getirdiği ise döviz ve altın talebinin patlaması oldu. Ocak 2017’ye yaklaşık 141 milyar dolarlık bir döviz mevduat hesabı büyüklüğü olan bankacılık sistemi, ağustos sonunda 161 milyar dolara geliyordu. Altı ayda 20 milyar dolarlık DTH artışı kayda değerdi.
Diğer bir unsur ise yine İran’a altınla enerji ödemesi için altın ithalatı yapılmış olmasıdır.
Üçüncü dalga ise son bir yılda yaşadığımız “altın coşkusu”.
TÜİK verilerine göre son 1 yılda (Ağustos 2019- Ağustos 2020) 380 ton, son 2 yılda ise 566 ton külçe altın ithal edildi.
BİST verilerinden görülüyor ki; Eylül’de BİST kanalından tescil edilen ithalat 35 ton olmuş. Böylece 9 aylık ithalat 300 tonu geçmiş görünüyor. Bu potansiyelle 2017’deki 410 tonluk rekorun geçilmesi olasılığı yüksek.
Son 2 yılda ne oldu?
Son iki yılda olanı biliyoruz.
Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi sonrasında ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ başladı. Ekonomi yönetimi de politikaları da belirgin biçimde değişti.
İlk şok Ağustos 2018’deki Rahip Brunson krizi oldu. Bu bir döviz krizini tetikledi. Türkiye’nin mevcut yapısal sorunlarının bir siyasi krizle tetiklenmesi ilk kez görülen bir durum değildi.
Altın hesaplarını da içeren döviz mevduat hesapları, Ağustos 2018 sonunda yaklaşık 150 milyar dolar iken altın hesaplarının payı yüzde 5’i geçmiyordu. Bu da yaklaşık 146 ton altın demekti.
Brunson krizi bir döviz krizini tetiklemiş olsa da öncesinde, kamuoyunda ‘Türkiye tipi başkanlık sistemine’ dair kaygılar giderek yükseliyordu. Özellikle döviz hesaplarının mali sistem dışında tutulması eğiliminin hızlandığı gözleniyordu. Brunson krizinin patladığı hafta bankacılık sisteminden 7.5 milyar dolar çıktığı, bunun da resmi istatistiklere yansıdığı görüldü.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi toplumda büyük kaygı uyandırdığı gibi, sonrasındaki olağanüstü hâl uygulamaları, siyasi alandaki otoriterleşmenin giderek katılaşması, hukukun üstünlüğünün kaybı; keyfi yönetimin her kararı alabileceği düşüncesinin toplumun hatırı sayılır bir kesiminde güçlendiğinden, tasarrufları ‘altın olarak tutma’ eğiliminin arttığı çok açık.
2019’daki yerel seçimleri kaybeden siyasi iktidarın “oyunu kuralları içinde kabullenmemesine” karşın yenilenen İstanbul seçiminde büyük bir farkla kaybetmesi ertesinde ekonomi politikası da daha ‘maceracı” bir yola girdi.
Yenilenen seçimden hemen sonra Merkez Bankası Başkanı görevden alındı; ertesinde yeni atanan başkan ve ekibi faizleri hızla düşürmeye başladı. Kamu bankaları kredi genişlemesine hız verirken, bir taraftan da bu uygulamalarla beslenen döviz talebini kesmek için döviz kurlarına “arka kapılı” müdahaleler yapılıyordu. Merkez Bankası’nın rezervlerinden aktarılan dövizler kamu bankaları eliyle ‘piyasa kendi halinde normal biçimde oluşuyormuş’ görüntüsü altında satılıyor, kurlar tutulmaya çalışılıyordu.
Tüm bu döviz operasyonları Merkez Bankası bilançosunda saklansa da uzmanlar farkında idi. Ayrıca rezerv kaybını saklamayı akıl edenler, muhtemelen yayınlandığını bile bilmedikleri için olsa gerek bankanın ayda bir açıkladığı “Uluslararası rezervler” tablosu yayımlandığında, saklananların açığa çıkacağını akıl edememişlerdi.
Bu tür manevralar güveni sarsıp, “rezerv kaygılarını” yükselteceği için ters tepecekti; öyle de oldu. Hane halkı ve şirketlerden oluşan yerleşikler de, Türkiye’de yatırımı olan yabancılar da döviz almaya koştu.
Ankara’da bir matbaada dolar basmıyorsanız bunun sürdürülebilir olmadığını da bilmek gerekirdi.
Ekonomi yönetimi tüm bu sorunları ‘halı altına süpürüp’, ortaya çıkan semptomlara günü birlik ‘şal’ örtmeye çalışırken Mart 2020’den itibaren Covid-19 pandemisi tüm dünyayı vurduğu gibi Türkiye’yi de vurdu.
Bu tür krizlerde her alacaklı ve borçlunun yaptığı hesap, sonunun nereye varacağı ve potansiyel sonuçlarının ne olacağı üzerinedir. Basit hesap, mallarımıza dış talebin azalacağı, turist gelişlerinin kesileceği ve finansal alanda da borç verenlerin likidite tercihlerinin artacağıdır. Bunun da ödemeler dengesi ve kur üzerine getireceği etkinin olumsuz olacağı da çok açıktı. Nitekim öyle oldu. Döviz talebi ve kurlar yükseldi.
Ankara ise bu krize planlanmış bir çerçeve yerine genel ve devasa bir kredi genişlemesi ile yanıt vermeyi tercih etti. Merkez Bankası ise Temmuz 2019’den beri siyasi direktifle faizleri enflasyonun altına çoktan çekmişti. Reel faiz çoktan negatife getirilmiş iken devasa bir kredi büyümesine tanık olundu.
Pandemi öncesinde bile geçmiştekinden yüksek bir düzeye, Şubat’ta son 3 aylık TL kredi büyümesi yaklaşık 100 milyar TL’ye çıkmışken, Temmuz başında 326 milyara vuruyordu. (Grafik 3)
Ağustos 2019’da bankalardaki altın mevduatının seviyesi yaklaşık 200 ton karşılığı iken, 2020 Ağustos sonunda 525 tona çıkıyordu. Müşterisine bir yılda 325 ton altın hesabı açan bir bankanın, hesaba fiziksel olarak ya da mali varlık olarak tevdi edilen altın yoksa yani altın satışı yaparak açıyorsa bunun karşılığında bir altın varlığı satın alıp bilançosuna koyduğu çok açık.
Sadece bu değil, mali sistem içindeki diğer hesaplarda da altın tutuluyor: Yatırım fonları ve Bireysel Emeklilik Sistemi içinde yer alan fonların bir bölümü altın ya da altın içeren fonlardan oluşuyor.
SPK verilerine göre; yatırım ve emeklilik fonlarında tutulan toplam altın miktarı yaklaşık 90 ton. Burada da belirgin bir altına kayış gözleniyor. 2018 sonunda toplam 36 ton olan varlıklar, 2019 sonunda 58 tona, 10 ayda ise 31 tonluk artışla 89.7 tona ulaşmış.
Her iki tipteki fonlarda tutulan altın miktarındaki son 1 yıllık artış 35 ton.
Darphane
Fiziksel altın talebinin iyi bir göstergesi de Darphane tarafından basılan altın sikke ve ziynet miktarındaki artış. Bu yılın 8 ayında Darphane tarafından üretilen Cumhuriyet altını gibi altın sikke ve ziynet para miktarı 62 tonu bulurken (Grafik 5), ağustos ayı itibariyle son 1 yıllık dönemde ise 81 tonu buldu. Geçen yılının tamamında 39.8 ton altın para basılırken, Ağustos 2018-2019 döneminde de bu sayı 30 tona yakında. Bu 1.2 milyar dolara karşılık gelirken, bu yılki değer 4.4 milyar ediyor.
İhracata üretilen mücevher miktarı ise son bir yılda 45 ton olurken, önceki yıl aynı dönem 86 tondu.
Fonlardan ilave 35 ton, Darphane üretimi için 81 ton, mücevher ihracatına 45 ton derken, üç kalemin toplamı 131 ton ediyor. Aynı dönemde ithal edilen altının üçte biri demek.
Ya gerisi? Gerisinin ise iç pazarda mücevher, külçe ve diğer imalat talebine gittiği açık. Ayrıca Merkez Bankası’nın da bir altın talepçisi olduğunu not düşmek gerekiyor. Buna yazının sonunda değiniyorum.
İthalat dışında ne var?
Altın talebini karşılayan en büyük kalem ithalat olsa da altın varlık arz eden iki ana oyuncu var.
Biri Türkiye’de altın üreten şirketlerin üretimi, diğeri ise Hazine.
Borsa İstanbul verilerine göre altın madeni üreticilerinin toplam üretimi yıllık 37 ton (Temmuz verisi) olmuş.
Peki Hazine nasıl arz sağlıyor?
Hazine ise altın tahvili ve altın kira sertifikaları ihraç ederek altın talep eden fon ve bankaların ihtiyacını görüyor. Tek bir sorun var; Türk parasını koruma konusunda düzenleme görevi olan Hazine’nin son birkaç yılda, bizatihi yurttaşlara ve yurtiçi kurumlara altın ve döviz cinsi tahvil satışını hızlandırması.
Öyle görünüyor ki yatırım fonlarının tuttuğu altın varlıklarının yüzde 30’ı, emeklilik fonlarının tuttuğu altın varlıklarının yüzde 68’i Hazine’nin ihraç ettiği altın tahvili ve altın kira sertifikalarından oluşuyor.
Denilebilir ki; Hazine’nin altın tahvil ya da sertifika çıkarması Türkiye’nin döviz ödeyerek yurtdışından yaptığı altın ithalatını azaltıyor. Burası doğru. Ancak soru şurada; bizatihi altın tahvil ya da kira sertifikası ihraç etmesi “altına yatırım” konusunu gündemde tutuyor, kamuoyunu teşvik ediyor. Asıl herkesi ilgilendiren tarafı da bu çıkarılan altın cinsi menkul kıymetlerin Hazine’de olmaması. Yani Hazine “açığa satış” yapıyor.
Hazine son bir yılda (Ekim itibariyle) 161 ton altın tahvil ya da kira sertifikası ihraç etti. Hazine’nin son 2 iki buçuk yılda ihraç ettiği miktar ise 200 ton altın karşılığı. (Tablo 1)
Vadesi gelenler düşülürse Hazine’nin net altın borcu 181 ton.
Hazine’nin Merkez Bankası’nda tuttuğu altınları ise sadece 60 ton.
Yani özetle Hazine 121 ton altını açığa satmış durumda. Borçlandığı tarihlerdeki ons fiyatı baz alınırsa 121 ton altının maliyeti 1605 dolar.
Bugünkü 1910 dolarlık piyasa fiyatı esas alınırsa kilo başına 9.808 dolar zarar var.
Toplamda ise 1.2 milyar dolar ediyor. Bu da kabaca 20 ton altın yapıyor. 121 ton altın için maliyet bu. Kur farkını hiç dikkate almadan.
Yani özetle; açığa altın satarak yapılan borçlanma ile yüzde 17’lik bir faize karşılık gelen bir maliyet ortaya çıkıyor.
“Efendim yapmasaydık da yurtdışından altın getirterek döviz mi harcasaydık?” diyebilecek olanlara, neden TL’yi değersiz kılan politikalar izlendiğini, neden altın yatırımlarını teşvik edildiğini sormak ve 1.2 milyar dolarlık faturayı hatırlatmak gerekiyor.
Özet
Geçmişte altında büyük bir oranda fiziksel talep varken, son birkaç yılda bu talep mali kesimde mali araç olarak da kendini gösteriyor. Örneğin, mali kesimde yatırım ve emeklilik fonlarının altın yatırımlarındaki artış ile bankalardaki altın mevduatındaki yıllık toplam artış çok çarpıcı; bu iki kalemde 2019’daki artış 118 ton olurken, 2020’nin ilk 9 ayında 297 ton olmuş. 2020’deki patlayan bu 297 ton, 2020’deki toplam arzın yüzde 74’üne karşılık geliyor.
Merkez Bankası ise para politikasında çoktan rotayı kaybettiğinden, döviz rezerv kaybını telafi etmek için döviz ve altın cinsi zorunlu karşılık ‘icad’ etti. Bankanın altını bir karşılık unsuru olarak kabul etmeye başlaması, mali sistem için bir cazibe kapısı oldu. Zira yüzde 10-15’lik bir çıplak maliyetle tuttuğu TL rezervlerinin yerine yüzde 1’i geçmeyen faizlerle borçlanılan altınları karşılık olarak yatırmak bankalara avantaj yaratıyordu.
Son dönemde de altın swaplarına da başlaması bu tabloyu katmerlendirdi.
Bu konuda güçlü bir altın talep eden kurum olarak piyasaya çıkan Merkez Bankası, mali sistemin de altın kapasitesinin genişlemesini teşvik etmiş oldu.
Özetle, Türkiye’de epeydir süregelen politik kriz, uygulanan ekonomi politikası ve bunun yürütülmesindeki hata ve yanlışlar Türkiye’de “Altına hücum” tablosunun izlerini ortaya çıkardı.
Tam da cari denge konusunda başta turizm gibi bir büyük hasarın ortaya çıktığı ve ülkeden sermaye çıkışının derinleştiği bir dönemde altın talebini patlatan ekonomi politikasının “doğru yolda” olduğu söylenebilir mi?
“Neden altına talep arttı?” diye sorulan soruların yanıtı, son 10 yılda küresel istikrarsızlıkların altın fiyatlarını yukarı itmesi, bunun da getiri için tasarrufçulara cazip gelmesi gibi etkenler yanında, Türkiye’ye özel olarak ortamı yaratan nedenler büyük ölçüde yukarıdaki satırlarımda yer alıyor.
Uğur Gürses
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022