Vedat Bilgin
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransız devşirmesi gazeteciye Cezayir’de verdiği tokat gibi cevabı duymuşsunuzdur. Gazeteci kılığındaki adamın ‘siz buraları yüzyıllarca sömürge yaptıktan sonra yine aynı maksatla mı geldiniz’ türünden soruya ‘Biz o söylediğinizi yapsaydık, siz bana bu soruyu Fransızca değil Türkçe sorardınız’ diye verdiği cevap bir gerçeğe işaret etmektedir. Bu gerçek iki farklı dünya görüşünün, iki farklı medeniyet anlayışının tarihe yansımasıdır.”
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika başta olmak üzere dünyanın mazlum coğrafyalarına gösterdiği ilgi, oralarda bulduğu yankı acaba kimleri rahatsız etmektedir?
Batı uygarlığı sömürgeciliği yaratan, oradan emperyalizme ulaşan ve bütün dünyayı yağmalayan bir anlayışa, bir pratiğe sahipken koca bir coğrafyayı kapsayan Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim anlayışında ‘ana vatan-koloni ayrımı’ hiçbir zaman görülmemiştir. Bunun içindir ki yönetimin kapsamındaki coğrafyalar ülkedir ve üzerindeki insanlar devletin tebaası sayılmıştır.
BARIŞIN ADI
Bu bakımdan bırakınız dillerine, ‘din devleti’ dedikleri Osmanlı ‘dinlerine’ karışmayı dahi düşünmemiştir. Osmanlı coğrafyası bu bakımdan ‘Pax Ottomana’dır ve farklı dinlerin farklı inançların sadece birlikte yaşadığı bir yer değil, bütün kültürlerin ve dinlerin korunduğu yerdir.
“Bunu en iyi bilenler o ülkelerin yurtsever aydınları ve halkıdır. Cezayir bağımsızlığına kavuştuğunda, üstelik Türkiye o zamanlarda takip ettiği geleneksel Batı yanlısı dış politika nedeniyle Batıcı bir çizgide durduğu için BM’de Fransa’yı rahatsız etmemek düşüncesiyle davrandığı halde, Bağımsızlık Günü’nde büyükelçilerin kabulünde söyledikleri bu bakımdan önemlidir. Bütün büyükelçilere ‘hoş geldiniz’ diye hitap eden Bin Bella, Türk Büyükelçisine ‘size hoş geldiniz demeyeceğim, kendi evinizdesiniz; atalarınız ve atalarım bu toprakları yüzlerce yıl müstevlilere karşı birlikte savunup bize vatan yapmıştır’ demişti.”
Sömürgeciliğin perişan ettiği mazlum coğrafyanın kadersizliği bu olsa gerektir; bir tarafta yağmalanıp talan edilmiş topraklar, iliklerine kadar sömürülmüş insanlar ve diğer tarafta yine o ülkenin insanlarından devşirilerek sömürgecilerin kültürünü benimseyen kendi halkına karşı aşağılık duygusu içinde bakan ‘devşirme aydın/bürokrat zümrenin’ aşağılık davranış biçimi vardır. Sömürgeci Batılılar, sadece gittikleri coğrafyaları yağmalamakla kalmamış insanlarını köleleştirip sattıkları gibi, oralarda yaşayan halkların dillerini ve dinlerini de değiştirmişlerdir. Yerli halktan devşirdikleri sömürge aydın ve yönetici zümreye sundukları imtiyazlar ise bu işlemleri yaparken kendilerine sunulan hizmetin karşılığı olarak görülebilir.
YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR
“Batılı ülkelerin Türkiye’den duydukları rahatsızlığının muhtelif sebepleri arasında (herhalde Maastricht kriterlerinden sapılmış olduğunu düşünmüyorsunuzdur!) son yıllarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyanın neresinde mazlum bir topluluk, neresinde zulme uğrayan bir halk varsa oraya gitmesinin, Türkiye’nin yardım elini uzatmasının önemli bir payı olduğunu tahmin etmek zor değildir.”
Üstelik bugünkü Türkiye, sadece insani yardım götürmekle kalmıyor, o ülkelerde ortak kalkınma projelerinde yer almaya, ticaret hacmini geliştirmeye doğru adımlar atıyorsa, azgelişmişlik zincirini kırmaya dönük hamleler yapıyorsa Batılıların bundan duyduğu rahatsızlığı anlamak lazımdır.
Dünyanın mazlum milletleri bugün farklı bir çağın başladığının farkındadırlar; artık Afrika dâhil bütün coğrafyalarda toplumsal hareketlenme, ekonomik yapıların değişimi görülmekte, Batı hegemonyasının Asya’nın yükselişi karşısındaki sarsıntısı ve yaşadığı krizin derinleşme eğiliminde olduğu her yerde hissedilmektedir. Türkiye’nin yükselişine, hamlelerine ve Ortadoğu’da yaşananlara buradan bakmak gerekir. Dünyanın bütün mazlumlarının yanında Türkiye’nin olması neyin ifadesidir!
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019