Hasan CEMAL
Barış ve demokrasi yoludur, normalleşme ve uzlaşma yoludur doğru olan. Türkiye kan kaybetmeye başladı yeniden, yoksa hâlâ farkında değil misiniz?
Kimse kimsenin saçına sakalına, kılığına kıyafetine, inancına inançsızlığına ya da genel olarak hayat tarzına karışmadığı içindir ki demokrasi, barış, huzur ve istikrarın güvencesi olan rejimdir.
Erdoğan, Zaloğlu Rüstemlik’ten kurtulabilecek mi? Yoksa kendisini ‘yedirtmek istemeyenler’in sesine kulak kesilip, Zaloğlu Rüstem yollarında hem kendisini, hem Türkiye’yi helak mı edecek?
Tam bir yıl geçmiş aradan.
Milliyet’teki köşemde, 5 Haziran 2012’de, “Tayyip Erdoğan, maşallah, Zaloğlu Rüstem gibi! Elinde koca bir pala, ya Allah bismillah deyu, durmadan her yana sallıyor kelle almak için…” diye başlayan bir yazı yazmıştım.
Bir bölümü şöyleydi:
“Sayın Başbakan;
Ne bu şiddet, bu celal?..
Dilin kemiği yoktur ama bu kadarı da olmaz. Eskilerin bir sözü vardır, ‘Ağız torba değil ki büzesin’ derler. Son haftalarda öyle söz ve çıkışlarınız var ki…
Birkaç örnek:
Her kürtaj bir Uludere’dir. Tek din... Dindar nesil... Ölüsevici... Gazeteciler ve tasma… Despot aydınlar... BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için KCK fezlekesi… Fazıl Say davası… Ağzınızdan neredeyse hiç düşmeyen hainlik söylemi... BDP’ye dönük kalleşlik sözü. Uludere konusundaki “Özür açıklanmaz, dilenir” başlıklı yazısı üzerine işinden olan Yeni Şafak’ın Washington temsilcisi, değerli meslektaşım Ali Akel...Otoriter liderlik halleri...
Demokrasileri demokrasi yapan…
Sayın Başbakan;
Bu liste kolayca uzatılabilir. Ayrıntıya girmek istemiyorum. Bu konuların hiç birinde sizinle aynı fikirde değilim. Siyah beyaz düşünüyoruz. Olabilir. Farklı düşünmektir demokrasileri demokrasi yapan…”
Bir yıl önceki yazım şöyle devam etmiş:
“Ancak siz, bir Başbakan olarak, yalnız farklı düşünmüyorsunuz. Aynı zamanda sizin gibi düşünmeyenlere öfke saçıyorsunuz. Sizden farklı düşünenlere hoşgörünüz yok. Sizin gibi düşünmeyenlere tahammülünüz kalmamış. Sizin gibi düşünmeyenlerin sesini kısmanın peşindesiniz. Bunun kırmızı sinyalleri yanıp sönüyor. Yazık.
Anlaşılan o ki, farklı sesler kulağınızı tırmalıyor. Farklı görüşler sizi rahatsız ediyor. Farklılıklar sizi ürkütüyor.”
Erdoğan’ın devletlu dili…
Devamında şu satırlar var:
“Sayın Başbakan;
Öylesine bir diliniz, öylesine bir üslubunuz var ki. İtici, otoriter. Bir devlet dili bu. Ya da devletlubir dil.
Eskiden böyle değildiniz.
Şunu iyi bilin:
Böylesine bir dil ve üslupla Türkiye iyiliklere doğru yol alamaz. Her şeyin doğrusunu siz bilemezsiniz çünkü...
Doğruları, gerçekleri kendi tekeline alabileceğini sanan liderlerle barış ve demokrasiyollarında yürünemez.
Tarihte bu defalarca kanıtlanmıştır.”
Ne tuhaf bir inat…
Bu satırlarım bir yıl öncesinin.
Bir yıl sonra da, yine aynı şeyleri yazmaya devam ediyorum.
Değişen bir şey yok çünkü. Tayyip Erdoğan’ın Zaloğlu Rüstemliği devam edip gidiyor.
Böylesine bir dediğim dedikçilikle, böylesine tuhaf bir inatla Türkiye iç barışını nasıl sağlayacak,Kürtlerle barış süreci nasıl yol alacak?
Siyasal ve toplumsal normalleşme ile uzlaşma nasıl olacak da gerçekleşecek?
Erdoğan’ın hayat tarzıyla…
Yıllar yılı kendisiyle çevresinin ‘hayat tarzları’na devlet müdahalesinden haklı olarak yakınmış,28 Şubat döneminde, sırf farklı olduğu için devletin sillesini fena halde yemiş biri olarak, bugün böylesine müsamahasız bir noktaya gelmiş olması nasıl açıklanabilir ki?..
Mehmet Altan’ın sözü aklıma takılıyor:
“28 Şubat döneminde başörtünü evinde tak demekle, bugün içkini evinde iç demek arasında ne fark var ki?”
Laik dünya görüşüne sahip olanların sembolleriyle, dindarların, Müslümanların sembollerini ille de karşı karşıya getirmek gerekmiyor.
Demokrasi bunun için var.
İnsan hakları bunun için var.
Özgürlükler bunun için var.
Kimse kimsenin saçına sakalına, kılığına kıyafetine, inancına inançsızlığına ya da genel olarak hayat tarzına karışmadığı içindir ki demokrasiler barış, huzur ve istikrarın güvencesi olan rejimlerdir.
Uzatmak istemiyorum.
Tek yol demokrasi…
Bu satırları yazarken bir ara Hüseyin Gülerce’nin dünkü yazısını okudum. Son bölümü şöyleydi:
“Bence Taksim’in iki mesajı var:
Bir, vesayet güç kaybetmemiştir, derin yapı yüz elli yıllık tecrübesiyle bütün adamları ile sahne almıştır. AK Parti yeni bir durum değerlendirmesi yapmalıdır. Demokratikleşme hamlesinde gösterilecek bir zaaf, Türkiye’yi elli yıl geriye götürebilir…
İki, iktidar için tek yol demokrasidir.
Cumhurbaşkanı Gül’ün dediği gibi…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi demokrasi sadece seçim değildir.
Paylaşmayı, herkesin konumuna saygılı olmayı, özgürlükleri savunmayı ve hukukun üstünlüğünü gerektirir...” (Zaman gazetesinden)
Başbakan Erdoğan bu seslere kulak verebilecek mi? Yeniden barış ve demokrasiye açılabilecek mi?
Bir başka deyişle:
Zaloğlu Rüstemlik’ten kurtulabilecek mi?
Yoksa kendisini ‘yedirtmek istemeyenler’in sesine kulak kesilip, Zaloğlu Rüstem yollarında hem kendisini, hem Türkiye’yi helak mı edecek?
Hangisi?..
Barış ve demokrasi yoludur, normalleşme ve uzlaşma yoludur doğru olan.
Sayın Başbakan;
Türkiye kan kaybetmeye başladı yeniden, yoksa hâlâ farkında değil misiniz?
Ne yazık!
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024