Hasan CEMAL
Bugün köşemi bir okur mektubuna bırakıyorum:
Sayın Hasan Cemal,
Hepimiz tuhaf günler yaşıyoruz. Hayatımız bir anda Kafka kitabına döndü. Adliye koridorlarındayız ama en büyük çabamız kendimizi savunmak değil, tam olarak neyle suçlandığımızı öğrenmek.
Çünkü bilmediğimiz bir suçlamaya karşı kendimizi savunmamız beklenemez. Ama dosyada öylesine gizlilik var ki, suçumuz bize bile söylenmiyor.
Evimi aramaya gelen polis neden geldiğini bilmiyor. Öyleyse ne tür bir suç için ne tür deliller arıyor, bunu bilemiyorum. Hiç kimse hiçbir şey bilmiyor.
Ben Marmara Üniversitesi'nde Siyaset ve Sosyal Bilimler alanında doktora yapıyorum. 29 yaşındayım ve 672 sayılı KHK ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ndeki öğretim görevliliği işinden ihraç edildim. 1 Ekim'de gözaltına alındım, çok ağır şartlarda geçen iki günün ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldım.
Çok ilginçtir, savcı dahi neyle suçlandığımı, neden gözaltına alındığımı, neden ihraç edildiğimi bilemiyor. Ama hiç çekinmeden dinci bir terör örgütü hakkında sorular soruyor. Dinle alakam olmamasına, hiç din eğitimi almamış olmama rağmen, dinci bir terör örgütüne üyelikle suçlandığımı, sorulan sorulardan anlıyorum. "Eşinizle nasıl tanıştınız?" absürtlüğünde sorularla karşılaşıyorum. Romantik hikâyemizi savcıyla paylaşmam mı gerekiyor bu durumda?
Daha da ilginç olan bundan 6 yıl önce erkek kardeşim eğitim gördüğü Hava Harp Okulu'nda aylarca çok ağır işkenceye maruz bırakıldı. Sebebini o dönemde hiç anlayamadık. Kardeşim çok ciddi travma geçirdi, intihara teşebbüs etti.
Oradaki subaylar kardeşimin okulu bırakması için çok ciddi baskılar yapmışlar. Psikolojik, fiziksel her türlü işkenceyi yapmaktan çekinmemişler. Ne iğrençlikler yaptıklarını burada anlatmayacağım, ama hepsinin belgesi mevcuttur.
Neden böyle olduğunu, neden bunu yaptıklarını anlayamadık. Ama sonuçta amaçlarına ulaştılar, kardeşim 2009 yılında Hava Harp Okulu'ndan ayrıldı.
Ayrılmasıyla birlikte psikolojisi daha da bozuldu, İstanbul'da gezmediğimiz doktor, gitmediğimiz klinik kalmadı. Ne yapsak iyi gelmiyordu. Sonuçta bipolar bozukluk teşhisi kondu.
Onun için hayat bir daha asla eskisi gibi olmadı. Çok zeki, çok çalışkan ve sağlıklı bir çocuktu. En ufak bir torpile, referansa ihtiyacı yoktu. Lise sınavlarına girdiğinde puanı Galatasaray, Kabataş gibi liselere yetmesine rağmen o gelecekte Hava Harp Okulu'na girmek üzere, Bursa Işıklar Askeri Lisesi'ni seçmişti. Atatürk'ü örnek alıyordu, onun gibi olmak istiyordu.
Ama o şimdi hastalığıyla mücadele ederek hayatını sürdürmeye çabalıyor. İTÜ'de eğitimine devam ediyor ama hastalığı nedeniyle okulu bitiremiyor. Bir işte çalışamıyor. Hâlâ her gece Hava Harp Okulu'nda yaşadığı işkencelerin etkisiyle kâbus görüyor. Senede iki defa nöbet geçiriyor ve onu hastaneye yatırmak zorunda kalıyoruz.
Ona işkence yapan subaylardan biri de 15 Temmuz gecesi Meclis’i bombalayan Hasan Hüsnü Balıkçı. İşkenceyi ve kötü muameleyi körükleyen ve göz yuman diğer komutanların, o gece Akıncılar'da yakalandıktan sonra görüntülenen Akın Öztürk'ün yanında yer alan kişiler olduğunu söylüyor.
Kardeşim ve ailem 6 yıl önce bu berbat günleri yaşarken biz çok çaresizdik. Benim babam TCDD'de devlet memuruydu, annem ev hanımı. Öyle yüksek mevkilerden tanıdıklarımız yoktu. Kime danışacağımızı bilemedik.
Zaten söz konusu kişiler TSK mensubuydu. Onlara karşı siviller olarak her türlü dezavantajlıydık. Hukukçu olan Eşim Vedat Laçiner'le o dönemde nişanlıydık. Bize tek yardım eden, yol gösteren de o oldu. Önce askeri savcılığa suç duyurusunda bulundu. Fakat şimdi anlıyoruz, bu kişiler yargı tarafından da korunuyorlarmış. Askeri mahkeme tarafından 1 yıl sonra görevsizlik kararı verildi.
Ardından eşim Vedat Laçiner, Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Buradaki dava da hâlâ devam ediyor. Şikayetçi olduğumuz subayların bir kısmı 15 Temmuzdan sonra tutuklandı, bir kısmı da ihraç edildi. Aralarında hâlâ görevlerine devam edenler de var.
Bu süreç yaşanırken, şimdi fark ediyorum, o dönem Ergenekon saçmalığının ortaya atıldığı dönemdi.
Yani FETÖ'nün her yerde gücünün doruklarına ulaştığı ve masum insanlara kumpas kurarak onları devre dışı bırakmayı kafasına koyduğu yıllardı. Tepeden en alttaki askeri öğrenciye kadar uğraşmış, çalışmışlar.
Şimdi yapbozun parçaları birleşiyor. Üstelik bunu yaparken en büyük destekçilerinin kim olduğu da ortadadır.
Bunların oyunları ne yazık ki henüz bitmedi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz tarihinde eşim Vedat Laçiner gözaltına alınarak gerekçesiz bir biçimde tutuklandı. henüz Meclis’i bombalayan Hasan Hüsnü Balıkçı bile yakalanmamıştı!
Sanki darbe girişimini biz planlamışız gibi eşimi, eşimin abisi Sedat Laçiner'i tutukladılar. Sedat Laçiner'in eşini ve beni de gözaltına aldılar. Telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza el kondu. Evlerimiz iki defa arandı, bir şey bulamadıkça sinirden çıldırdılar. Lehimize delil olacak her şeyi görmezden gelmek için ellerinden geleni yaptılar.
Ama biz onların aradığı kişiler değiliz. Israrla üzerimize yalan haberlerle, dedikoduyla, iftirayla bu tuhaf etiketi yapıştırmaya çalışıyorlar.
Bırakın böylesi dinci, itaatkâr yapıların içinde bulunmayı, 29 yaşındayım ve hayatım boyunca hiçbir dönemde muhafazakâr bile olmadım, sağ bir partiye oy vermedim. Çocukluğum, gençliğim Kadıköy'de Moda'da geçti. Bu kültürle yetiştim. Gittiğim okullar, öğretmenlerim, aldığım eğitim, yaşadığım yer bellidir. Eşimle yaşam tarzımız herkes tarafından bilinir.
Evet, gerçek FETÖ'cüler hâlâ TSK'da uçak kullanıyor, sınır ötesi operasyonlara katılıyorlar. Çünkü gerçek FETÖ'cüler Meclis’te ve tepemizde. Gerçek FETÖ'cüler üniversitelerde rektörlük yapmaya, dekanlık yapmaya devam ediyor.
Çok ilginç bir şekilde söylemle, algıyla bir günde biz FETÖ'cü olduk. Bunlar temize çıkardılar kendilerini.
Fethullahçılarla en ufak bir temasımız, yakınlığımız olsa gam yemem. Başkalarına uyguladıkları saçma sapan tutuklama gerekçeleri bile bize uymuyor. Cemaat fikrini hiçbir zaman tasvip etmedik, bize hep itici geldi.
Kardeşim bunların yüzünden hayatını kaybediyordu. Şimdi eşim ve bütün ailemi süründürmek istiyorlar. İki yaşında bebeğim var ve tek kaldım. Hayatta en sevdiğim şeyi, çocuğumdan bile ayrı kalmayı göze aldığım doktora eğitimimi yarıda bırakmak zorunda kaldım. Mesleğimden, işimden oldum.
Ben mi aldatıldım? Ben mi ne istedilerse verdim? Ben mi atadım o komutanları o mevkilere. Askeri öğrencilere işkence yapılırken, FETÖ'cü olmadıkları için okullardan atılırken, insanlar kumpaslarla tutuklanırken bunlar hiç ses çıkarmadılar. Tam aksine alkış tuttular, desteklediler. Şimdi neden bana ve aileme bunlar yapılıyor? Neden masum insanlar bunları yaşıyor?
Bu ülkeye olan inancım artık bitti. Benim aileme bu ülkede hiçbir zaman yaşama fırsatı verilmedi. Önce kardeşimi, şimdi bütün ailemi mahvettiler.
Bunu hep biz mi çekmek zorundayız? Tek suçumuz birilerine yamanmamak mı? Kolay yollardan bir yerlere gelmeye çalışmamak mı? Benim eşim Almanya'da hukuk doktorası yapmış bir akademisyen ve 3 aydan beri sebepsiz yere tutuklu. Yoksa FETÖ'cüleri yıllar önce ihbar etmiş olması birilerinin zoruna mı gidiyor?
Bütün siyaset bilimi kitaplarında yazar: İktidarlar geçicidir. Onlar geçip gidince, bu toplum ileride nasıl bakacak yüzümüze? Hiç kimsenin vicdanı sızlamayacak mı? Bu yaşananlardan ders alınmayacak mı?
Yoksa yine her zamanki gibi ağzının kenarıyla özür dileme zahmetine girip, pişkinliğe, iki yüzlülüğe, ahlaksızlığa devam mı edecek?
Bilin ki biz ve sanıyorum bizden başka çok sayıda insan Auschwitz'deyiz.
Darbeyi biz yapmadık. Birilerini öldürmeyi, içinde silah olan hiçbir şeyi hiçbir zaman desteklemedik.
Ama fırınlara atılıyoruz.
Saygılarımla,
Fatma Laçiner
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024