Kurtuluş TAYİZ
Diyarbakır’dan sonra Batman’a geçiyorum. Burası Kürt siyaseti için önemli merkezlerden biri. Kürt sorununu en şiddetli hisseden kentlerin başında Batman geliyor. 1990’lı yıllarda yüzlerce sivil, bu şehirde faili meçhul cinayete kurban gitti. Eski DEP Mardin Milletvekili Mehmet Sincar, JİTEM tetikçileri tarafından Batman sokaklarında katledildi. PKK-Hizbullah arasındaki en kanlı çatışmalar yine bu şehirde yaşandı. Hizbullah’ın nefesini ensesinde hissetmeyen Batmanlı sayısı çok azdır. O günden bugüne kent büyük değişim yaşadı. Eli silahlı, köşe başında pusuya yatmış tetikçiler sokaklardan çekildi. PKK silahları susturdu. Askerî etkisi iyice azaldı. Kürt meselesiyle ilgili küçümsenmeyecek adımlar atıldı. Ama Türkiye’nin geçirdiği bu değişim sorunların tümden bittiği anlamına gelmiyor. Kürt meselesi hâlâ çatışma kaynağı olmayı sürdürüyor.
Güneydoğu’da tansiyonun yükselmesi nedeniyle sadece BDP ve PKK cephesini suçlamak gerçekçi değil. Kafalar tam da bu nokta da karışıyor. Kürt meselesinin çözümü için önemli adımlar atılmasına rağmen BDP cephesinin sokakları savaş alanına çevirmesi haklı olarak tepkiye yol açıyor ancak buradakilerin tepkilerinin altında olup biteni kimse yeterince anlamaya çalışmıyor.
Seçim barajı radikallere yaradı
Kürt siyaseti ağır aksak bir değişim içinde. Devlet veya hükümet bu değişimi destekleyeceğine önünü kapatıyor. BDP’nin Güneydoğu’da açtığı bütün seçim çadırlarını kaldırarak nasıl bir önlem alınmış olunabilir? Bu uygulama zar zor sivilleşmeye meyleden bir siyasi hareketi, daha baştan vazgeçirmeye yaradı. Dikkat edilirse çadırların peşine kimsenin düştüğü de yok. “Sivil itaatsizliğe bile fırsat verilmiyor” diyerek, eski alışkanlıklara dönmenin kolaycılığı içindeler. Sivil itaatsizliğe yönelen Kürt siyasetine konulan baraj daha çok Kürt radikallere yarıyor. Sorun sadece çadırların toplatılmasıyla sınırlı da değil. Batman’da önemli bir kesim, KCK operasyonu adı altında AKP hükümetinin BDP kadrolarına yönelik tutuklama furyası yürüttüğünü düşünüyor.
Sen misin çadıra yardım eden
Bence Batı’dan bakıldığında anlaşılmayan önemli noktalardan biri de bu KCK tutuklamaları. Kürt sorununun çözümünde sivil siyaseti ön plana çıkaran hükümetin yürürlükteki yasaları değiştirmeden bu işe girişmesinin sonuçları olarak değerlendiriyorum bunu. Ancak Güneydoğu benim kadar iyimser değil bu konuda. Hükümetin bu yasaları Kürt siyasetçilerine, hatta içeride tutuklu çocuk sayısının fazlalığına dikkat çekerek, Kürtlere yönelik bir silah olarak kullandığını düşünüyorlar. Yargıya güven sıfıra inmiş. Şöyle ki; İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi Başkanı Osman Künteş ve Batman Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Übeyit Yıldız ile görüşürken, haklarında açılan bir soruşturmayı örnek gösterdiler. Batman’da “demokrasi çadırı” kurmak için ildeki sivil toplum kuruluşları adına başvuru yapıyorlar. Çadır yedinci gününde kaldırılıyor. Savcılık, çadırda kaçak elektrik kullanıldığı için, başvuru yapan bu beş isim hakkında soruşturma başlatıyor. Bana gösterdikleri belgeler arasında TEDAŞ’a elektrik için ilk günden yaptıkları başvurunun belgesi de bulunuyor. Fakat, bu beş isim de “hırsızlık yaptıkları” suçlamasıyla soruşturma açılıyor.
Bölgede silahla, şiddetle uzaktan ve yakından ilgisi olmayan isimler yargının hedefinde olduklarına ve tasfiye edildiklerine inanıyorlar. Batman’da birkaç yeri ziyaret ettikten sonra bu uygulamanın çok sistemli olduğunu fark ediyorum. Bu hızla giderse bölgede sivil siyaset yapabilecek ‘temiz sicilde’ kimsenin kalabileceğine de inanmıyorum. Bunun için KCK operasyonları hakkında batı kamuoyu ikna edilmiş olabilir fakat Güneydoğu’da bu tutuklamalar tahminlerin çok ötesinde bir tepki kaynağı. Hükümet tarafından bakıldığında da kuşkusuz KCK operasyonlarının haklı sebepleri sıralanabilir. Ama bence burada sorun, iktidarın Kürtlerin kendi kimliğiyle siyaset yapmasına hazır olmamasından kaynaklanıyor. Ne yasalar buna izin veriyor ne de iktidar buna hazır. Batman’da bir kahvede konuştuğum yaşlı bir amca şu örneği verdi: “Erdoğan iki karpuzu aynı koltukta taşımakta ısrar ettiği için bunlar yaşanıyor. Bir yandan Türk milliyetçiliğinden oy kapma derdinde diğer yandan ise ‘Kürt sorununu çözeceğim’ diyor. Şimdi karpuzların biri yere düştü, olup biten bundan ibaret.”
Kürtçeye iade-i itibar
Konu “Kürtler ne istiyor”a gelince; Batman’da ayrılmaktan yana olan tek bir kişiye rastlamadım. Başka türlüsünü kimse aklına bile getirmiyor. Ama acıları ve sorunları var. Bunlardan dolayı öfkeliler. Ayrımcılığa maruz kaldıklarını, eşit vatandaş olmadıklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Anadilde eğitim talebi, Kürtçe konuşmanın ötesinde bir talep. Asıl duyguları yıllarca yasaklanan, aşağılanan, horlanan bu dile adeta itibarının geri kazandırılmasını istiyorlar. Askerî operasyonların sürmesine ve dağdan cenaze gelmesi ümitlerini neredeyse tamamen kırmış durumda. Başbakan Erdoğan’ın, askere söz geçiremediğine inanmıyorlar. AKP’nin askerî operasyonlarla örgütü zayıflatıp ‘teslim’ almaya çalıştığını söylüyorlar. Bu konuda yaşlı bir amca şu değerlendirmeyi yaptı: Batı’ya cenaze gitmiyor ama doğuya cenazeler geliyor. Örgüt ateşkes ilan etmişti. Eğer örgüt ateşkes ilan edip arkadan askere saldırsaydı gözümüzden düşerdi. Ateşkes ilan edenlere saldırıp öldürmek haince değil midir?
Barış nasıl sağlanacak
BDP-PKK çevrelerinin silahların yeniden konuşmasının baş sorumlusu olarak AKP’yi göstermelerinin haksızlık olduğunu düşünüyorum. Çünkü burada bir kez daha yerinde gördüm ki AKP ve devlet kadar PKK da barışa hazır değil. AKP Kürt sorununu çözmek için yola çıktı ama barışı tehdit eden yasaları değiştirmek için adım atmaya yanaşmadı. Hatta bu yasaları Kürt siyasetçilere karşı kullandı. PKK da aynı şekilde ‘barış’ dönemine girdi ama eski militarist dilden, eylemlerden geri adım atmadı... Yapmacık barış adımlarıyla fazla yol alınamıyor. İki taraf için de barış aslında sadece savaşın devamından ibaret. Bu zihniyet hayatın duvarlarına çarparak geri tepiyor; ama olan giden gencecik canlara oluyor. Değişim elbette kolay değil. Zorludur. Fakat bu coğrafyada kader birliği yapan iki halk için de barıştan başka çare yok; her iki tarafın da değişmesi gerekiyor.
Avrupa Yerel Yönetimler Şartı, bu sorunu çözer
Petrol İş Sendikası Batman Şubesi Başkanı Mustafa Mesut Tekik, bölgede yaşanan çatışmaların demokratik bir anayasayla tarihe karışacağına inanıyor: Kürtler yapılacak olan yeni anayasada kendilerini Türklerle eşit görmek istiyorlar. Anadilde eğitim görmelerinin önündeki engeller kalkar ve yerel yönetimler güçlendirilirse bugün yaşanan gerilimin ve olayların kaynağı da ortadan kalkar. Ben şuna inanıyorum Türkiye Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’na koyduğu çekinceyi kaldırırsa bu sorun çözülür. Tabii barış için tutuklu Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması şart. Kürtler Türkiye’den ayrılmak istemiyor.”
‘İyi şeyler’den sonra tutuklama hayal kırıklığı
Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay KCK operasyonunda tutuklanınca yerine Serhat Temel başkanvekili olarak bu göreve atandı. Temel, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “İyi şeyler olacak” sözlerinden sonra başlayan demokratik açılımın kendisini ümitlendirdiğini ancak bu sürecin belediye başkanlarının tutuklanmasıyla bölgede büyük bir hayal kırıklığı yarattığını söylüyor: AKP, halka öyle büyük barış ümidi verdi ki, çark ettiğinde geride büyük bir hayal kırıklığı bıraktı. Tepkilerin büyüklüğü halkın umutlarının büyüklüğüyle bağlantılı.”
Serhat Temel, hükümetin sivil siyasetin gelişmesini istemediğini de düşünüyor: “Sivil itaatsizlik eylemleri için çadırlar kurmuştuk. Ama polis gece baskınıyla kaldırdı. YSK adaylarımızı veto ederek sokak eylemlerini tetikledi. BDP’li siyasetçilerin hepsi hapiste.”
Serhat Temel’e Ahmet Türk’ün sivil itaatsizlik eylemlerini tarif ederken söylediği “Panzerler bizi ezse de yerimizden kalkmayacağız” sözlerini hatırlatıyorum. Şöyle yanıt veriyor: “Bizim ne kadar hevesli olup olmadığımız burada önemli değil; bize fırsat bile tanınmadı, ne yapabiliriz.”
BDP’nin yüzleri maskeli etrafa molotofkokteyli atan çocukları neden engelleyemeyeceğini sordum. YSK vetoları üzerine Van’da Yapı Kredi Bankası’na yönelik olan saldırıyı anlattı. Bu saldırganların BDP’li olduklarına inanmadığını söyleyen Temel, “Türkiye halkı bize büyük bir destek vermişti. Ama o saldırılar yüzünden neredeyse bir kadın hayatını yitiriyordu ve bize karşı büyük bir tepki oldu. Haklıyken haksız duruma düştük. Buna gerçekten çok üzülüyoruz” diyor.
Sosyal isyan yaşanıyor
Uluslar arası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Recep Kavuş, aynı zamanda Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi’nin gönüllü çalışanı. Kentteki toplumsal olaylar nedeniyle halkın endişeli olduğunu anlatıyor: “Geçmişteki acılar nedeniyle kent halkı, en küçük olayda bile endişeye kapılıyor. Yarınından, emin değil, ümitsiz. Çünkü istikrar yok. Şehirde ortaya çıkan çatışmaların bir de sosyal boyutu var. Gelir dağılımındaki uçurumun en yüksek olduğu illerden biri de Batman. Burada sadece Kürt sorunuyla ilgili bir tepki yok; insanlar açlığa, dışlanmışlığa, çaresizliğe de isyan ediyor. Bir tarafta büyük alışveriş merkezleri, lüks otomobiller ve çılgınca tüketim var; diğer yanda ise üç bin aile valiliğin günlük verdiği bir tas sıcak yemekle yaşayabiliyor. Düşünün, 80-90 bin nüfuslu şehir, son 20 yılda 350 bine fırlamış. Topraklarını bırakmak zorunda kalan insanların çocukları, şimdi büyüdü. Bütün kötülüklerin kaynağı olarak devleti görüyor. Sosyal adalet ve barışa da ihtiyacı var bölgenin.”
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019