Sezin ÖNEY
ABD'li sosyolog Edward Shils, 1961'de "Merkez ve Çevre" başlıklı makale yazdı. Shils'in, "Centre and Periphery" makalesinde şöyle deniliyordu.
"Her toplumun bir merkezi vardır. Her toplumun yapısında bir merkez bölge/nokta vardır. Bu merkez, toplumun ekolojik düzleminde yaşayan herkesi çeşitli şekillerde etkiler. Toplumun bir üyesi olma hali, ekolojik olarak belli bir sınırla çizilmiş bir alanda konumlandırılmış olma ve o alanda yaşayan diğer insanlarla ortak bir alana uyum sağlama ötesinde, bu merkez alan/noktaya olan ilişki çerçevesinde oluşturulur.
Merkez alan/nokta, yer olarak konumlandırılmış bir mesele değildir. Toplumun bağlı bulunduğu sınırlardaki alanla az veya çok bir ilgisi vardır. Fakat, merkeziliği, geometriyle tamamen alakasızdır ve coğrafya ile çok az ilintilidir.
Merkez, veya merkezi alan/nokta, değerler ve inançların odağında olduğu bir haldir. Toplumu yöneten değerler, semboller ve inançların düzeninin merkezidir. Merkezdir; çünkü, kesin ve azaltılamazdır ve böyle olduğu da, azaltılamayacağını dillendiremeyenler tarafından dahi hissedilir".
Bu şekilde uzayıp giden, Shils'in "Çevre ve Merkez" makalesi, Türkiye siyaset bilimine onlarca yıl şekil verdi.
Ama, Edward Shils adını bugün Türkiye ve Türkiye çalışanlar arasında bilen, makalelerini okumuşlar azdır.
Zira, 1971'de Şerif Mardin, bu tezi Türkiye'ye uygulayan bir makale yazdı. Ama, Türkiye'de Mardin'i okuyan veya eserlerine referans veren çoğu kişi, tezin ilk ileri süren Shils kimdir, "çevre-merkez" tezinin orijinali nedir hiç bilmez herhalde...
Mardin'in Türkiye'ye uyarladığı "çevre-merkez" tezi son yıllarda tüm siyasi algımızı şekillendirdi; sıklıkla yinelenen kaba taslak bir okumaya göre, 'merkez' çeperinden dışarı itilenler, 'çevre', merkezin bir parçası olmaya çalıştı. Muhafazakarlar, İslamcılar, Kürtler, çeşitli etnik, dini, dışlanmış gruplar, merkezin bir parçası olmak için mücadele etti. İddialara göre AKP de, merkezi "dışlananlara" açtığı için başarılı oldu.
Merkezin çöküşü
Shils perspektifinden bakınca asıl gözüken, Türkiye'ye yansımış halinden farklı aslında; Shils'in asıl kastı, toplumun dengesi, merkez ve çevredekilerin bağları üzerinde incecik bir ip üzerinde yürüyen bir cambazın dengesi olduğu.
Türkiye ise, "merkez-çevre ilişkileri" açısından şu an nükleer bomba travmasını yaşayan bir ülke gibi. Değil toplumun üzerinde durduğu ince dengelerin alt üst olması, Türkiye'nin tüm varlığının merkezinde atom bombası patlatılmış gibi adeta.
Geçen Haziran'dan bu yana, yani bir yılda, tahmini olarak yaklaşık 6 bin kişi çatışma kurbanı oldu.
Yaklaşık yarım milyon insan da, evlerinden barklarından oldu; göç etmek zorunda kaldı.
Kürt nüfus ağırlıklı bazı ilçe ve şehirler neredeyse tamamen yıkıldı.
Dahası, 7 Haziran seçimlerinden bu yana politik kutuplaşmanın aşırı artması ve Kürt Sorunu'nun tamamen "şiddetle çözülebilecek bir terör meselesine" indirgenmesi, dahası son yıllarda (ve hala) radikal İslamcı terör örgütlerinin ülke genelinde rahatça hareket edebildiği bir ortama göz yumulması ve siyasetin bunca sorun içinde sadece başkanlık sistemi tartışmasına endekslenmesi, Türkiye Cumhuriyeti olarak bildiğimiz yapının merkezini yok etti.
Çünkü, yanlış politikalar, tüm ortak değerler sisteminin kalbinde bir atom bombası patlattı adeta.
Son bir yılda, Japonya'da Hiroşima'da 1945'te ne yaşadıysa insanlar; Türkiye toplumu aynı travma halini, ruhsal ve zihinsel boyutta yaşıyor.
Hiroşima'nın bir tanığı şöyle anlatıyor; "6 Ağustos 1945 sabahı, kör edici, bıçaklayıp geçen bir ışık ortaya çıkıverdi aniden; ve çevredeki her şey, tuhaf, mavimsi bir gölgeye büründü. Ardından da, şiddeti kemiklerime kadar işleyen adeta, şimşek gibi bir patlama meydana geldi; kulaklarım adeta ortadan biçildi, sağırlaştım".
Bizim toplumumuzda da önemli bir kesim körleşti, sağırlaştı ve yanlış politikaların radyasyonu, tüm toplumun kemiklerine kadar işledi.
Türkiye'nin dört bir yanından, her türlü sınıf ve kesimden lise öğrencisi mezun olurken, o yüzden isyan ediyor. Büsbütün manasızlaşmış, epriyip çöken bir ülke düzeni olduğunu görüyorlar çünkü.
Artık "merkez" olma vasfını tamamen yitirmiş, saygınlığının üzerinde tepinilmiş Ankara'nın, Türk-İslam sentezi ideolojisi dayatmalarını, Ankara'dan uzanan zehirli sarmaşık gibi kollarla toplumu saran yolsuzluğu, insanları birbirine düşman eden politik kutuplaşmayı reddediyorlar.
Birbirine sürekli sataşan, birbiriyle dövüşen "merkez temsilcilerine", siyasetçilerin bugünkü itiş kakış, seviyesizlik haline mi özenecekler "merkez" Ankara'ya bakıp?
Genç yaşta kalkıp bir sırt çantası dünyayı gezebilecekken, önlerine aşılmaz vize engelleri çıkarılmasına karşılık, meseleyi sadece ucuz bir pazarlık konusu yapan "devlet büyüklerine" isyan etmeyip de ne yapacaklar?
Sokağa çıkıp dilediklerince gezecek görecek yaşlarındayken, geçen yazdan beri gerçekleşen 11 terör saldırısının travmasını yaşamak zorunda kalmalarına ve devletten kimsenin sorumluluk alıp istifa etmemesine kızmayıp da ne yapacaklar?
Dahası bugünün gençleri, bilgiye anında erişebiliyor; dünyanın en iyi eğitim sistemleri, başka ülkelerde gençlerin ne kadar daha fazla hak ve özgürlüklere sahip olduğunu küçücükten öğreniyor; kendi halleriyle başka ülkelerin gençlerinin hallerini karşılaştırabiliyorlar.
Her şeyi geçtim; Google'a erişimin durduk yerde mahkeme kararı ile engellendiği ve engelleme kararı ile ilgili de açıklama bile yapılmadığı ülkede, neden liseliler isyan içinde diye soruyor muyuz gerçekten? "Google" gibi dünyayı değiştirecek fikirler üretecek gençler, tek tipleştirilmeye, baskılanmaya, boğucu bir geleceğe mahkum edilmeye çalışılıyorlar.
Gençlik işsizliğinin yüzde 20'lere vardığı, eş dost ahbap çavuş ilişkileri ile, kayırmacılıkla işlerin yürüdüğü bir ülkede, gençler elbette "yeter artık" der.
Sonunda, bugünün yeni mezun liseleri gibi haklarını arayan gençler kazanacak.
Zaman, onların yanında.
Keşke, bu okulların eski mezunları, liselilerin yaşamakta olduğu sıkıntılara karşı, müdür değişimleri, yeni yönetimlerin dayatmaları gibi konulara müdahale etmek için, öğrencilerle bugüne kadar daha aktif bir dayanışma içinde olsalardı.
Gençlerimiz, "abi-ablalarından" daha girgin, çünkü kaybedecekleri bir gelecekleri var. Daha sonraki kuşaklarda bir sinmişlik hakim olurken, "doğru olanı", yapılması gerekeni hatırlatıyor liseliler.
Ve onlar, geleceklerini kazanacaklar.
Ancak, değişim korkusu arttıkça Ankara'nın, "suni merkezin", çevreye olan baskısı da, aynı oranda çok çok artacak.
Not:
Bu hafta üzerine fazla konuşulmayan bir haber, özel güvenlikçilere, resmi güvenlik görevlilerinin neredeyse tüm yetkilerini tanıyacak bir yasa tasarısı idi. Mafyöz kişiliklerden geçmişi karanlık bazı eski güvenlik görevlilerine, Türkiye'de "özel güvenlik şirketi sahibi" çok tuhaf insanlar var. Elle aramadan kimlik kontrolüne, araç durdurmaya ve aramaya, özel güvenlikçiler aynen polis, jandarma gibi davranabilince, acaba Türkiye daha güvenli bir yer mi olacak?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024