Abdurrahman Dilipak
Aman dikkat! Bu dönemde belediye başkanlığına ve belediye meclisi üyeliğine seçilecekler var ya, onlar bir sonraki başkanlık ve milletvekili seçimlerinin neticesinin belirlenmesine vesile olacaklardır icraatları ile.
Yani bu seçim, sadece yarınki yerel yöneticileri değil, bir sonraki seçimde, başkan ve milletvekillerini seçecek seçmene yol gösterecektir.
Havayı kokluyorum, soruyorum, ortalıkta birçok isim dolaşsa da, Veysel Eroğluadı özellikle bugünkü şartlarda tabanda en fazla gönül rahatlığı ile oy verilecek isim gibi görünüyor.
Hayırlısı olsun. Ben sadece üzerimize düşen görev açısından doğru bir tercihte bulunma adına bir görüş sahibiyim. Gerisi de beni ilgilendirmiyor.
Başkaları kötü, daha kötü olduğu için “siz” değil, siz zaten hakkınız olduğu için tercih edilmelisiniz..
Evet yaptıklarınız, yapacaklarınızın teminatıdır, ama şunu şunu yaptık diye çok fazla tekrarlamayın.
Oğlunuza, kızınıza bile aynı şeyi tekrar tekrar söyleseniz sıkılırlar. Hatta bir süre sonra bu sözleri “başa kakma” şeklinde anlamaya başlarlar..
Yaptığınız iyilikleri çok tekrarlamayın. Bir de insanlar, “tamam yaptın ama, kaça maloldu” diye soruyor artık. “Kime yaptırdın” diye soruyor.
Tamam AK Parti döneminde insanlar daha yüksek refah seviyesine kavuştu. Serçe otomobili alanlar ya da dün 90 m2lik bir kooperatif dairesinde başını sokacak bir ev sahibi olduğu için şükür secdesine kapananlar, bugün jeep taksidini, yazlık taksidini ödemekte zorlandıkları için ağzına geleni söylüyor.
Bu işler böyledir. İnsanoğlu kan dökücü, nankör ve unutkandır. Çabuk unutur. 40 gün hep kazanmıştır, birkaç gün işleri ters gitsin, ağzına geleni söyler..
Daha fazla veriyorsunuz ya, o çok daha fazlasını ister. Eskiden alttakilere bakıp şükredenler, bugün üsttekilere bakıp kıskançlık krizine giriyorlar.. Artık herkes diplomalı ya, ağzını kapatamazsınız artık. Ağzı olan konuşur. Bu işler böyledir.. Parası olan aklınca “akıllıdır”.. Para “aklın, çalışmanın ödülüdür” ona göre, nasıl kazandığına bakmadan. Karun da öyle diyordu Hz. Musa’ya, oysa o, Tevrat’ı Hz. Musa ve Harun aleyhisselamdan sonra en iyi bilen kişi idi.
Siyaset biraz da “şöhret”dir. Defterdar Sarı Mehmet Paşa der ki: “Nola tutsa cihanı kibr-ü riyâ / Halk-ı alem esir-i şöhrettir. / Sakın ey zinete tefahur eden / Gâfil olma ki, şöhret âfettir”. (Kibir ve riyâ yayıldığında, Halk şöhrete esir olur. Ey ziynetiyle (Süsü, markası, zenginliği ile) övünen kişi, Aldanma! Şöhret felâket getirir) Reklam Ajansları, Lobiciler, PR şirketleri, Meddahlar yandı!
Seçime giderken, bütün partiler için söylüyorum: Ankara’da durum nedir? Kibir ve ikiyüzlülük ile ilgili manzara, yani nazar ettiğinizde / baktığınızda gördüğünüz şey nedir?
Eskiden “Beni bana bırakma Rabbim” diye dua eden dervişlere ne oldu? Devlet malını “yetim malı” gören, “Yaklaşma!” emri karşısında durup düşünen, “yaklaşacaksan” uyarısı ile yapacağı işin zahmetine ancak ilahi rıza karşılığı tahammül edebileceğini düşünenler nereye gittiler.
Şimdi şöhreti yakalamak için lobicilik yapan, PR yapan, trollerle anlaşan, kesret için arama motorları ya da sosyal mediadaki “follow”larını artırmak için 40 takla atanlar kimler.
Şöhret bazıları için hakedilmemiş, bazıları için aslında taşınması zor bir yükten başka bir şey değil.
Önünde eğilenen politikacı, kapısında beklenen bürokrat, alkış bekleyen sanatçı, serveti ile övünen zengin, yeryüzünde kibirlenerek yürüyen herkes aslında hem bu dünyada, hem de ahirette kendilerini yiyip tüketecek bir yanlışın peşinde koşuyorlar.
“Kamu görevi istenmez verilir” kuralı görev verecek olan için de geçerli olacak mı? O görevi onlara kim verdi? İlahi bir görevlendirme mi sözkonusu? Tamam, her şey Allah’ın iradesine bağlı da, olan şey O’nun rızasına uygun mu? Yani kıral aynı zaman da kutsal mı? Yok canım. Kıral ne tanrının kılıcını taşır, ne de onun yeryüzündeki temsilcisi ya da gölgesidir. Bana Peygamberim bile “ümmetim” derken, beni “kul”u gören kimse ona “LA” diyorum. Allah’a kul olan kula kulluk etmez! Emreden Kıral da olsa masiyette itaat yoktur. İslam tarihinde de, kamuda bir göreve talip olmak edep meselesi olarak görülmüştür. “Kamu görevi istenmez verilir” kuralı, MÖ’sinde de vardı. Bu kural Eflatun’nun “Devlet” kitabında da var.. Ona göre kişi kendi ve ailesinin bile sorunları ile başetmekten aciz iken, bir başkasının sorumluluğunu üslenmek konusunda nasıl istekli ve cür’etkar olabilir ki! Yoksa insanlar üzerinde hüküm koymak ve onları terbiye etmek için olmasın, kamu malına ve makama, silaha ve güce olan zaafı ve ihtirası onu böyle bir şeye meylettirmesin. Ya da cahilliğinden olmasın sakın. Eflatunbunu sorar ve ekler, kimi Kamu alanında bir sorumluluk üslenecekse, yaş ve tecrübe itibarı ile dünya umurunu kalmamış kişilerin, halkın tercih ve teveccühü ile ücret almaksızın, geçici bir süre için bu işi yapması ve cam evde oturup, yaptığı her şeyin, söylediği her sözün hesabını vermesi gerekir. Bu Eflatun’un görüşü. Eflatun, Tarih-i Taberi’ye göre, bu toprakların çocuğudur ve İskender-i Zülkarneyn’in hocasıdır.
Geçen gün Nihat Genç bir Cengiz Han taktiğini yazdı: Kurtlar saldırmadan önce sürülerin hareket kabiliyetini yavaşlatacak kadar yemelerini beklermiş. Rantiye şişti. Onları avlamak zor değil artık. İnanın ihtiyaç duyduğumuz dolardan daha fazlası, şu bizim sırtımızdan semiren, yakın çevredeki dost görünen rantiyecilerin kasasında mevcuttur. Bugün onlar “bize”, çok yakın!? Hep dışarıdaki “düşman”dan söz ediyoruz da, içeridekileri beslemeye devam ediyoruz ama. Hem unutmayalım ki, Şeytanın varlığı günah işlememizin bahanesi olamaz. Yine aynı şekilde, bizim talebimiz, Allahın rızasının tecellisinin vesilesi olmaktan başka bir şey de olamaz.
BİR DEFA DAHA SÖYLEYEYİM: “Def-i mazarrat celbi menafiden evladır.” İyiliklerinizi anlatmadan önce, onları değersiz kalan kötülükleri önleyin. Önce ADALET. Yargıda sorun var. Bir AK Parti il başkanı vardı. MÜSİAD başkanı bir işadamı. FETÖ’cü olmadığı halde hâlâ yargılanıyor. Hapis yattı, işkence gördü. Ona tuzak kuranlar ise terfi ettirildi. ADALET MÜLKÜ TEMELİDİR. Yılardır tutuklu hâlâ iddianamesi hazırlanmayan işadamları var. “O kadar tutuklu kaldı, şimdi bir ceza vermezsek biz zor durumda kalırız diye” düşünen adalet fukarası insanlar var. Hakkını almak için rüşvet vermek zorunda olanlar var. Bunlar 1-3-5 değil. Rüşvet, torpil, suiistimal yapanların yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı. İtirafçı olmuş, bir sürü itirafı var, onlar soruşturulmuyor. Ama suçsuz insanların da ismini vermiş, onları perişan etmişler. Suçsuz oldukları halde suçlananlar hakkında delil de bulamıyorlar. Ama suçsuz insanlar mağdur. Ben biliyorum, FETÖ’nün üzerine gittiği, onları ihbar ettiği için görevden alınan var. Hapis yatan var, davaları hâlâ sürüyor. Bir üst düzey siyasi tarafından bir ilçenin belediye başkanı yapılmak istenen birine engel olmak için partilerine mektup yazanların (ki bunların içinde biri Tayyib beyin yakından tanıdığı biri) işyerlerine, maliyeden, Çalışma Bakanlığından müfettiş gönderiliyor. Gönderilsin de, ne oluyoruz arkadaşlar. Yabancıların içerideki adamları, Örgütçüler ve onları himaye edenler, FETÖ’cü olmayıp, onları taklit eden, onların ayak izinden gidenler, helali haramlarını gizlemek için istismar edenler, rüşvetle ve torpille bir yerlere gelenlerle bir yere varamazsınız. Yıllardır belli seviyede bir yere çakılıp kalan bir bürokrat diyor ki, “Hatırlı birinin bir yakını geliyor, yeni mezun olmuş, ona işi öğretiyoruz, yetiştiriyoruz, adam iki kursa gidiyor şef oluyor, sonra bir başka yere yükselip gidiyor, biz bu adamlardan artık randevu bile alamıyoruz.” FETÖ’cüleri kınıyorduk, şimdi birileri de onların ayak izinden gidiyor” diyor. FETÖ’cü olup terfi edenler de var, FETÖ olmayıp, hâlâ FETÖ’cü olmadığını ispatlamak için çabalayanlar da. Bunları temizlemek gerek önce.
3 dönemi tamamlayan 80 belediye başkanının gözü Erdoğan’da. Bunların küçük bir kısmının yine aday olması bekleniyor. Seçim manifestosunda hesap verebilir, şeffaf, istişareye dayalı, ekip ruhu ve kolektif çalışma öne çıkan ilkelerden olacak. Bu güzel. Verilen sözler de öyle, bunların ne kadarının listelere yansıyacağını göreceğiz. Bugünlerde aday listelerine son şekli veriliyor sanırım. İnşallah korkulan olmaz. İnşallah uyarılar karşılığını bulur.
Bu konu burada bitmeyecek gibi, yarın da bu konuya devam edelim..
Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022