Ahmet ALTAN
Bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz ama seçimlere iki ay kala ben 12 Eylül referandumundan önceki heyecanı göremiyorum etrafta.
Aday adaylarından başka heyecanlı kimse yok gibi.
Neden böyle bir fark var?
Yarışın galibinin şimdiden belli olması, AKP’nin epey bir farkla birinci parti çıkacağının anlaşılması belki heyecanı öldürüyor.
Ama bence daha önemli olanı halka referandumda önerilen “somut değişikliklerin” benzerlerinin bu seçimde sunulmaması.
CHP’nin bazı “sivil” atakları ve değişim önerileri var ama bunlar “Ergenekon destekçiliğiyle” yanyana gelince sönükleşiveriyor.
CHP’nin değişim önerilerini beğenen, ülkenin değişmesini, demokratikleşmesini isteyen hiç kimse, “Ergenekon’u destekleyen ve bu hukuki süreci bitirmek istediğini ortaya koyan” bir partiye oy vermez.
Belki yanılıyorum ama ben bileğine Ergenekon prangasını takan CHP’nin çok fazla zıplayabileceğini sanmıyorum.
O eski, bildik CHP seçmeninden oy alabilir ancak gibi gözüküyor bana.
CHP’nin değişim önerilerinin samimiyeti ve inandırıcılığı, Ergenekon etkisiyle sıfırlandığı için geniş çevrelerde bir heyecan yaratmıyor.
Çünkü bir partinin hem Ergenekon kisvesindeki “derin devleti” savunup, hem de o derin devletin önlemek için elinden gelen her şeyi yaptığı özgürlük atılımlarını gerçekleştirmesi kimseye mümkün görünmüyor.
Burada asıl heyecanı yaratacak olan AKP.
Referandumda da zaten bu partinin önerileri bütün toplumu etkileyip ayaklandırmıştı.
Ama biz AKP’de o referandum öncesindeki coşkuyu göremiyoruz.
Asıl cevabı bulunması gereken sorun da bu zaten.
AKP niye durdu?
“Kısmi” bir anayasa değişikliği önerisiyle bile toplumun yüzde elli sekizinin desteğini toplamış olan AKP, niye daha kapsamlı bir değişim paketiyle toplumun daha büyük bir kesiminin desteğini arkasına alacak bir politika izlemiyor?
“Devletin Apo’yla görüşmesine” toplumun yüzde elli sekizi “evet” demişken ve bu görüşmeler Apo’nun açıklamalarına göre daha derinlikli bir çözüme doğru ilerlerken niye AKP, Kürt meselesinde barış isteyen bu toplumu etkileyecek bir açılımı sürdürmekten kaçınıyor?
Neden askeri vesayeti tümüyle ortadan kaldıracak önerilerle ortaya çıkmıyor?
Neden Türkiye’yi hukukta, eğitimde, siyasette, ekonomide Avrupa’nın “doğal” parçası yapacak değişiklikleri gündeme getirmiyor?
Kısacası, Türkiye’yi değiştirme vaadiyle ortaya çıkan, gerçekten de önemli değişimlere imza atan AKP, neden çok kritik bir seçime giderken aniden frene bastı?
Niye değişimci bir parti görüntüsünden muhafazakar bir parti görüntüsüne çekiyor kendini?
Biliyorsunuz, Ortadoğu’yla Türkiye ilişkilerini açıklayan artık neredeyse klişeleşmiş bir cümle var, “Ortadoğu, Türkiye’ye Müslüman bir ülke olduğu için değil, Avrupa’nın parçası bir Müslüman ülke olduğu için hayran.”
Sanırım aynı çözüm muhafazakarlar için de geçerli, Türkiye’nin muhafazakarları “muhafazakar” bir hükümet değil, “dünyaya açılan ve dünyanın demokrasi gibi önemli değerlerini buraya getiren” bir muhafazakar hükümet istiyorlar.
Çünkü ancak Batı değerlerini kabul etmek muhafazakarlara gerçek bir iktidarı verebilir.
Eğer böyle olmasaydı AKP değil Saadet
Partisi birinci parti olurdu.
Peki, ortada açık bir şekilde duran bu gerçeğe rağmen neden AKP, “demokrat muhafazakarlıktan” muhafazakarlığa geriliyor?
Bunun benim görebildiğim tek bir nedeni var.
Başbakan Erdoğan, bütün vaatlerini, değişim önerilerini “başkanlık referandumuna” saklıyor, “çantada keklik” gördüğü bu seçimi aldıktan sonra toplumla pazarlığa oturup, “siz bana başkanlığı verin, ben de size istediğiniz değişimleri vereyim” demeyi düşünüyor.
Peki, bu toplum, demokratik değişimler karşılığında “demokrasiyi zedeleyebilecek” bir başkanlığı kabul eder mi?
AKP’nin zirvelerinden daha şimdiden yükselen itirazlara bakarsanız, bunu Erdoğan’a çok kolay vermeyecek bu toplum.
Olan da Türkiye’ye olacak.
Başkanlık kavgası yüzünden, “gerçek bir anayasaya ve değişime” ulaşmamız gerekenden uzun sürecek.
Anlayacağınız, bu heyecansızlıktan sıkılıyor, gereğinden fazla heyecan yaratması muhtemel “başkanlık” kavgasından da ürküyorum.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ümitliyim, çünkü…
26.05.2020 - Bir Cinayet, bir Cenaze
21.01.2020 - Bu akşam Pariste babam, Malraux ve ben şampanya içeceğiz
6.02.2019 - Biz söylemeyeceksek kim söyleyecek?
28.11.2019 - ÜÇ CAM KUTU
23.11.2019 - Kâğıttan flüt
11.11.2019 - Rüyalar ve milliyetçilik
21.03.2020 - Yargıdaki çöküntüyü tamir etmek elinizde!
25.09.2018 - Milliyetçilik ve Aydınlar
19.09.2018 - Şatodaki Çiçek
26.08.2018
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları



































































































sen kalk başkası yatsın
Atatürk biraz daha yaşasaydı ve antiemperyalist ayağı artislikler yapsaydı (ingiltere dikti atatürkü ankaranın göbeğine (türkiyenin haritasını ingiliz ve rus çizdi) ) sonu saddam ve kaddafi gibi olacaktı (gerçi sonu hala meçhul). Esad Esedin sonu da meçhul. aleviler ve azınlıklar soykırımı ve veya etnik temizlik (sünniler tarafından işlenecek) korkusu ile sevmedikleri esad esed esat her neyse rejimine destek oluyor.
Hüseyin Barlas
Türkiyenin rolü cok fazla abartilmis, batinin isine gelemiyecek olan bir türkiye cok rahatlikla parcalanir, suriyeye ait bölümlerde esedin adini cikarin erdogan deyin ayni sey ifade edilmis olur, türkiye sanildigi kadar güclü olmadigi ta israil saldirisinda ortaya cikti, gereksiz öten horoza dönüsmüs, böyle bir devletin vatandasligi insani sadece utandirir. aynen deve gibi, terbiryani yamuk, cumhuru bozuk, yalaka, cikarci, güctapnicisi. dünyada esi benzeri yok sanirim olmaz da.