Akın ÖZÇER
Arı kovanına çomak sokmak, bilindiği gibi, tehlikeli kişi ya da odakları, planlarını bozacak şekilde kızdıran, tahrik eden eylemlerde bulunmak anlamında kullanılan bir deyim. Türkçede “eşek arısı” dediğimiz “vespiade” familyasına mensup büyük yaban arıları (hornet, frelon, avispón) zehirli iğneleriyle soktukları gibi, dişleriyle ısırma yetisine de sahip bulunuyor. Eşek arılarının kovanları ayrıca diğer arıların kovanlarından çok daha büyük oluyor.
“Arıkovanı” yerine eşek arısı kovanından söz etmekteki amacım sözünü ettiğim deyimi daha da güçlendirmek değil. “Eşek arısı kovanı” sözcüğü Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA eski ajanı Edward Snowden’in Irak’ta katliam yapan IŞİD terör örgütüyle ilgili olarak bir iki hafta önce dile getirdiği iddialarda geçiyor aslında.
Snowden’ın IŞİD’le ilgili iddiaları
Snowden son sızdırdığı belgelerde özetle, IŞİD’in Amerikan ve İngiliz istihbarat servisleriyle işbirliği halinde İsrail gizli servisi MOSSAD tarafından “Eşek arısı kovanı” stratejisi çerçevesinde kurulduğunu öne sürüyor. Bu stratejinin amacı İsrail devletinin güvenliğini sınırlarına yakın bir bölgede İslami köktendinci düşman bir terör örgütü kurarak sağlamak.
Vahşi eylemleriyle bütün dünyayı ayağa kaldıran böyle bir terör örgütünün varlığının en başta İsrail’in mali ve askeri bakımdan güçlendirilmesini haklı kıldığına kuşku yok. IŞİD ayrıca bölgeye bugün ABD’nin, yarın belki İsrail’in askeri müdahalesinin meşruiyetini de sağlıyor.
Snowden’in Glenn Greenwald’ın “The Intercept” isimli web sitesi üzerinden yayımlanan belgelerine göre, NSA ile İsrail askeri istihbaratı “İSNU Sigint” (shmone matayim) arasında 1968’de başlayan ve CIA ile MOSSAD arasındaki sıkı ilişkinin temelini oluşturan işbirliği son 10 yıl içinde çok gelişmiş. NSA, bu dönemde ISNU Sigint’e mali ve askeri yardımlarını arttırmış.
Greenwald, İsrail’in Gazze’ye yönelik yinelenen saldırılarının ABD’nin desteği olmadan gerçekleşmesinin mümkün olmadığının altını çiziyor. Başkan Obama’nın Gazze saldırılarında çocukların ölmesine doğal bir afet karşısında çaresiz kalmış bir seyirci gibi “trajedi “ diyerek tepki vermesini eleştiriyor.
Snowden’in belgelerine göre, IŞİD Esat rejimine karşı mücadele etmek amacıyla Mısır’da kurulmuş ve ABD ve İngiltere’nin yanı sıra zaman, zaman Katar ve Suudi Arabistan’dan mali ve askeri destek sağlamış bir örgüt. 2004 yılında El Kaide ile birleşen IŞİD’in lideri Ebubekir Bagdadi 2004-2009 yılları arasında Guantamo’da tutsak olarak kalmış. Bu dönemde CIA ve MOSSAD tarafından dünyadaki cihatçıları bir araya getirmek üzere eğitilmiş.
Türkiye IŞİD’e destek veriyor iddiasının çöküşü
İki bölüm halinde yayımlanan “Dış politika AK Parti’nin yumuşak karnı mı” başlıklı yazımda Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik mezhepçi bir politika izlediği, bu bağlamda IŞİD’e destek verdiği iddialarının doğruluğuna en ufak bir ihtimal vermediğimi vurgulamıştım. Erdoğan karşıtlığının mimarları tarafından ortaya atıldığı ve çözüm sürecinin heba edilmesi pahasına savunulduğu için bu iddia sokaktaki adam tarafından da inandırıcı bulunmamıştı.
Snowden’in özetle aktardığım iddialarından anlaşılacağı üzere, Türkiye’nin IŞİD’e desteği ancak ve ancak MIT ile MOSSAD arasındaki istihbarat işbirliğinin devam etmesi halinde söz konusu olabilirdi, o zaman da bunu kimsenin ruhu duymazdı. Eşek arısı kovanıstratejisinin ayrılmaz bir parçası olan bir ülkeyi stratejinin diğer unsurları kalkıp uluslararası kamuoyuna şikâyet etmezdi elbette.
Görünen o ki ABD başta olmak üzere Batı medyasının Erdoğan’a yönelik IŞİD’le işbirliği yaptığı iddiasının kökeninde Ortadoğu bölgesinin yeniden dizayn edilmesinde Türkiye’nin arzu edilen rolü oynamaması bulunuyor. Başka bir deyişle Erdoğan Türkiye’si, Mısır’da Sisi darbesinin de bir ürünü olduğu anlaşılan Eşek arısı kovanı stratejine çomak sokuyor.
Aslında onlar için Erdoğan Türkiyesi’ni yola getirmenin bir formülü daha vardı, o da baştan beri denedikleri gibi Çözüm Süreci’ni engellemekti. Bugün seçimlerden yüzde 62’lik destekle çıkan süreç işlemiyor, Öcalan’ın önceki günkü açıklaması doğrultusunda “30 yıllık savaş demokratik müzakereyle sonuçlanma aşamasına gelmemiş” olsaydı, şu an itibariyle Irak’ta savaşan taraflarla, hem IŞİD’le, hem de IŞİD’e karşı mücadele cephesinde yer alan PKK ile savaş halindeydik.
Dış politikanın d’sinden haberdar olmadıkları halde Türkiye’nin dış politikasından şikâyet etmeyi marifet sayanların aynı zamanda Çözüm Süreci’ne de karşı çıkmaları ne kadar büyük bir tesadüf. Bugün “Sivil darbe” manşetiyle çıkan Sözcü iki gün önce de seçmen iradesini hiçe sayarak “Hangi yüzle bu yemini edecek” manşeti altında seçilmiş cumhurbaşkanını “açılımı getirdi, ülkeyi Türk, Kürt diye böldü” gibi yalan olduğu bariz bir iddiayla suçlamıştı.
Yeni Türkiye’nin dış politikasının önceliği, bölgesindeki halkların ortak çıkarları hilafına, birilerinin kendi çıkarlarını savunmak için oluşturduğu arı kovanları içinde yer almak değil. Aksine çoluk, çocuk, genç, ihtiyar demeden masum insanların hayatını hiçe sayarak bölgeyi kana bulayan bu kovanlara elinden geldiğince çomak sokmak olmalı elbette.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018