Ayhan BİLGEN
Hayata müdahalenin ilk koşulu zamanı planlamaktan geçer.
İktidarlar bir gün yapmak zorunda kalacaklarını zamanında yapmadıkları için halklar karşısında geri adım atmaya mecbur kalırlar. Zamanı gelmiş olanı geciktirmeye çalışmanın beyhudeliğini algılayabilmek iktidarcı aklın sınavıdır.
Erdoğan’ın çözüm süreci ile seçim sürecini birbirine bağlayan, böylece yeni demokratik anayasa ihtiyacının kaderini kendi başkanlık hayalleri ile buluşturma hesapları tam bir cambazlık gerektirmektedir.
Bu zaman ve sorun yönetimi karşısında kendi geleceklerine dair karar süreçlerini yönetmesi beklenenler çok daha dikkatli ve özenli davranmak zorundadır.
Mücadele, elinizdeki araçların gücü ve zaaflarınızın farkında olduğunuz ölçüde zafer ya da yenilgi ile sonuçlanır.
Öcalan’a özgürlük imza kampanyasında çalışanların engellenmesi bu açıdan sembolik bir mesajdır. Aynı şekilde KCK davaları ile ilgili Yargıtay kararlarının zamanlaması da bu eksende okunmalıdır.
Bu süreçte herkes elindeki araçları harekete geçirdiği ölçüde sonuç alıcı hamleler yapabilecektir.
Seçimlerin hem çözüm süreci hem genel demokratikleşmeye olumlu, hızlandırıcı katkı sunabilmesi için muhaliflerin ellerindeki en güçlü araç halkın fedakarlığıdır.
Bunun üzerinde bir güç vehmeden , ya da küçük hesap yapan girişimler, kendi düşenin ağlamaması gerektiğini bilerek hareket etmelidir.
HDP açısından seçimlerin kaderini belirleyecek olan ve oy artış potansiyeli taşıyan şehirlerle ilgili planlama, Kürtlerin de Türkiye’nin de yarınını şekillendirecektir.
Bu aşamada iki somut nokta kritik öneme sahiptir. Bunlardan birincisi yerel örgütlerin yapacağı işleri askıya alıp kimin aday olacağı tartışmasına kilitlenmesidir.
Elbette bu şehirlerde adayın niteliği sonuç üzerinde son derece etkilidir. Ancak aday kim olursa olsun nasıl ve kimlerle belirlendiği en az adayın vasıfları kadar önemsenmelidir. Yerelde toplumsal kesimler ve onların örgütlendiği zeminlerde geniş tartışmalar yapılması fiili bir seçim çalışmasıdır. Aynı şekilde sandık örgütlenmesi ve seçmen kayıtlarının denetlenmesi, yeni oy kazanmak için önce kendi oyunuzu koruma adına belirleyicidir.
Bu iki çalışmayı erteleyen ve sadece ‘kim ne olacak’ telaşına odaklanan yereller halkın fedakarlığının sonuç alıcı çalışmaya dönüşmesine öncülük edemezler.
Kendini dayatıp sonrada halk beni istiyor numarası çekmek, inandırıcılıktan uzak olduğu gibi partiye duyulan güven açısından da yıpratıcıdır.
İkinci nokta ise merkezi planlamada öncelikle zayıf ya da riskli ama yeni oy kazandıracak illerin değerlendirilebilmesidir.
Herkesin güçlü ve garanti yerlere odaklandığı bir kampanya peşinen ölü doğar. Oy artışının mümkün olduğu illerin daha fazla önemsenerek planlanması, aslında yeni ulaşılacak çevrelerin bu stratejiye inanarak sahip çıkmasını kolaylaştırır.
Özetle takvimi sağlıklı işletmek parti yönetimlerinin işi, adayı belirlemek halkın görevidir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015