Ayhan ONGUN
Güne iyi başlamak istiyorsanız, sabah kalkınca açın pencerenizi, koklayın havayı. İster günlük güneşlik bir hava, ister yağmur, ister kar, ister fırtına olsun. Zemheriden kalma dondurucu bir soğuk olsun ister.
Bir gün önce eşinle kavga etmiş, sevgilinden ayrılmış, işten çıkarılmış ya da çocuğuna istediği yeni model telefonu alamamış olabilirsin!
Ankara’da büyükelçilikte bomba patlatılmış, Paris’te üç kadın öldürülmüş, Hanefi Avcı’ya elli yıl ceza istenmiş, CHP milletvekili meclis kürsüsünden Kürtlere ayar vermeye kalkmış olabilir, ne gam!
Ben bu sabah havada aşk kokusundan daha ağır, yeni doğan çocuğun sevincinden daha coşkulu, kimi zaman elini uzatsan tutacak kadar yakın gördüğümüz parıltılı yıldızlar kadar ışıltılı bir barış kokusu aldım
Televizyonu açmadım, gazete de okumayacağım bu gün!
Hiç kimsenin barış özlemimi, bugün hissettiğim o inanılmaz barış kokusunu kirletmesini istemiyorum.
Bir günlük de olsa bu heyecanı, bu coşkuyu doyasıya yaşamak, havadaki bu barış kokusunu içime çekerek hayallere dalmak istiyorum.
Ne Başbakanın her gün değişen açıklamalarını, ne ulusalcıların; Türk ulusunun yüceliği, vatanın bölünmez bütünlüğü üzerine yaptıkları anlamsız tartışmaları duymak istemiyorum.
Televizyonu her açtığımda “çok sevdiği için” erkekler tarafından öldürülen kadınların iç karartıcı haberlerini duymak, gece yarısı rüyamda Kamer Genç’i cumhurbaşkanı olmuş görüp, kabusla uyanmak istemiyorum.
Gece haberlerinde meclis görüşmeleri sırasında; kimi kükremiş aslan gibi kürsüye yürüyen, kimi zehirli ot yemiş gibi zıplayan, nezaket, hoşgörü, empati yoksunu; sevgiden nasibini almamış vekilleri görmeye hiç dayanamam.
Hiç değilse bir gün olsun barışı koklamak istiyorum.
Masmavi denizlerin enginliğinde, uçsuz bucaksız orman genişliğinde, beyaz güller, sarı papatyalar, begonvil renginde, bayram şekeri tadında bir barış istiyorum.
Basılan karakollar, taranan okullar, bir kör kurşuna hedef olup giden masum çocuklar, üzerlerine bombalar yağdırılan kaçakçılar, savaştan kaçarken deniz ortasında tekneleri batıp boğulan kaçaklar…………………….
Gün geçmesin ki, yurdun farklı bir köşesinde yılda bir gün de olsa anılan, resimlerinin yanında mumlar yakılan faili meçhuller, yıllardır yılmadan, bıkmadan kayıplarını arayan cumartesi anneleri…………………
Otuz yıldır belki gelir diye kapısını kapatmayıp oğlunu bekleyen Berfo ana, Güneydoğunun bir küçük ilçesinde karakolun kalorifer kazanında yakılan uzman çavuşun gözü yaşlı karısı…………………….
Yetmedi mi artık?
Şehit anaları bile “yetti artık, durdurun bu kanı” derken; yetmedi mi şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapanların savaş çığırtkanlığı?
Yetmedi mi darbecilere sahip çıkmayı milliyetçilik sanan, ulusalcılığı ırkçılık sayan zihniyetin, bu ülke insanlarına çektirdikleri?
Doğu ve Güneydoğuda gerçekleştirilen dünyanın en büyük uyuşturucu, altın, mazot, insan kaçakçılığından beslenen savaş baronlarına inat, bu ülkede yaşayan her ulustan, her etnik kimlikten insanların; barış içinde, bir arada yaşayabilecekleri bir iklimi oluşturmak bu kadar mı zor?
Bunu kim yapar, nasıl yapar, ajandasında hangi hesapları var gibi niyet okumalarla bu süreci baltalamaya, sulandırmaya ya da mahcup tavırlarla” bu başarılırsa AK Partinin işine yarar” gibi gerekçelerle karşı çıkmaya kimin hakkı olabilir?
Barış, nazlı bir sevgili gibidir. İlgi ister, emek ister, sevgi ister. Hem de öyle kuru fasulyeyi, Fenerbahçe’yi, tavla oynamayı, balık tutmayı sever gibi de değil!
Tutkuyla seveceksin barışı; gerektiğinde uğruna savaşacak kadar, peşinde çölleri aşacak, gerektiğinde hasretinden ölecek kadar.
Bu sabah güzel bir güne uyandım.
Biraz soğuk olsa da, güneş ısıtıyor bedenimizi. Erken açmaya başladı ağaçta çiçekler, begonviller saracak tüm evlerin verandalarını rengarenk. Deniz bir şubat sabahına göre oldukça durgun, karşı yamaçlarda ormanlardan kuş sesleri gelmeye başladı.
Benim yüreğimde heyecan, sonsuz bir huzur, aklımın önüne geçmeye çalışıyor duygularım.
Havada barış kokusu var…………………..
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- SU AKAR, YOLUNU BULUR!
19.08.2021 - İKTİDAR ÇOCUKLARINI KURBAN VERİYOR!
31.03.2021 - ÖĞRETMEN OKULLARININ EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ YER
17.03.2021 - BOĞAZİÇİ’NDE NELER OLUYOR?
3.02.2021 - AK PARTİ KİMLERİ TEMSİL EDİYOR?
23.10.2020 - DEVLET KİN GÜDER Mİ?
30.09.2020 - CHP KURULTAYININ ARDINDAN
28.07.2020 - GENÇLERİ DOĞRU ANLAMAK GEREK
19.05.2020 - İSTİM ARKADAN GELİR Mİ?
15.05.2020 - HER ŞEY BİR VİRÜSLE BAŞLADI……….
19.03.2020
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Hrac Madooglu
Kafalar karisik degil Sayin yazar. Hrantin ve Malatya cinayetlerinin katilleri ve Ergenekon cetesinin onde gelenleri sebest birakildi. Bir daha da hapse girmeyecek bu canavarlar. Siz de dahil hepimiz biliyoruz bunun nedenini. Erdogan iktidari ne pahasina olursa olsun kaybetmemek icin seytanla isbirligi icinde. Cunku iktidari kaybettigi anda yolsuzluktan tutuklanacak. Bu kadar basit, kafalari karistiracak bir sey yok bunda. Buna karsilik sizin kafalari karistirma, 17 Araliktan beri olaylari oldugu gibi degil de olmasini istediginiz gibi gosterme cabaniz var. Bunu yaparken de herkesi beyin ozurlu farzetmek gibi bir hataya dusuyorsunuz. Ulkenin iyiligi icin her ne pahasina olursa olsun Erdoganla devam etmemiz lazim diye dusunuyorsaniz bile bu yaptiginiz dindar bir insanin felsefesine uymaz. Gercekten dindarsaniz tabi.