Ayhan ONGUN
24 Kasım Öğretmenler gününde demokratik eğitim mücadelesinde yaşamını yitirmiş, baskı görmüş, sürgüne gitmiş, hapis yatmış, işkencelere uğramış ve en önemlisi dışkı yedirilmiş öğretmenleri saygı ve özlemle anıyorum.
Mesleği, dili, dini, ırkı, siyasal görüşü ne olursa olsun 12 Eylül faşizan yönetiminin mağdur ettiği tüm insanlardan, bir eğitimci olarak özür diliyorum. Celal Şengör gibi ırkçı, darbeci bir sözde aydınla aynı mesleğin paydaşları olmak ayıbını taşımak zorunda kaldıkları için.
Türkiye de eksik kalan en önemli reformlardan biri toprak, diğeri eğitim reformudur.
Bu alandaki demokratik dönüşümlerin gerçekleştirilememiş olması, bu gün ülkemizde yaşadığımız bir dolu sorunun kaynağını teşkil etmektedir.
Eğer bugün kimi entel aydın karışımı kibirli modernistlerin cahil görüp, oylarını bir kağıt parçası olarak değerlendikleri halk; yeterli eğitimi alamamışsa, bunun sorumlusu da yine kendilerini bu ülkenin, cumhuriyetin sahibi sanan statükoculardır.
İşçinin, köylünün üretim araçlarına el koyan, onları en temel sağlık, eğitim gibi haklardan yoksun bırakanlar, yani Celal Şengör gibiler, bugün utanmadan” bu halk cahildir, onların tercihleri dikkate alınamaz, onların iradesi milletin gerçek iradesi olamaz” diyebilmektedirler.
Aynı kesimler, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, üstenci tavırları, halkı küçümseyen, aşağılayan, yok sayan ve hatta kimi zaman yok eden zihniyetleriyle hak etmedikleri halde halkı yönetmeye çalıştılar.
Eğitim düzeylerinin düşük olmasının nedenini sistemde aramak yerine tam bir kafatasçı anlayışla, halkın genlerinde aramaya kalkan, kendilerini eğitimli sanan cahiller, bugün ülkenin yaşadığı tüm sorunların, açmazların gerçek sorumlularıdır.
Türkiye nin acil çözüm bekleyen sorunlarından olan deprem riski ve tehlikesiyle ilgili yapılacak çalışmalara ilişkin uzman kişi olarak görüşlerine başvurulan ve isminin başına profesör payesi verilmiş bu zat;
Bugün bile kalkıp Kenan Evren’e övgüler yağdırabiliyorsa, insanlara dışkı yedirmenin işkence sayılmayacağını iddia ediyorsa; bu ayıp, “köydeki çobanın oyuyla, profesörün oyu aynı mı sayılacak?” diyen aymazların değil midir?
Bu ülkenin normalleşebilmesinin yolu, farklı görüşteki insanların varlığının bir zenginlik olarak kabul edilmesinden, insanların birbirlerine tahammül edebilme sabır ve hoşgörüsünü göstermelerinden geçiyor.
Aksi halde toplumun bu kin ve nefret söylemlerinin hakim olduğu, insanların ayrıştırılmaya çalışıldığı ortamda barışık olması mümkün değildir.
Tam da bu noktada sana büyük görev düşüyor öğretmenim!
Toplumun eğitim düzeyini yükseltmek elbette önemlidir. Ancak ondan daha önemlisi toplumun barış içinde bir arada yaşayabilme kültürünün geliştirilmesi gerekir.
Geleceğimizin güvencesi çocuk ve gençlerimizi yetiştirecek siz eli öpülesi öğretmenlerimizin böylesine önemli ve anlamlı bir görevi vardır.
Yoksa Bakanlığı belirlediği eğitim programını kime görev verseniz uygulayabilir.
Asıl olan öğretmek değil, bilgiye ulaşabilmelerini sağlayacak eğitimi ve kültürü yerleştirmektir.
Bunu başaramazsak, Celal Şengör gibi profesörler bize daha çok dışkı yedirir, yeni işkence yöntemleri icat ederler.
Ve birileri de çıkar “Celal Hocam’la köylünün, işçinin, yani halkın, yani bu ülkenin gerçek sahiplerinin oyu nasıl aynı olur?” diye sorma cesaretini gösterirler.
Sevgili Öğretmenim,
Bu ülkenin geleceği; çocukların, gençlerin elindeyse eğer, onları geleceğe hazırlayacak olan sizlere çok büyük görev ve sorumluluklar düşüyor.
Onları; soran, sorgulayan, çağının tanığı insanlar olarak yetiştirmez, bu kibirli aydınların eline bırakırsak, yarın yine Şengör gibiler onlara da dışkı yedirirler, sistemin parçası haline getirirler.
Onlara, sevgi ve kardeşliğin, paylaşmanın, özgürlüğün hazzını yaşatın.
Eşit yurttaşlık temelinde, çağdaş uygarlık ve evrensel değerlerin öne çıktığı, yaşanası bir dünyayı anlatın onlara.
Anlatın ki, her şeyin en iyisine, en güzeline layık bu cahil! halk ve onların çocukları; barış içinde bir dünyanın, sevgi dolu bir ülkenin hayalini kurabilsinler.
Bu ülkenin en çok çile çeken, ezilen, işkence gören, hapis yatan ama en direngen, en örgütlü, en inançlı ve mücadeleci kesimi olarak, siz elleri öpülesi öğretmenlerim,
Çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkın.
Geleceğimizin güvencesi bu değerleri Şengörlerin ve onların yandaşlarının eline ve vicdanına bırakmayın.
Bir kez daha, demokratik bir ülkede, özgürce yaşayabilme umuduyla; tümünüzün gününü içtenlikle kutluyor, barış ve huzur dolu günler diliyorum.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020