Cafer Solgun
Güç ve iktidarı elinde tutanların ‘fıtratında’ var; eleştiriden, muhalefetten, yaptıklarına, söylediklerine itiraz edilmesinden, protesto edilmekten hazzetmezler. Kısaca, keyiflerince iş yapmak istedikleri içindir bu. Hele bir de elinde tuttukları gücü kişisel ikballeri için kullanmışlarsa, bu ‘hazzetmeme’ hali genellikle bildiğimiz nefrete dönüşür. Çünkü en genel anlamında ‘muhalefet’, öncelikle sormak, denetlemek demektir.
Demokrasisi oturmuş olan ülkelerde yöneticiler, hazzetmeseler de muhalefete, eleştiriye, itiraz ve protestoya tahammül ve dikkat ederler. Çeşitli biçimlerde denetime açık bir şeffaflık anlayışıyla hareket ederler, hesap verirler. ‘Kapatalım, susturalım, yasaklayalım gitsin şu muhalefeti’ diye düşünseler bile bunu yapmaya ‘muktedir’ değillerdir. Ne tabi oldukları hukuk ve yasalar buna elverir ne de kendilerine ‘vekaleten’ o güç ve yetkileri veren toplum buna müsaade eder.
Sadece bir şeklî yönetim biçimi olarak değil, aynı zamanda bir ‘kültür’ olarak demokrasisi oturmamış, olgunlaşmamış ülkelerde ise durum farklı. Şeklî bir demokrasi vardır, mesela belirli periyotlarla seçim yapılmaktadır, ancak gücü elinde tutmaya ‘alışmış’ ve bırakmak da istemeyenler demokrasinin bir düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, medya özgürlüğü, eleştiri özgürlüğü demek olan kültürel bilinç ve duyarlılığının gelişmemesi için gayret ederler. Öyleleri için demokrasinin ‘seçimler yapılıyor, meclis açık, hükümet işbaşında’ şeklinde algılanması yeterdir, fazladır bile…
Bunu sağlamak için en ‘kullanışlı’ konsept, toplumun sürekli kendisini korumak, etrafında kenetlenmek zorunda hissedeceği bir ‘devlet’ algı ve anlayışını canlı tutmaktır. Devlet, topluma eğitim, sağlık, güvenlik gibi konularda hizmet vermekle yükümlü insan icadı bir ‘araç’ olarak anlaşılsın istemezler. O ‘kutsal’ bir şeydir, ‘yüce’dir, kendimizi ‘adamamız’ gerekendir.
Bu ‘devlet’ kültüne genellikle ‘milliyetçilik’ de eşlik eder. Devlet ve milliyetçilik konseptlerinin ‘etkili’ olması için de hayatımızdan, gündemimizden, zihinlerimizden eksik edilmeyen tehditler, tehlikeler, düşmanlar olmalıdır. Bu tehdit, tehlike ve düşmanlara karşı devletin emir ve talimatlarına her an hazır ve nazır olmak gereği vardır. Savaşılacaksa savaşılacaktır, çile çekilecekse çile çekilecektir…
Durum böyle olunca, eleştiri, itiraz, sorma, sorgulama ve bir bütün olarak ‘muhalefet’ için eşittir ‘ihanet’ demek kolaylaşır. ‘Lider’ etrafında kenetlenmek gerekirken, yüce devlet tehdit ve tehlikeler altındayken, ‘demokrasi’ diye tutturmak, insan hak ve özgürlüklerinden dem vurmak, ‘nereye gidiyoruz?’ diye sormak, ‘lideri’ ve uygulamalarını sorgulamak, duruma göre sizi ‘terörist’ ya da ‘vatan haini’ yapabilir…
Açık ki bu yönetme biçiminin demokrasi ile alakası yoktur. Böyle bir ülkede ‘demokrasi’, sadece görünüşü kurtarmaya indirgenmiştir.
Böyle bir dönemden geçiyoruz. Kemalist statüko zihniyeti ‘güncellenmiş’ versiyonuyla işbaşında ve birileri artık dolaylı da değil açık açık devleti (siz AKP okuyun) eleştirmenin ‘ihanet’ olduğunu söylüyor, yazıyor.
Demokrasi ‘bahşedilen’ değil, ‘kazanılan’, uğruna direnilen, mücadele edilendir. Bu haliyle AKP, sahici bir demokrasi inşa edebilmemizin yaşamak, göğüslemekle yükümlü olduğumuz bedelidir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025