Cemil KOÇAK
Ünlü Ankara valisi Nevzat Tandoğan’ın 1946 yılındaki trajik intiharı, ardından çıkan pek çok söylenti bir yana bırakılacak olursa, aslında rejim değişikliğinin Tandoğan’ın üzerindeki dayanılmaz ağırlığıydı.
Nevzat Tandoğan 1929 yılından itibaren kesintisiz olarak 17 yıl boyunca Ankara valisiydi. Bu, aynı zamanda kentin belediye başkanı olmak anlamına da geliyordu. Yeniden kurulan başkentin bu dönemde tek ve değişmez yöneticisi olmak öyle kolay da değildi. Pek çok değişken ilişkiyi bir arada götürmeyi bilmek gerekiyordu. Bu kırılgan dengeler içinde idarecilikle siyasetin birbirine karıştığı bir ortamda, üstelik Tandoğan gibi iş yapmasını bilen bir idarecinin yıldızının parlamaması için hiçbir neden yoktu.
Otobüs durağında sıra O’nun uygulaması
Yeni Avrupai başkent Ankara’da kılık kıyafeti pek de yerinde olmayanların kentin belirli ve fiyakalı caddelerinde, sokaklarında dolaşmalarını yasaklamak tamamen onun fikriydi. Ankara’da rejimin övgü dolu törenleri yine onun tarafından düzenlenmekteydi. Atatürk’ün Millî Mücadele’de Ankara’ya geliş tarihi olan 27 Aralık’ın törenselleştirilmesi, ilk kez kutlanmaya başlanması da yine 1932 yılında olmuştu; elbette Tandoğan’ın bu organizasyondaki rolü çok önemliydi.
Yine Ankara’nın simgelerinden sayılan ünlü Güvenpark’taki anıt da yine onun organizasyonunda hazırlanmıştı. Bu o kadar geniş bir harcamayla yapılmıştı ki, anıtın bütçesi, pek çok belediyenin yıllık bütçesini aşıyordu. Yine de belirtmek gerekir ki, Ankaralıların otobüs duraklarında sıraya girmeleri gibi hala pek çok kentte rastlanmayan kültürel adetler, yine Tandoğan’ın ısrarlı çabalarıyla gerçekleşmişti! Tabiî Ankara’nın yeşillenmesini unutmamak gerekir. Fakat ünlü Jansen planıyla bir türlü barışamamıştı. Bu bakımdan Ankara’nın imâr planının Jansen’in düşlediğinden farklı olması da, onun fikriydi.
Entrikalarla dolu bir cinayet
Ankara’da işlenen sıradan bir cinayetin pek öyle sıradan olmadığının ortaya çıkması, belki de fitilin ucunu ateşledi. Ünlü Haşmet Orbay-Reşit Mercan cinayetinin basındaki sansasyonel haberleri döneme damgasını vurmuştu. Önce cinayetin Reşit Mercan tarafından işlendiği, fakat dönemin Genelkurmay Başkanı Kâzım Orbay’ın oğlu Haşmet Orbay’ın da caniye bilmeden tabanca sağladığı mahkemede anlaşılmışsa da, cinayetin siyasî müdahalelerle karartılmaya çalışıldığı yolunda basında olsun, kamuoyunda olsun söylentiler üzerine ve daha da önemlisi bir süre sonra Mercan’ın esas failin kendisi değil, fakat Orbay olduğu itirafı, davanın arapsaçına dönmesine neden olmuştu. Mercan’a göre, cinayeti üzerine alması için emniyet ve özellikle de Tandoğan baskıda bulunmuştu. Hele konu bir soru önergesi şeklinde meclise de gelince, artık ipin ucu kaçmış sayılırdı. Mahkeme Tandoğan’ı da tanık olarak çağırmıştı.
Tandoğan mahkemede ifade verdi
Tandoğan’ın siyasî konumunda olan bir kişinin bir cinâyet dâvâsına adının karışmış olması ve bunun sonucunda da mahkemede tanıklık yapmak zorunda kalması rejim değişikliğinden önce asla mümkün olamazdı. 8 Nisan 1946 tarihinde tanıklık yapan Tandoğan, mahkemede sanık Mercan’ın avukatları tarafından sorulan soruları da yanıtlamak zorunda kalmıştı. Tandoğan gerçek katili saklamak ve adaleti yanıltmakla suçlanıyordu. Ancak o katilin Mercan olduğunda ısrarlıydı.
İfadenin ertesi günü intihar etti
Tandoğan’ın ertesi gün alınan intihar haberi muhtemelen bu duruşmanın somut bir sonucuydu. Cinayetin niçin işlendiği hiçbir zaman anlaşılamadı; fakat Orbay cinayetten mahkûm oldu. İktidar siyasî amaçlarla asıl faili gizlemeye çalışmaktan dolayı yıprandı. Tandoğan muhtemelen bu davada iktidardan ve güvendiği kişilerden destek görmediği için hayal kırıklığına uğramıştı. Rejim değişince, eski rejimin kurallarında iş gören idareciler için hayat zorlaşmıştı anlaşılan. Herhalde Tandoğan ihanete uğradığını düşünüyordu. Koskocaman valinin basit bir mahkemeye çağrılmasını haysiyet meselesi yapmıştı; haysiyetine ağır bir darbe aldığını düşünüyordu. Belki haksız da sayılmazdı. Anlayamadığı şey, yeni rejimde eski usullerle iş yapmanın artık imkânsız oluşu ve onun buna ayak uyduramadığıydı. Bu, trajik bir intiharla sonuçlanmıştı. Kısa bir süre sonra 30 Temmuz 1946 târihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kâzım Orbay da görevinden ayrılacak ve Yüksek Askerî Şûra üyeliğine atanacaktır. Bir cinayet, çok önemli pozisyonları etkilemişti yani.
Günlüklerde intihar neden yok?
Elbette böylesine mühim bir intihar basında pek çok söylentiye neden oldu; kimisi onun zaten daha önce de intihar etme eğiliminden söz ediyor; kimisi bir gönül ilişkisinin böyle sonuçlandığını imâ ediyor; kimisi de eskisi gibi İnönü’den yakınlık görmemesinin yarattığı bir ruhî çöküntüye atıfta bulunuyordu. Ulus gazetesinde Falih Rıfkı Atay, “namus ve haysiyet tanımayan”, sadece daha çok satış için her şeyi yapan basını eleştiriyordu. Kısa bir süre sonra Hasan Âli Yücel, Kenan Öner ile davasında Nihat Erim’e, zor durumda Tandoğan gibi davranmayacağını söyleyecek ve Erim de bunu günlüğüne geçirecektir. Maalesef ne İnönü’nün, ne de Erim’in günlüğünde Tandoğan’ın intiharı hakkında not bulunmamaktadır.
ÖNCE ÖĞRETMENDİ SONRA POLİS OLDU
Tandoğan 1894 doğumluydu; varlıklı bir aileden geliyordu. Birinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da istihbarat subayı olarak görev almıştı; savaşın son iki yılında bu görevinin yanında öğretmenliğe de başlamıştı. Sonra birden bire 1918 yılında polisliğe geçti. Belki de maaşının neredeyse iki misli artması, onun bu tercihinde önemli bir rol oynamıştır. İstanbul’un işgali sırasında 1920-1922 yılları arasında açıkta kalmıştı; bu sırada nasıl geçindiğini bilmiyoruz. Fakat İstanbul’a millî ordunun girişinden hemen sonra, muhtemelen İttihatçı tanınmasının karşılığı olarak, yeniden görevine geri dönebilmiştir. Unutulmasın ki, daha önceleri Sait Molla’nın izlenmesinde olsun, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin evraklarının ele geçirilmesinde olsun, hatta Ali Kemal’in İstanbul’dan İzmit’e gönderilmesinde olsun birinci derecede rol oynamıştı. İstanbul Valisi Esat Paşa’yla uyumlu çalıştı. Onun valilikten alınmasından sonra polislikten ayrıldı. Bir süre belediyede çalıştı. Ardından 1925 yılında Malatya valisi oldu. İdarecilikteki bilgi ve tecrübesini Esat Paşa’dan aldığı hep söylendi. Yönetici olarak yönetilenleri uygun şekilde “uyarma”yı galiba ondan öğrenmişti. Malatya’ya da Başbakan İnönü’nün talebi üzerine gönderilmişti zaten. Malatya’da sarhoşları şehir dışına çıkartıp, orada bırakmak gibi uygulamalarıyla tanındı. İleride Ankaralı sarhoşlar da Malatyalı sarhoşlarla aynı kaderi paylaşacaklardır. 1927 yılında CHP’nin Konya milletvekili oldu; fakat kısa bir süre sonra da Ankara valisi olarak atandı. Milletvekilliğinden ayrılmak zorunda kaldı. Asıl olarak bu görevde tanındı.
STAR yazıları ‘Tarihin Buğulu Aynası’nda toplandı
Star gazetesinde yaklaşık iki yıldır sürdürdüğüm yazılarımın bir kısmını Tarihin Buğulu Aynası başlığıyla Timaş Yayınlarından geçen hafta yayınladım. Gazete yazılarıma ilgi gösteren okuyucularımın bu kitapta daha önceki yazılarımı topluca bulabileceklerini haber vermek isterim. Bu derlemenin Millî Mücadele’den 27 Mayıs darbesine kadar yakın tarihimizin pek çok konusunu ele aldığını da hatırlatmak istiyorum.
İNÖNÜ'NÜN ZOR ZAMAN DOSTUYDU
Tandoğan’ın bu kadar uzun süre başkentin valisi ve belediye başkanı olarak görevde kalmasını sağlayan siyasî temel, onun rejimin önde gelenleriyle yakınlığıydı. Tandoğan rejimin güvendiği idarecilerden biriydi. Bu destek başta İsmet İnönü’nün yakınlığıydı. Ayrıca bu yakınlık ve güven, siyasetin rüzgârlarından da pek etkilenmeyecektir. Hatırlanmalıdır ki, 1937 yılında İnönü Atatürk’ten ayrıldığında, yanında ve yakınında pek kimse kalmadığında, hatta kendisine suikast tertipleri hazırlandığı söylentisi dolaştığında, Ankara emniyet müdürüyle birlikte Tandoğan onu Pembe Köşk’te koruma altına alan isimlerdi. İnönü, yıllar sonra anılarında Tandoğan’ın bu güç zamanlarında haftada bir yemeğe geldiğini, kendisini koruduğunu, ihtiyaçlarını sorduğunu, özellikle yakından ilgilendiğini yazacaktır. Herhalde İnönü’nün Cumhurbaşkanlığına giden yolda Tandoğan önemli rol oynamıştı. Hep İnönü’nün yanında ve yakınındaydı. Atatürk hayattayken de onun. Yine unutulmasın ki, valilikle CHP il başkanlığının birleştirildiği dönemde aynı zamanda CHP Ankara il başkanıydı da.
HALA BİR BİYOGRAFİSİ YOK
Uygur Kocabaşoğlu’nun “İmlâya Gelmez Tarih Yazıları: İki Arada Bir Derede” kitabında yer alan Nevzat Tandoğan ve tekparti dönemi Ankara’sı üzerine yazdığı makale, bu yazıma temel oluşturdu. Tandoğan hakkında hala bir biyografinin olmaması ne kadar büyük bir eksiklik. Ankara’da büyük mitinglerin yapıldığı Tandoğan Meydanı da olmasa, neredeyse bu tarihî kişilik hafızalardan tamamen silinecek. Bu alanda hem Ankara belediyesinin, hem de valiliğin esaslı ve objektif bir eser hazırlanmasını sağlamak üzere harekete geçmesi beklenir doğrusu. Meselâ doğumunun 125. yılı vesilesiyle falan; ancak yetişir çünkü. Ellerinde bulunan tarihî bilgileri paylaşmak ve arşivi açmak koşuluyla tabiî. Yoksa genellikle yapıla geldiği gibi, hele hele bol resimlerle fotoğraflarla kaplanmış şekilde bir anma kitabı hazırlamak, doğru olmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016