Cengiz AKTAR
Biden’e hazırlık bahanesiyle “olumlu ilişki kelebeği” resetçiler yine peydahlandı. Ne var ki reisleri heveslerini kursaklarında bırakıverdi geçen Pazar günü. Oysa, zorla hapiste zapt edilenlerden birkaçı salıverileydi, faiz de hazır 475 baz puan artırılmışken, ekonomide açılan beyaz sayfanın yanına bir de hukuk devletinde beyaz sayfa pek yakışırdı hani. Olmadı, kör talih işte. Şimdi “başka ne Türkiye güzellemesi bulalım” diye debeleniyorlardır.
Bu temiz görünümlü, gönüllü olduklarını varsaydığım kulların, rejimi aklama çabalarını yıllardır izliyorsunuzdur. Birkaç ay önce “medenî troller” nitelemesini kullanmıştım kendileri için. Dil bilirler, yazar, konuşurlar, Batı’yı bildiklerini iddia ederler ve en vahimi Türkiye’de “iyi şeyler de oluyor” fan kulübü azasıdırlar külliyen. Bu kulübün en belirgin özelliği, mesnetsiz umut tellallığı yaparken rejimin ettiği haltları, yediği herzeleri meşrulaştırmaktır, bilmeyerek ama daha ziyade bile bile.
Ne var ki artık bambaşka bir döneme intikal ettik, Türkiye’nin satılabilecek hiçbir bileziği, “asseti”, hikâyesi kalmadı. Batı’da, yani eski müttefiklerinin indinde “Türkiye” ve “Erdoğan” tüyleri diken diken eden iki kelime bundan böyle. Çevrelenmesi, zapt edilmesi ve zarar verme potansiyelinin engellenmesi gereken.
Alttan almaktan yorulan Batı’da hava kalıcı bir şekilde değişmişe benziyor.
ABD’den başlayalım, son dört yıldır Trump’ı elinde oynatan, muhtemelen bol akçalı işlerin döndüğü, Amerikan sistemini, tıpkı Türkiye’de yapıldığı gibi, istismar eden bir ilişki biçimi vardı. Amerikan sistemi, establishment’ı bu hilebazlıkları unutmadı. Biden/Harris idaresinin Türkiye’ye yönelik özellikle bir şey yapmasına ihtiyaç yok acilen. Sürüncemede kalmış ve Trump tarafından engellenen adlî süreçlerin kendiliklerinden işlemelerini sağlaması yeterli şimdilik.
Diğer taraftan ABD-Türkiye ilişkisinin siyasî ve askerî ayaklarının akıbeti belli. Sabık idare son yıl içerisinde epey olumsuz mesaj vermiş, bunların bir kısmını da hayata geçirmişti. Doğu Akdeniz’de İsrail, Kıbrıs, Mısır, Ürdün, Yunanistan’ın katıldığı enerji ve savunma işbirlikleri, Yunanistan ile Dedeağaç ve Girit’te düpedüz askerî işbirliği, Libya’da Amerikan Dışişleri kökenli BM temsilcisi Stephanie Williams’ın çekip çevirdiği Türkiye’yi dışarıda bırakan Libya barış süreci, Suriye’de “Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi”ne verilen askerî ve siyasî destek… NATO’da, ABD’nin başını çektiği S-400 rahatsızlığı da cabası.
Dönelim diğer büyük ortağa, AB ile üye ülkelerine.
Almanya, Macaristan, Malta, İspanya ve İtalya’nın oluşturduğu Erdoğan muhibi beşli, yatıştırma ve alttan alma konusunda epeyi zamandır iyice öne çıkmışlardı. Silâh tüccarları Almanya, İspanya ve İtalya, rejimin kodamanlarının offshore cennetlerinden Malta ve müzmin AB karşıtı, Erdoğan hempası, otokrat Orban’ın ülkesi Macaristan.
Bunlar Ankara rejimi ne yaparsa yapsın bir yolunu bulup Avrupa’nın tepkisini törpüler, akamete uğratırlardı. Resetçilerin uyduruk kanıtlarını kullanır, Ankara rejimiyle olan ballı börek ilişkilerine zarar gelmemesi için çalışırlardı.
Ne var ki Ankara’nın son aylardaki dur durak bilmeyen saldırganlığı beşlinin dahî hevesini kırdı.
Kıbrıs ile Yunanistan’ın karasularında masada değil silahla hak iddia etmek; Kıbrıs’ın TSK işgalindeki Varosha/Maraş kapalı bölgesinde inşaat temeli atmak; Almanya, Avusturya ve Fransa’nın devlet yöneticilerine sistematik olarak hakaret etmek; başta Almanya ve Fransa’da olmak üzere Türkiyeli muhaliflere ve Ermenilere taciz ve saldırılar organize etmek; Ayasofya’yı camileştirerek sade Avrupa’ya değil dünyaya meydan okumak; Almanya’daki ülkücü ve dinbaz faaliyetlerin açığa çıkmasına mesnetsiz tepki vermek; İslamcı terörle mücadele konusunda işbirliğinden kaçınmak; Avrupa’daki İslamcı terör cinayetlerini kınamamak; Avrupalı müttefikleriyle Libya ambargosu konusunda ve Suriye’deki işgâl ve ihlaller yüzünden restleşmek…
Bunların hepsi resetçilerin duyulmamış bir utanmazlıkla “coercive” yani “zorlayıcı” diye adlandırdıkları küstah, tehditkâr ve saldırgan Türk dış politikasının marifetleridir. Resetçiler “zorlayıcı” dış politikayı öne sürerek ABD’nin ve NATO’nun Türkiye’nin gücünü görüp bölgesel politikalarını Türkiye üzerine ve üzerinden şekillendirmesini satmaya çalışırlardı. Elbette böyle bir aymazlığın oluru yoktu, aksine Ankara’nın oldubittileri muazzam tepki yarattı. Hem yakın coğrafyada, hem Avrupa’da hem ABD’de. Şu tabloya bakar mısınız?
ABD’nin yukarıda kısaca sözünü ettiğim tepkileri mâlum. Müstakbel Biden/Harris idaresinin tepkilerini tahmin etmek zor değil. Adalet işletilecek, gayridemokratik ve NATO müttefikliğine sığmayan adımlar atan, Rusya ile düşüp kalkan Ankara’ya bir şekilde ayar verilecek. Resetçilerin debelenmelerine rağmen Trump dönemindeki laubâliliğe yer yok artık.
AB’nin tepkilerini ikiye ayırmak gerekiyor. Birlik zemininde alınacak önlemler ve üye ülkelerin Türkiye ile ikili tasarrufları. AB’nin kritik kararlar için gereken oybirliği koşulu sert yaptırımları her şeye rağmen engeller mahiyette. Önümüzdeki 10-11 Aralık zirvesinden de karar çıkmaz. Zaten AB Komisyonu’nun Ankara’daki yeni temsilcisi Alman Dışişleri kökenli, Merkel’in AB işleri eski danışmanı Nikolaus Meyer-Landrut’un gayrıresmî görev tanımında Almanya’nın Erdoğan’ı yatıştırma politikasının takipçiliği var muhtemelen. Geçen Cuma apar topar Brüksel’e yollanan İbrahim Kalın’ın temaslarını bu çerçevede okumak gerekiyor. Hiç bir sonuç elde edilmemiş olsa da…
Yalnız olumsuz ortak karar çıkmayacak olması, olumlu ortak karar da çıkmaz demek. Müzakereler 26 Haziran 2018’de donduruldu, çözülmeleri söz konusu değil. Diğer iki konu, gümrük birliği tadilâtı ve vize muafiyeti de öyle.
27 ülke zemininde bir karar çıkmasa da “Erdoğan” ile “Türkiye” sorunları ikili zeminlerde artık kalıcı gündem maddesi Avrupa’da. Daha birkaç ay öncesine kadar ister Brüksel mahfillerinde ister Erdoğan yanlısı ülke başkentlerinde olsun, “pozitif gündem” zırvasıyla anılan ilişkiler bugün hepten “negatif gündem” hâline dönüştü. Avusturya, Çekya, Fransa, Hollanda, Kıbrıs ve Yunanistan’ın ikili ilişkilerinde Türkiye ile olumlu bir adım atabilmeleri bu şartlarda mümkün değil. Aksine!
Ankara’nın başına buyrukluğu bariz bir Erdoğan destekçisi olan Britanya’yı dahî bezdirmiş olacak ki, Ankara’nın BM ve ABD’nin başını çektiği Libya barış görüşmelerini engelleme girişimlerine karşı Almanya, Fransa ve İtalya ile birlikte yaptırım tehdidinde bulundu.
ABD ve AB dışında kalan coğrafyada durum daha iyi değil. Her ne kadar yakın bölge ülkeleriyle Batı ile olan seviyede ittifaklar yok ise de civarda Ankara düşmanı, hasmından geçilmiyor.
Suud, BAE, Mısır, Arap Birliği, İsrail, Ürdün, Suriye, Irak, Libya’nın doğusu, Cezayir-Fas-Tunus, Azerbaycan hempalığına istinaden İran, Ermenistan, bütün bu ülkelerle irili ufaklı sorunlar resetçilerin “zorlayıcı diplomasi” dediği saldırganlıkların, İhvancı dayatmaların sonucunda ortaya çıktı. Ve bütün bu ülkeler Ankara’ya karşı münferiten veya birlikte, negatif gündemlerini geliştirmekle meşgul.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020