Enver SEZGİN
7 Haziran Genel Seçimleri’ni geride bıraktık. Milletvekillerinin yemin töreni, Meclis Başkanlığı seçimi derken, “Yeni Hükümet’in” nasıl oluşacağı da yavaş yavaş belirginleşmeye başladı.
Erken seçim ihtimalini bir kenara bırakacak olursak, ufukta bir AK Parti- CHP ya da AK Parti- MHPkoalisyonu gözükmektedir.
İktidar nasıl meydana gelirse gelsin, HDP’nin, Türkiye siyasetini olumlu yönde etkileme şansını yakalamış olduğunu görüyoruz.
Siz bakmayın birilerinin, “HDP’nin oylarının kahir ekseriyeti silah zoruyla elde edilmiş haram oylardır, HDP’ye bölgede ve metropollerde verilen Kürt oylarının kahir ekseriyeti rızaya dayalı değildir,” gibi laflar etmesine.
Bu partinin başarısının gerisinde yüzbinlerce insanın emeği vardır. Değişik çevrelerden gelen bir destek var ve bu destek partinin gücüne daha farklı bir anlam yüklemektedir.
“Politikada hiç bir şey kazayla olmaz.” (Franklin D. Roosevelt) HDP’nin başarısı da bir tesadüf sonucu ortaya çıkmamıştır. Altı milyon insan “sandık başında biraraya gelerek” bu partiyi 80 milletvekili ile parlamentoya taşımıştır.
Parti, kendi “çekirdek seçmenini” koruduğu gibi, ilk kez çok farklı toplumsal kesimlerden oy alma başarısı göstermiştir. HDP’nin Meclis’te güçlü bir biçimde temsil edilmesi, Kürtlerin, önümüzdeki siyasetin biçimlenmesinde ve Türkiye’nin yarınının inşa edilmesinde etkin rol oynamalarının zeminini yaratmıştır. Bu durum aynı zamanda “eşit vatandaşlık” temelinde, “birlikte yaşama hukukunu” hep beraber oluşturabileceğimizi de göstermiştir.
Bu ülke iki buçuk yıl, “Çözüm Süreci” serüvenini yaşadı. İyi, kötü bugüne kadar geldik. Yapılanlar oldu, yapılmayanlar da… Süreç, ağırlıklı olarak Abdullah Öcalan üzerinden yürütüldü. Bu sayede bir süredir çatışmasızlık ortamında yaşıyoruz.
Bu yöntemin güçlü yanları da vardı, zaafları da…
Yeni bir döneme girdik ve bazı şeyler artık geride kaldı.
Bu durum İmralı ile sürdürülen görüşmelerin öneminin ortadan kalktığı anlamına gelmez. Aksine bu görüşmelere devam etmek suretiyle kalıcı barışın sağlanmasına daha fazla katkı yapılabilir. Lakin ülkede hiçbir şey değişmemiş gibi de davranamayız. Parlamentonun üstlenebileceği yeni rolü gözardı edemeyiz.
Mümtaz’er Türköne’nin de belirttiği gibi artık, “Çözümün adresi, hassas dengelere yaslanıp, esnek politikaların üretileceği parlamento” olabilir.
HDP, geçmişte olduğu gibi bugün de “çözümünün anahtar partisi” olarak kalacaktır. Ancak, onlar artık başka pek çok problemin de taşıyıcısı rolünü de üstlenmişlerdir. Bu rol seçim kampanyası sırasında defalarca dile getirilmiştir.
O nedenle tek bir meseleye odaklanıp siyasetini bunun üzerine bina etmesinin mümkün olmadığı görülmektedir.
Yeni parlamento, yepyeni olanaklar anlamına gelmektedir.
Bu sebeple, hiçbir parti seçim kampanyası sırasında izlediği politikayı olduğu gibi devam ettirmek zorunda değildir.
Seçmen, herhangi bir partiyi tek başına iktidar olma imkânı vermeyerek, esasen tüm partilere, başta “Kürt Meselesi” olmak üzere ülke sorunlarının çözümüne katkı yapmaları şansı vermiştir.
HDP, bu şansı çok iyi kullanabilir. Türkiye’nin yarınına olumlu bir biçimde etki etmek için hükümette yer almak zorunda değildir.
Koalisyona girmeden de “çok şeyi değiştirebilir”. Kutuplaştırmanın bir başka tezahürü olan “yüzde 60’lık blok” tanımına itibar etmeye, bu blokun içinde yer almaya mecbur değildir. Esasen farklı çevrelerden aldığı destek ile birlikte, değişime şimdiden katkı yapmaya başlamıştır.
Bu katkıyı sürdürebilir.
Yıllardır devam eden “karşıtlık” siyasetinin karşısına “uzlaşmacı” bir siyaseti koyabilir. Kalıplaşmış davranışların yerine, yapıcı bir işbirliği anlayışını yerleştirebilir.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015