Ergun BABAHAN
Meclis Başkanı Binali Yıldırım koltuğunu bırakmadan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oluyor, medyadan gelen tek tük eleştirilere alay eder bir şekilde “Seçime girmek siyaset yapmak değil” cevabı veriyor.
Medyadan diyorum çünkü ana muhalefet partisinde birkaç kişi dışında sesini çıkaran yok.
CHP’nin sağdan gelen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ilk icraatı koşarak Saray’a gitmek ve Erdoğan’a bağlılığını bildirmek oluyor. Defalarca Erdoğan’ın oyunu istediğini, “kendilerinin” gülümseyerek cevap verdiğini söylüyor gurur duyarak.
Aslında CHP adayına oy verebilir çünkü giderek fark ediliyor ki, aralarında bir fark yok. Birisi İttihat Terakki’nin içki içen kanadı, diğeri içmeyen kanadı. (Unutmayın ki, İttihat Terakki ırkçılığı kadar, yolsuzlukları ile de meşhurdu.)
Aynı CHP kalkıp Rize’de Kürtlere, hak arayıcılarına, demokrasiye bakışını icraatlarıyla ortaya koymuş, kıymeti kendinden menkul İdris Naim Şahin’i İyi Parti ile ortak aday göstermeyi düşünüyor. Muammer Güler veya Zafer Çağlayan neden İzmir olmasın diye düşünüyor insan.
Türkiye tarihinin en büyük krizini yaşıyor. Sözün gelişi olarak değil, varoluşsal açıdan. Normal koşullarda CHP’nin tabanını oluşturması gereken kitleler varını-yoğunu satıp yurtdışına gidiyor, CHP’nin vekilleri, Kılıçdaroğlu’nun danışmanları tutuklanıyor partiden tık çıkmıyor.
İstanbul’da Adalar’dan başlayan bir seçmen yolsuzluğu iddiası ayyuka çıkmış durumda, CHP’de bildik isimler sesini yükseltiyor. Parti yolsuzluklara-hukuksuzluklara olduğu gibi, seçim hilelerine de kabul gösteriyor.
7 Haziran seçimlerinden sonra tüm partilerin denetimi devlete geçmiş görünüyor ama en çok da CHP’nin. Kürtlerin Türkiye’yi bölmek üzere olduğu, devlet yönetiminde söz sahibi ihtimali olduğu endişesinin pompalanması, tüm siyaset kadrolarını esir almış durumda.
Kürt bölgesinde yapılan insan hakları ihlalleri, bir kadın milletvekilinin ölüme yatmış olmasını bıraktım, Erdoğan’ın 500 milyon dolarlık uçağını, Gökova’daki yazlık sarayını bile konu etmiyor. (Sahi, İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devri meselesi ne oldu?)
CHP 7 Haziran’dan beri sürekli olarak yeni rejimin tüm yolsuzluk ve hukuksuzluklarını meşrulaştırma işlevi gördü. Bütün anayasa dışı davranışları, seçim hilelerini tabanına kabul ettirme çabası içinde oldu. Yeni rejime geçişe Adalet Yürüyüşü dışında ciddi bir tepki göstermedi, ondan da devletin derin köşelerinden gelen uyarı sonucu anında vazgeçti.
Erdoğan’ın kendisini devletle özdeşleştirdiği bu dönemde bu iddiayı en çok kabullenen CHP gibi görünüyor, çünkü CHP de kendisini devletle özdeşleştiriyor ve devleti şu anda en iyi Erdoğan’ın koruduğunu düşünüyor. Onun için Erdoğan’ı zayıflatacak ciddi hamlelerden kaçınıyor, salı günleri grup toplantılarında “muhalefet tiyatrosu” yapmakla yetiniyor.
Türkiye’den uzakta olduğum için seçim öncesi AKP karşıtı kesimlerin ruh halini doğru okuyamıyor olabilirim ama hissiyatım, bu ekonomik-demokratik-hukuksal tabloya rağmen, CHP’nin AKP’den kötü bir performans sergileyeceğini söylüyor bana.
Beşiktaş, Kadıköy, Şişli, Bakırköy gibi nüfus yapısı belirli bölgelerde insanlar yaşam tarzlarını bir nebze korumak adına CHP’ye oy verebilir. Üstelik bunu adayın kimliğine bakmadan da yapar. Ancak bunun dışında AKP’ye muhalif, Batılı bir demokrasi isteyen, Batılı gibi yaşamak isteyen bir kentli neden gidip CHP’ye oy versin ki. CHP’nin ona vadettiği ne var, içki içme özgürlüğü dışında.
Yaşananlar gösteriyor ki, Türkiye’nin temel sorunu; medyası gibi, siyasetinin de devlete göbekten bağlı oluşudur. Siyaset maalesef sivil bir faaliyet alanı değildir Türkiye’de. Sınırlarını askerlerin çizdiği bir oyun alanıdır. Bu alan için de çal-çırp, hukuksuzluk yap devletin umuru olmaz. Yeter ki, Kürt hakkı, insan hakkı, demokrasi, Avrupa Birliği, hukuk falan deme. Bunları seslendirenlerin başına neler geldiği zaten ortada.
Ancak toplumsal gelişim ve değişimi sonsuza kadar denetimde tutmak mümkün değil. Bu CHP, Erdoğan’ın eline geçen Sabah, Hürriyet gazeteleri gibi yok olmaya mahkum. Seçim sonrası, Doğan’ın CEO’sunun okur olmamasından yakınması gibi seçmenden yakınan bir CHP yönetimi görebiliriz. Gidişat onu gösteriyor.
HDP’ye şu anda söylenecek bir şey yok çünkü inanılmaz bir devlet baskısı altında. Yine de Selahattin Demirtaş’tan rahatsız Kürtler dahil, tüm kesimlerin yakında onun varlığının bu topraklarda barış, demokrasi ve bir arada yaşama kültürü açısından ne kadar önemli olacağını göreceklerine inanıyorum.
Bu gidişatın tehlikesi, insanların siyasetten giderek uzaklaşması sonucu tepkilerini giderek şiddet biçiminde ortaya koymaları riskinin artmasıdır. Tribünde, toplu taşım araçlarında, sokakta, evde...
CHP’ye gelince, bir dönem Galatasaraylı bir futbolcunun dediği gibi, “CHP’den cacık olmaz…”
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021