Gökhan BACIK
Clifford Geertz bir keresinde kültürü, semboller sistemi olarak tanımlamıştı. Bu tanımın bir sonucu da insanların kendilerini ifade etmek için sembollere sarılmak istemesidir.
İslamcı iktidardan hayal kırıklığına uğramış geniş bir kesim için Atatürk tam olarak böyle bir sembol. Eğer mevcut İslamcıları yolsuz ve baskıcı bir rejimin mimarları olarak görüyorsanız buna tepki vermek için en kusursuz sembol Atatürk.
Kaderin garip bir cilvesi olarak hiçbir yorum yapmadan sosyal medyadan sadece Atatürk resmi paylaşmak mevcut rejimi ekonomik, teorik, pratik velhasıl her açıdan kusursuz eleştiren bir eyleme dönüşmüş durumda.
Atatürk’ün bu şekilde sembol haline gelmesi elbette tarihsel Atatürk ile tamamen ayrı olmasa bile önemli ölçüde farklı. Artık İslamcılığa karşı bir sembol – yahut bir bayrak – haline gelmiş Atatürk’ün tarihsel gerçekliği ikincil konumda. Bir sembol olarak Atatürk demokrasiyi, laikliği, fabrika kurmayı, sarayda yaşamamayı, kadın haklarını, dış politikada barış içinde olmayı ifade ediyor.
Daha açık yazarsak, Atatürk 2021 yılında yeniden yaratılmaktadır.
Burada ilginç bir tartışma da tarihsel Atatürk üzerine. Atatürk’ün bir sembol olmasının ötesinde konuya ilgi gösterenler erken Cumhuriyet döneminde yaşanan bazı hadiseleri hatırlatıp bazı çekinceler ortaya koymakta.
Bu çekincelere karşı makul Kemalistlerin cevabı söz konusu olayların dönemin koşullarına göre değerlendirilmesi gerektiği: Dolayısıyla bugünden bakarak o dönemdeki bazı Kemalist uygulamaları “baskıcı” yahut başka türlü yanlış olarak yorumlamak insafsızlık.
Doğal olarak geçmişteki olayların o dönemin koşullarında değerlendirilmesi gerektiği önemli ve değerli bir argüman. Birbirinden farklı zamanlardaki olayları aynı mantıkla ele almak önemli bir yöntemsel yanlış olan anakronizme yol açabilir.
Bu tartışmayı daha açıklığa kavuşturmak için ekonomistlerin kullandığı bir kavramdan yola çıkabiliriz.
Ekonomistler, bazı verilerin dönemsel koşullardan arındırılmış halini “mevsimsel etkiden arındırılmış” olarak tanımlarlar.
Buradan yola çıkarsak, “mevsimsel/dönemsel etkiden arındırılmış Atatürkçülük” bugün ne anlama gelmektedir?
Örneğin, 1930’lu yıllarda başlayan süreçle Dersim’e askeri bir operasyon yapılmış ve şiddet kullanma yoluyla bir isyan bastırılmıştır. Bu operasyonun askeri ismi olan Tunceli daha sonra bu vilayetin ismi olarak korunmuştur.
Bu hadiseyi “o dönemin koşullarında” olmuş diyerek açıklayabiliriz. Ancak bu durumda tutarlı olmak için bugün en azından Tunceli isminin kullanılmaması gerektiğini savunmak gerekir. Bugün Tunceli ismini savunmaya devam etmek ise “dönemin koşulları” tezi ile çelişecektir.
Yahut, şu: Cumhuriyet’in erken döneminde Kürt meselesinde sert ve askeri yöntemler kullanılmıştır. Bu politikalar da dönemin koşullarına referans verilerek izah edilebilir.
Ancak bugün “dönemsel/mevsimsel etkilerden arındırılmış Kemalizm” söz gelimi Kürt dili, kültürel haklar vb. konularda hangi konumdadır?
Daha açık ifade etmek gerekirse, “dönemin koşulları” tezinin tutarlı olması için bugünkü koşullarda Kemalizm’in Kürt sorunu gibi konularda ne dediğini analiz etmek gerekiyor.
Bu noktada sanırım kamuoyunun ihtiyacı olan şey bugünkü koşullarda pratik olarak Kemalizm’in ne dediğini daha açık tartışmak.
Kemalizm veya Atatürk tartışmasını bir söylem ve slogan meselesi olmaktan çıkarıp somut olaylar üzerinden izah etmek daha aydınlatıcı bir yöntem olabilir.
Bu bağlamda Türkiye’de uzun süredir üzerinde tartışılan şu konular hakkında bugünkü Kemalizm’in ne dediğini anlamak tartışmaya katkı sağlayabilir:
-
Kürt sorunu (dil, kültür, eğitim, idari âdem-i merkeziyet gibi konular olmak üzere)
-
Batı ile ilişkiler (Türkiye Batıcı bir ülke mi olmalı? Anti-emperyalist bir siyaset mi izlenmeli? AB ile ilişkiler konusunda görüşler nedir?)
-
Özelleştirme ve daha genel olarak iktisadi politikalar. Devletin ekonomide yerinin neresi olacağı konusundaki tartışmalar,
-
Zorunlu askerlik,
-
ABD ile ilişkiler,
-
Diyanet’in statüsü veya kaldırılması,
-
“Dönemin koşullarında” kaçınılmaz olan bazı olaylarda (örneğin 1942 Varlık Vergisi süreci) kaybedilen hakların iadesi,
-
Dış politikanın sivilleştirilmesi.
Bu listeye başka konular da eklenebilir. Burada altını çizmek istediğim nokta şu: Soyut ve teorik (ve maalesef çoğu zaman sloganlar üzerinden) devam eden Atatürk ve Atatürkçülük tartışması kimse için açıklayıcı olmamaktadır.
Bu tartışmanın “somut bazı konularda bugün Atatürkçülük ne diyor?” bağlamına götürülmesi faydalı olacaktır.
İslamcısından Atatürkçüye, ondan filan görüşü savunan kişilere, çeşitli grupların kendi düşüncelerini teorik düzeyde mükemmel olarak sloganlarla savunup durması anlamsız. Bu tartışmayı somut bazı konular üzerinden anlaşılır kılmak o nedenle son derece önemli.
Sözgelimi, “okullarda seçmeli Kürtçe dersine ne dersiniz?” gibi basit sorularla bu sloganvari tartışmalar kolayca bitirilir ve hızlıca herkesin fiili olarak hangi ideolojik konumda olduğunu anlamış oluruz.
Yani insanlara “sloganlarını tekrar etmeyi bırak şu konuda ne diyorsun?” diye sormak gerekiyor.
Türkiye’deki kavga İslamcılar ve başat aktörün Atatürkçüler olduğu diğer bir grup arasındadır. Dolayısı ile bu kavgayı meşru politik yollarla İslamcıların kaybettiği gün Atatürkçülerin devrinin başlayacağını öngörmek için müneccim olmaya gerek yok.
Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda ise hepimiz için önemli olan, “bugünkü koşullarda Kemalizm nedir?” sorusunun cevabını bilmektir.
Öte yandan, “bugünkü Kemalizm ne anlama geliyor?” sorusu üzerinden tartışmayı somutlaştırma bağlamında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun içine Roboski ve Varlık Vergisi mağdurlarını da alacak biçimde geçmişte olan bitenlerle “helalleşeceğiz” açılımı son derece önemlidir.
Bu “helalleşmenin” somut olarak ne anlama geldiği (resmi özür, maddi ve manevi zararların tazmini…?) konusunun açıklığa kavuşturulması, doğal olarak Türkiye siyasetini yapısal biçimde etkileyecek dinamikler üretebilecektir.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
24.08.2025
17.08.2025
3.08.2025
21.07.2025
14.07.2025
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025