Gülay GÖKTÜRK
Gazeteler AK Parti kulislerinde tüzük değişikliğiyle 3 dönem yasağının kaldırılmasının konuşulduğunu yazıyor.
Bence artık bu konunun uzun boylu konuşulmasına bile gerek yok.
Hemen harekete geçilip derhal yapılması lazım.
Madem ki Erdoğan, AK Parti'yi kuşatıp düşürmek için harekete geçen uluslararası bir operasyondan söz ediyor ya da bazı çevreler tarafından "Erdoğan'sız bir AK Parti"projesi için harekete geçildiğini söylüyor -ki bu fikir Financial Times tarafından açık bir şekilde savunulmuştu- o zaman hâlâ bir tüzük maddesine takılıp kalmak "uluslararası komplocuların" ekmeğine yağ sürmekten başka nedir? Bu şartlarda hâlâ "ille de 3 dönem"diye inat etmek izah edilebilir mi?
Bugün böyle bir değişiklik yapılsa, AK Parti'ye oy veren kitleden bir tek kişi bile bunu ilkesizlik ya da tutarsızlık olarak görmeyecek, herkes gerekliliğini anlayacaktır.
Her şey cumhurbaşkanı seçimleri içinse
Kaldı ki, bu tüzük değişikliği sadece uluslararası operasyonları boşa çıkarmak için değil, mevcut tansiyonu düşürmek için de şart.
Türkiye bu kadar yüksek bir tansiyonla bir buçuk yıl daha yaşayamaz. Aylardır, bütün bu olup bitenlerin asıl sebebinin cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğu yazılıp çiziliyor. Eğer öyleyse, ortak akıl tansiyonun tepe yapacağı noktayı ortadan kaldırmayı gerektirir. AK Parti meşhur tüzük maddesini değiştirip cumhurbaşkanlığı seçimleri kritik bir eşik olmaktan çıkarılırsa; bir başka deyişle Tayyip Erdoğan da Abdullah Gül de yerlerinde kalırlarsa yerel seçimlerden genel seçime kadarki 15 aylık süre nispeten rahat yönetilebilir bir süre olarak yaşanabilir.
Parti içi kriz kapılarını kapatmak
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde ortaya çıkması muhtemel gerilim sadece bir tane de değil.
Birincisi Erdoğan'ın yüzde 50'yi garanti görmesi bu koşullarda artık çok zor. Sadece bu da değil, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin parti içinde de çatlaklara ve hesaplaşmalara neden olması muhtemel. Erdoğan her ne kadar başkanlık sistemine geçişi gerçekleştiremeyeceğini anlamış ve o noktadan geri adım atmış olsa bile, yarı başkanlık ya da partili cumhurbaşkanlığı gibi formülleri gündeme getirirse hem kamuoyunda hem de parti içinde dirençle karşılaşacaktır. O zaman -eğer tüzük değişmezse- geriye mevcut yetkilerini zorlayarak hükümeti fiilen yönetmek isteyecek bir başbakan tablosu kalır. Bu tablo, eğer başbakanlık koltuğunda kuvvetli bir isim oturursa iki günde bir siyasi kriz, "emanetçi" bir başbakan oturursa o zaman da zayıf bir hükümet demektir.
Her iki durum da birbirinden beterdir. Seçilmiş bir cumhurbaşkanının atanmış bir cumhurbaşkanı ile aynı yetkilere sahip olmasının taşıdığı tutarsızlık da cabası...
En tecrübeli kadroları ıskartaya çıkarmak
Ayrıca mesele sadece Erdoğan meselesi de değil. Eğer tüzük değiştirilmezse AK Parti, çoğu kurucu kadrolar içinde olan; en tecrübeli, en kıymetli en başarılı 70-80 kadrosunu kaybedecek. Bir partinin, tarihinin en zor döneminde böyle bir lüksü olamaz.
O zaman en sağlıklı yol, Erdoğan'ın partisinin ve hükümetin başında kalması, Gül'ün de bütün halkın takdirini kazanmış, birleştirici bir cumhurbaşkanı olarak çok iyi yaptığı işe devam etmesi olur.
Bu değişiklik ne kadar erken yapılırsa, cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik beklentiler ne kadar çabuk boşa çıkarılırsa ortalık o kadar erken sakinleşir.
Hükümetin yaralarını sarmak ve yeni bir kabineyle durumu kontrol altına almak, AK Parti'nin kendi içindeki çelişkileri halletmek ve toparlanmak, Erdoğan'ın başladığı işi bitirip çözüm sürecini sonuçlandırmak ve kalıcı barış getirmek, ayrıca seçmen kitlesini yeniden konsolide etmek için önünde bir yıldan fazla bir süre olur ki, ilave bir yılın ne kadar hayati olduğunu en iyi siyasetçiler bilir.
Ben zaten bu formülü bütün bu krizlerden önce de savunuyordum. Ama sanırım geldiğimiz noktada artık Başbakan da hem ülkenin hem de partisinin istikrarı adına böyle bir adım atması gerektiğini kabul edecektir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015