Hasan Bülent KAHRAMAN
Geçen hafta üç gün boyunca parça parça yayınlanan Taner Akçam röportajı (Taraf gazetesi, 12-13- 14 Mart, Neşe Düzel-Daima o...) birbirinden ilginç konulara değiniyordu ama beni ilgilendiren onların arasına sıkışmış bir görüştü.
Akçam, Türkiye'deki demokratikleşmenin Müslümanların demokratikleşmesiyle sağlanacağına inanıyor, görüşmede bunu açıklıyordu.
Akçam'ın değerlendirmesi ilgimi çekti çünkü ben de uzun süredir aynı konu üstünde düşünüyorum. İtiraf edeyim ki, kendi mülahazalarım etrafında Türkiye'de bundan böyle gerçekleşecek daha ileri bir demokratikleşmeyi Kürtler üstünden sağlayacağımıza inanıyordum. Fakat son dönemde ortaya çıkan bazı gelişmeler bu görüşlerimi değiştirmesem bile gözden geçirmeme yol açıyor. Kürtler şu anda Türkiye'de gerçekleşecek daha ileri bir demokratikleşmenin genel koşullarıüstünde durmuyor. Kendi özel koşulları çerçevesinde oluşacak bir demokratikleşme üstünden Türkiye'deki demokratikleşmenin sağlanmasına dönük planlar yapıyor.
Bu da az buz bir şey değil. Kabul edelim ki, Kürtlerin ve Müslümanların, kısmen de, çok mahcup, çok kafası karışık bir biçimde Alevilerin demokratikleşme talepleri olmasaydı Türkiye'de bu kadarcık bir demokratikleşme bile sağlanamayacaktı.
Neden Müslümanlar?
Bence bunun iki nedeni var. Birincisi, Türkiye'deki çok büyük bir kitle söz konusu Müslümanlık deyince. Bu Kürtleri de kapsayan bir olgu ve bugüne kadar toplumsal barışın en önemli harcı, çimentosu oldu Müslümanlık. O alanda meydana gelecek bir düzenleme bütün toplumu doğrudan etkileyecektir ama bir şartla. Demokratikleşme sadece çoğunluğu ilgilendiren bir şey değildir, olamaz. Demokratikleşme ancak azınlık hakları gözetilirse bir anlam ifade eder. Bu bakımdan çoğunluğun azınlığa dönük karar alması, onun hakkını koruması, gözetmesi gibi bir refleksi sağlamak bakımından Müslümanlık üstünden gelişecek bir demokratikleşme önemli görünüyor.
İkincisi daha pratik bir nedene dayanıyor: Müslümanlar bugün iktidarda, kim ne derse desin. Bu iktidar bir karışım, bir koalisyon, bir halita. Bunun içinde milliyetçiliğin zaman zaman çok sertleşebilen çekirdek anlayışı da var. Bu iktidar zaman zaman bazı kanatlarıyla çok daha radikal bir İslamcı tepki de ortaya koyuyor. Dolayısıyla iktidarda bulunan bir siyasetin demokratikleşmesi toplumsal planda sadece daha kolay değil aynı zamanda daha etkilidir.
Bu iki koşuldan öte bir üçüncüsünden söz edelim, daha gündelik siyasete dönük bir problem bu: mevcut iktidar eğitimden anayasaya, askeri vesayetten yargı sisteminin dönüştürülmesine kadar her alanda önemli adımlar atıyor. Bunların bir bölümü demokrasi tartışmasına yol açıyor. Ama bu dönüşümlerin tümünde geniş ve Müslümanlarla doğal bir beraberlik içinde olmayan kitlelerin desteği var. İktidarın bu demokratik koalisyonu, konsensüsü bozmadan ilerlemesi gerekir. Dolayısıyla demokratikleşme bir genel ve daha soyut olgu olduğu kadar pratik bir iktidar şartı olarak da düşünülmelidir.
Demokratikleşme bir kavşaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024