Hilâl KAPLAN
Pentagon, dün yayınladığı açıklamada, Cerablus'un güneyinde Türkiye ve YPG arasında süren çatışmalara dair duruşunu şöyle özetledi:
"Türk Silahlı Kuvvetleri ve bazı muhalif gruplar ile Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı bazı birimler arasındaki çatışmaları kabul edilemez buluyoruz. Derin endişe içindeyiz. Bu aktivitelerde kesinlikle bizim güçlerimiz yer almamaktadır, bunlar ABDgüçleriyle koordinasyon içinde değillerdir ve biz onları desteklemiyoruz.
Rapor edilen çatışmalardaki hayat kayıplarından ötürü üzgünüz ve Türkiye'ye de bir askerlerinin kaybı dolayısıyla taziyelerimizi ifade etmiş bulunmaktayız." Suriye'den de sorumlu olan Komutanlığın resmî açıklamasında, YPG'nin adı SDG içine gizlense de, herkes kast edilenin YPG olduğunun farkında.
ABD'nin YPG'ye istihbarî ve lojistik desteği de herkesin malumu. Ancak ABD'nin hem koordinasyon hem de destek olarak kendini TSK ile çatışan YPG'den tefrik etmesi, Fırat'ın doğusuna çekilmeyen YPG'yi 'tanımayacaklarının' göstergesi olarak okunabilir. Öte yandan, ABD'nin Türkiye'ye yönelik de bir destek açıklaması olmaması, YPG'ye yönelik çekilme çağrısını yinelememesi, hatta YPG'nin büyük kısmının çekildiği yalanını bazı haber kaynaklarınca yayması da ne kadar ikircikli bir 'müttefik' olduğunun hatırlatıcısı gibi.
Türkiye, dış kamuoyu baskısı artmadan Membiç'i de Özgür Suriye Ordusu desteğiyle terörden arındırabilirse, gerçekten kendi göbeğimizi kendimiz kesmiş olacağız.
***
'Başörtülü polis' meselesi
Öyle bir haber dili kullanılıyor ki, sanırsınız kadın polislere başörtüsü takma zorunluluğu getirilmiş! Hâlbuki şimdiye kadar verilmemiş olması esas sorun olan bir ruhsat, yani isteyene başörtüsünü takarak polislik mesleğini icra etme hakkı tanındı sadece.
Klasik 'hizmet alan- hizmet veren' ayrımı, devlet memurunun tarafsızlığı ilkesi bağlamında yine gündemde. Böylelikle devleti sadece başı açık ve 'normal' olan kadınların temsil edebileceği, başörtüsünün liyâkati direkt ortadan kaldıran bir anormallik olduğu tezi işleniyor. Halbuki birisinin başı açık olması, bıyıklı veya bıyıksız olması ve hatta bıyığının şekli de ideolojik gösterenlerdir. Ancak bunların hiçbiri 'parti' gösterenleri değildir. Bunlar, gündelik hayatımıza mündemiç, insana has çoğulculuğun yok edilmesi değil, 'kabullenilmesi' gereken tezahürleridir.
Kaldı ki artık, insanların birbirlerine takiye yapmalarını salık veren siyasal -toplumsal tahayyüllerin hepsini elbirliği ile reddetmeliyiz diye düşünüyorum.
FETÖ'nün kök salmasına en çok alan sağlayan da bu fetişist düşünce tarzı oldu zaten. FETÖ'cü kumpas davalarına bakan hâkimlerin hepsinin ya başı açıktı ya da sakalsızdı. Darbede yer alan askerlerin hepsi içki içiyordu ve eşleri başörtüsüzdü.
Neticede ne oldu?
Ben mertçe Kemalist, ulusalcı, ülkücü, solcu, ateist, dindar veya gayrimüslim olan birisini, her zaman bir FETÖ'cüye tercih ederim. O kişinin iradesini satmış robotik bir haşhaşi olmadığını bilmek, toplum için de devlet için de daha fazla önem arz etmelidir.
Vatan haini olmayan herkese, eğer devleti temsil edebilecek liyakatte ise alan açılmalıdır.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019