İBRAHİM Ö. KABOĞLU
Yassıada yargılamalarını yapan ve A. Menderes (ve arkadaşlarını) idam cezasına çarptıran Yüksek Adalet Divanı’nın kuruluşuna ilişkin yasal düzenlemenin kaldırılarak Divan’ı hükümsüz hale getiren yasa önerisi, TBMM Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi.
Öneri, üç açıdan sorunlu:
-Öneri sahipleri: TBMM Başkanı imzası yanında, AKP ve MHP Grup Başkanvekilleri imzaları ile bu öneri, bir Cumhur İttifakı önerisi olmuş.
-Hukuk tekniği: Öneri metni, hukuk tekniği açısından birçok sorunu içeriyor.
-İndirgeyici bir yaklaşım: 12 Mart muhtırası ve 12 Eylül darbesi sonrası çok derin ve geniş yelpazeli hasar ve mağduriyetlere yol açtı. Bunları da kapsamalı idi öneri metni.
HUKUK: GEÇMİŞ Mİ, YOKSA GELECEK İÇİN Mİ?
27 Mayıs yargılamaları demek, 60 yıl geriye gitmek demek. Bu tarihin ve hukuk tarihinin işi esas olarak. Neden? Çünkü hukuk kuralları geçmiş için değil, gelecek için konur. Bütün devlet organlarının ve toplum üyelerinin uymakla olduğu kurallar, geleceğe yönelik olarak uygulanır ve yaptırıma bağlanır.
ADALET: MEKâN VE ZAMAN
Hukuk ve adalet iç içe: Adalet, kuralın ihlal edildiği veya hukuki uyuşmazlığın ortaya çıktığı yer ve zaman olarak, en yakın mekanda ve en yakın zamanda ancak ortaya çıkar. Bu nedenle, bir insan hakkı ihlali karşısında ‘Avrupa Mahkemesi’ne kadar yolun var’ demek, yer ve zaman olarak adaletin tecellisini engellemektir aslında.
Bu nedenle, ‘adil yargılanma hakkı’, insan haklarının ve hukuk devletinin en temel kavramıdır. Doğal yargıç ve mahkemelerinin bağımsızlığı, adil yargılanma hakkının iki temel ve önkoşuludur.
YÜKSEK ADALET DİVANI VE ÖTESİ
Bu nedenle, 27 Mayıs yargılamaları, doğal yargıç ilkesine aykırı. Ama 12 Mart ve 12 Eylül sıkıyönetim mahkemeleri de, doğal yargıç ilkesine aykırı olduğu gibi bağımsız olmayan mahkemelerdi.
DGM’ler neden kaldırıldı? Hatırlayalım. Ama izleyen yıllarda, sonradan siyasetçiler tarafından “kumpas” olarak adlandırılan ve FETÖ davaları olarak da bilinen Ergenekon, Balyoz, hatta KCK gibi büyük ve toplu siyasal davalar, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği davalar olarak tarihe geçti.
Unutmayalım: Anayasa Mahkemesi ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin ihlalle sonuçlanan kararlarının çok büyük kısmı, adil yargılanma hakkına uyulmamış olmasından kaynaklanıyor.
Ya bugün? Son yıllarda görülen davaların yüzde kaçı adil yargılamanın en az gereklerini yansıtıyor?
27 MAYIS/12 MART/12 EYLÜL
Bu nedenle, 27 Mayıs yargılamalarına hukuki çözüm arayışı, 12 Mart ve 12 Eylül yargılamaları göz ardı edilirse eksik kalır. Haliyle, CHP olarak, yasa önerisine sonraki darbelerden kaynaklanan mağduriyetlerin de dahil edilmesi amacıyla önergeler, AKP-MHP ittifakınca kabul edilmedi.
28 ŞUBAT/27 NİSAN/15 TEMMUZ
Bu ikinci üçlünün anlamı ne?
28 Şubat bildirisi veya post-modern darbesi ile hesaplaşıldı ve siyasal olarak araçsallaştırıldı. 27 Nisan muhtırası ile hesaplaşılmadı.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası hesaplaşma konusunda ciddi sorunlar, çelişkiler ve ayrışmalar devam ediyor.
Şu çifte kötüye kullanımın etki ve sonuçları, güncel olduğu kadar geleceğimizi de ipotek altına alan etkiler yaratıyor:
-Büyük mağduriyetler: OHAL KHK ek listelerinde adları yer alan ancak yargısal başvuru yolları kapatılan on binlerce kişi var. Mahkemelerce aklandığı halde dosyaları Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu önünde bekleyen yüzlerce Barış Akademisyeni dosyaları, bunun tipik örneği.
-Tek kişi yönetimi kuran Anayasa ise, gelecek kuşakların iradesini gölgelemiş bulunuyor.
DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ İÇİN
Kısaca, darbeler ile eşit ve adil bir biçimde yüzleşebildiğimiz ölçüde, geleceğe umutla bakabiliriz. Darbeleri birlikte lanetleyebildiğimiz, sürmekte olanlara birlikte hayır diyebildiğimiz ölçüde geleceğe umutla bakabiliriz. Ölüm cezasına karşı olduğumuza göre, sivil ölümlere de geçit vermeyelim; “asmayalım da besleyelim mi?” sözünü lanetleyelim; ama , “ağaç kabuğu yesinler” sözünü de alkışlamayalım…
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2024
13.06.2024
30.05.2024
27.05.2024
2.05.2024
11.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024
29.02.2024