Kemal BURKAY
Kurucusu olduğum ve 29 yıl süreyle Genel Sekreterliğini yaptığım Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), geçen yıl yaptığı 10. Kongresinde legale çıkma kararı aldı ve bir süre önce bunu hayata geçirmek için bazı adımlar attı. PSK’nin nasıl legalleşeceği -bugüne kadarki adı ve programıyla mı, yoksa başka bir ad ve programla mı- henüz netlik kazanmış değil. Ama kuruluşunu resmen tamamlamış olmasa bile, bu isimle Diyarbakır’da bir büro tutuldu.
Bu durum ister istemez, zaten 13 yıldır legal planda var olan ve hemen hemen yurt içindeki tüm PSK üyelerinin de üyesi oldukları, yurt dışındakilerin ise destekledikleri ve kendi partileri olarak bildikleri HAK-PAR’ın durumunu da etkiledi. Bu konu, hem PSK, hem HAK-PAR üyesi olan arkadaşlarımız arasında tartışılıyor ve bir ayrışma manzarası veren bu durum üzüntü yaratıyor. Ortaya çıkan durumdan kuşkusuz ben de üzüntü duyuyorum. Bu duruma müdahale etmemi isteyen iyi niyetli öneriler var.
Yoldaşlarımın ve kamuoyunun bildiği üzere, benim şu anda ne PSK’de ne de HAK-PAR’da yönetici bir sıfatım yok. PSK Genel Sekreterliği görevimden 2003 Kongresinde ayrıldım ve daha sonraki kongrelerine katılmadım. Daha kuruluş sürecinde, kuruluşu için önerici olduğum, destek verdiğim HAK-PAR bakımından ise, yurda dönüşten sonra üyesi oldum, daha sonra yapılan 5. Kongre’de iki yıl süreyle Genel Başkanlığa seçildim, bir yıl önce yapılan 6. Kongresi’nde ise bu görevi bıraktım.
Ancak, hem PSK’ye, hem HAK-PAR’a emeği geçmiş bir insan olarak elbet benim de bu konuda görüş ve önerilerim var.
Aslında arkadaşlarım bu görüşlerin ne olduğunu biliyorlar. Son dönemde de çeşitli vesilelerle bu konuya ilişkin görüşlerimi dile getirdim.
PSK’nin illegaliteye son verip legal biçimlere geçmesini daha 21 yıl önce 1994 yılında, yani PSK’nin Genel Sekreteri olduğum dönemde önerdim. Ama o zaman örgüt henüz buna hazır değildi. 2000 yılında yapılan 6. Kongre’de önerimi yineledim ve ayrıntılı gerekçeler sundum. Örgüt yine hazır değildi. 2003 yılında yapılan 7. Kongre’de de durum değişmedi. Hazır olması için demek 20 yıl geçmesi gerekiyormuş…
2014 yılında PSK 10. Kongresi’nde buna ilişkin karar alındıktan sonra da görüşlerimi çeşitli vesilelerle dile getirdim, yazdım. Bunlardan biri, HAK-PAR 6. Kongresi’nin ardından Necla Çamlıbel’in benimle yaptığı söyleşide dile getirdiklerimdir. (Bu söyleşi, “Doğru Yoldayız, Doğru Partideyiz, Partimize Güvenelim, Başaracağız” başlığıyla Dengê Kurdistan sitesinde ve benim face sayfamda yayınlandı, hala da oradadır). Bir diğeri, RUDAW-TV’nin bu konudaki sorusuna verdiğim cevaptır; o da benim face sayfamda duruyor.
Özetle söylediğim şu: PSK’nin geç de olsa legale çıkma kararı alması iyi oldu; ama ayrı bir parti kurmaya gerek yok. HAK-PAR zaten var. Programı, daha kuruluş aşamasında bizim de katıldığımız ilerici, demokratik bir program; federasyon talebini de içeriyor. PSK’li arkadaşların da tamamı zaten orada, üye ya da yöneticiler. Herhangi bir bölünmeye, kan kaybına yol açmak için neden yok.
Ben bu aşamada PSK adına yapılan bu girişimle ilgili fazla bir şey deme gereğini duymuyorum. Şu kadarını söyleyeyim: PSK ya da Özgürlük Yolu Hareketi bizim geçmişimizdir. Benim ve yüzlerce, binlerce kadro ve sempatizanın onda emeği var; o hepimizindir. Ama daha önce de söylemiştim, örgüt amacın kendisi değil, ona ulaşmak için bir araçtır, onu fetiş haline getirmemek gerekir; yeri gelir ömrünü tamamlar, yeri gelir programı ya da çalışma tarzı değişir. Bu yapılamadığı zaman örgüt amaca hizmet etmez, üstelik bir ayak bağına dönüşür.
Marks ve Engels de 19. Yüzyılın ortalarında 1. Enternasyonali kurdular; ama ömrü çok uzun olmadı, sonlandı. On yıllar sonra, SSCB kurulunca bu kez 2. Enternasyonal oluştu; ama o da bir süre işlev gördü, koşullar değişince sonsa erdi. Bunun gibi onlarca, yüzlerce örnek verilebilir.
PSK de biz Kürt sosyalistlerinin eseridir, geçmişte önemli roller oynadı ve biz bundan onur duyuyoruz.
Ama dünyada ve ülkemizde koşullar sosyalizm bakımından büyük bir değişime uğradı. Şu anda, 1960’lı-70’li yıllardan farklı olarak önümüzde bir sosyalist devrim olanağı yok. Kürt halkının önündeki acil görev ise özgürlük ve demokrasidir. Bunu da özgürlük ve demokrasi hedefleyen bir parti ile başarabiliriz. Bu parti sosyalistlerin yanı sıra liberalleri, dindarları, yani geniş yurtsever kesimleri kapsayabilecek türden bir parti olmalıdır. Kitleselliği yakalamak buna bağlıdır. HAK-PAR böyle bir partidir ve bu amaçla 2002 yılında bir seçenek olarak kuruldu. Aradan geçen süre içinde küçümsenmeyecek bir örgütlenme düzeyi kazandı, tanındı, seçimlere girme hakkı var. Yeni bir parti kurup bu duruma getirmek kolay iş değil.
Ülkemiz ve halkımız, Güney Kürdistan benzeri özgürleşince, o zaman büyük ihtimalle yeniden sosyalist bir parti kurar, yolumuza devam ederiz.
Ama öyle anlaşılıyor ki benim ve pek çok arkadaşımızın bu önerisi söz konusu arkadaşları ikna etmeye yetmedi. Onlar ille de ayrı bir parti kurma tutumunu sürdürüyorlar. Bu amaçla, HAK-PAR’da bugüne kadar yöneticilik yapanlar dahil, bazıları HAK-PAR’dan istifa ettiler. Elbet bu onların demokratik hakkı. Ama doğru mudur? Bence değil. Zaten hem PSK, hem HAK-PAR bakımından kadro ve olanaklar sınırlı. Görüşler, söylemler de aynı. Öyle olunca neden ayrı bir parti?
Bu partinin ne adla ve nasıl bir programla ortaya çıkacağını önümüzdeki günlerde (belki aylarda-yıllarda) elbet göreceğiz ve buna gerek olup olmadığını, başkalarıyla birlikte biz de bir kez daha değerlendireceğiz.
Öte yandan ortaya çıkan manzara daha şimdiden pek iç açıcı değil. Bu nedenle birçok yoldaşımızın bu manzaraya bakıp düne kadar birlikte yürüdükleri, omuz omuza mücadele ettikleri kimi yoldaşlarla yolları ayrıldığı için ve bunun yol açabileceği kayıplar nedeniyle duydukları üzüntüyü anlıyor ve paylaşıyorum. Her şeye rağmen, onlara sabır ve itidal tavsiye ediyorum. Umutsuzluğa kapılmak için bir neden yok. Biz doğru bildiğimiz yolda yürüyelim. Onlar da kendi yollarında yürümeyi denesinler; dünya yıkılmaz. Kırk yıl boyunca çok badireler aştık, yine aşarız.
Ben şimdilik, hem yoldaşlarımı, hem kamuoyunu bilgilendirmek için, 15 yıl önce, 2000 yılı Temmuz ayında toplanan PSK 6. Kongresi’nde yaptığım açılış konuşmasını yayınlıyorum. Bu konuşmada, ülkemizde o günlerdeki politik durumun yanı sıra PSK’nin durumu, neden legalleşmeye gerek olduğu, bunun biçimi, bunun yanı sıra sosyalizme ilişkin görüşlerim ayrıntılı ve net biçimde, fazla söze yer bırakmayacak biçimde yer alıyor.
Konuşma metni biraz uzun, ama geçmişten bu yana olup bitenleri, o gün ve bugün yaşadıklarımızı anlamak isteyenlere yardımcı olacak türdendir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.02.2022
28.08.2021
16.05.2020
12.05.2020
8.05.2020
4.05.2020
29.01.2020
18.10.2019
10.10.2019
24.03.2020