Mehmet Ocaktan
Son günlerde, demokrasiden kaytarıp BRİCS’e sığınma hikayeleri dinliyoruz bol bol. Malum BRİCS’e üye olacağımızı, iktidar yetkililerinden önce ebedi dostumuz(!) Putin’den öğrenmiştik… Sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan resmen açıkladı. Buna da şükür, üyeliğimizin kesinleştiğini de yine Putin açıklayabilirdi…
Aslında bu BRİCS hikayesi çok da önemli bir mesele değil, bilindiği gibi geçtiğimiz yıllarda da “Şanghay çadırı”na üye olmak için Avrupa’ya nanik yapmıştık ama sonu fos çıktı…
Muhtemelen BRİCS sevdamız da benzer bir sonuçla bitecektir. Çünkü şu anda uluslararası ilişkilerin gerçekliğini dikkate alan, bugüne ve yarına ilişkin strateji üreten hiçbir dış politika vizyonumuz yok. Epey bir süredir Türkiye’nin iyi yönetilmediğini, özellikle dış politikada iktidarın hep yanlış tuşlara bastığını biliyoruz. Bu yüzden de dış politika bağlamında en küçük bir vizyon görüntüsü taşıyan bakanları adeta överek teşvik etmeye özen gösteriyoruz.
Açıkçası Hakan Fidan Dışişleri Bakanı olduğunda, bugüne kadar olan çizgisini de dikkate alarak hayli umutlanmıştım. Ancak itiraf etmeliyim ki son BRİCS’le ilgili açıklamaları beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.
Hakan Fidan’ın şu cümleleri düşündürücü: “Avrupa Birliği ile ekonomik entegrasyonumuz üyelikle taçlansaydı, belki birçok konuda arayış içerisinde olmayacaktık. Avrupa Birliği ile ilişkilerin duraksadığı bir yerde ekonomik alternatiflere bakmamız normal.”
Bakan Fidan’ın açıklamalarından da anlıyoruz ki biz aslında çok güçlüyüz, dolayısıyla oyunu biz kurarız, Avrupa’ya filan da muhtaç değiliz... Gerçi Avrupa’nın bizim bu stratejilerimizden haberi yok, ayrıca umurunda da değil…
Madem bu kadar güçlüyüz, Avrupa’ya ihtiyacımız yok, o zaman NATO’ya da kafa tutup bütün yumurtalarımızı BRİCS sepetine koyalım olsun bitsin… Hem iktidarın ulusalcı, Avrasyacı dostları da çok mutlu olurlar.
Zaten biz epey bir süredir demokrasi liginde olmaktan mutlu değiliz, hukuk ve özgürlükler konusunda antidemokratik ülkelerle aynı paralelde ilerliyoruz. Bu vesileyle, her an
ayağımıza dolanan demokrasi, hukuk ve özgürlük gibi can sıkıcı(!) kavramlardan da ebediyyen kurtulmuş oluruz.
Ancak küçük bir problemimiz var, şu anda her on dolarlık ihracatımızın dört dolarını AB üyesi ülkelere yapıyoruz.
AB'ye ihracatımız ile AB'den yaptığımız ithalat da aşağı yukarı birbirini karşılıyor. Oysa Rusya’dan yaptığımız ithalat, ihracatımızın 5 katı. ithalatımız 30 milyar dolar, ihracatımız ise sadece 6 milyar dolar. Çin’le ticaret fotoğrafımız ise biraz daha vahim. 38 milyar dolarlık ithalatımıza karşılık, ihracatımız sadece 6 milyar dolar.
Rakamlar da gösteriyor ki BRİCS sevdamız, sanıldığı gibi ekonomik bir gerçekliğe tekabül etmiyor. Ama hemen hatırlatalım, Türkiye bütün ülkelerle ticaret yapabilir, siyasi ilişkilerini zenginleştirebilir, dolayısıyla BRİCS ülkeleriyle de ticaretinin önünde hiçbir engel yok, yapıyor da zaten…
Ancak bunun için, neredeyse Osmanlı’dan bu yana Avrupa ile güçlendirmeye çalıştığımız ilişkilerimizi ve en güçlü üyelerinden birisi olduğumuz NATO ile bağlarımızı zaafa uğratacak bir kamp değiştirmeye de ihtiyacımız yok.
Biliyorum, bu ülkede ulusalcı solcular, merdiven altı İslamcılar, zaman zaman ırkçılığın sınırlarında dolaşan haylaz milliyetçiler ‘hukuk’, ‘özgürlük’ ve ‘insan hakları’ gibi değerlerden kurtulmak için can atıyorlar. Türkiye demokratik dünyadan ipini koparıp BRİCS’e girerse, bu demokrasi kaçkını kesimler her gün kutsadıkları liderlerine rahatça tapınma ayinleri düzenleyebilirler.
Bu kesimlerin, demokratik dünyadan kurtulmak için icat ettikleri en uyduruk argüman ise şu: “Batı’nın neresi demokrat, bunlarda özgürlük yok, insan hakları yok. Ayrıca bunlar kendilerine demokrat, güçsüz ülkeleri sömürüp bu ülkelerdeki insanların haklarını, özgürlüklerini gasp ediyorlar.”
Herhalde böylesine absürt bir demokrasi düşmanlığı, ancak Türkiye gibi demokrasi kültürüne yabancı ve de azgelişmiş ülkelerde olabilir.
Evet Avrupa’yı geçmişteki sömürgeci anlayışından dolayı eleştirebiliriz, 21. Yüzyılın Hitler’i Netanyahu’nun Gazze’deki soykırımına verdikleri desteğin insanlık adına utanç verici olduğunu bütün gücümüzle haykırabiliriz.
Ama bir gerçek var ki Batılı demokratik ülkeler, kendi halklarının hakkını-hukukunu, özgürlüklerini garanti altına almış
bulunuyorlar. Dolayısıyla ikiyüzlülüğü bırakıp, Müslüman ülkeler olarak önce kendi halklarımızın hukukunu, özgürlüklerini garanti altına alalım, sonra Batı’nın ikiyüzlülüğünü konuşuruz…
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025