Mehmet Ocaktan
Türkiye gibi demokrasi kültüründen gelmeyen ve de bu değerler için bedel ödememiş toplumlarda yanlış bir demokrasi algısı hakimdir. Bu yüzden de demokrasi çoğu zaman üzerimizde ısmarlama bir elbise gibi durmaktadır. Mesela Türkiye toplumundaki demokrasi algısı, biraz da jakoben Cumhuriyet kültürünün etkisiyle sanki herkesi hizaya getirmeye çalışan bir zorunluluk rejimiymiş gibi anlaşılmaktadır.
Oysa demokrasi kişileri, toplumları hizaya sokma rejimi değildir. Tam aksine bireysel özgürlükleri teminat altına alan, hukukun üstünlüğüne dayalı ve herkesin eşit haklara sahip olduğu bir yönetim modelidir. En anlaşılır şekilde ifade etmek gerekirse, demokrasi buyurgan bir söylemle bir takım ilkeler belirleyip herkesi bu yapıya itaate zorlayan dayatmacı bir sistem değildir. Sadece adalet, barış, düzen ve güvenlik gibi ortak değerlerde buluşarak birlikte yaşamaya rıza göstermektir o kadar...
***
Daha somut bir ifadeyle, farklı inançlara, farklı kimliklere, farklı ideolojik bakış açılarına ve farklı aidiyetlere mensup insanların aynı masa etrafında oturarak birbirlerine tahammül etme rejimidir demokrasi... Yani demokratik bir toplumda kimin neye inandığını, hangi tür giyim tarzını tercih ettiğini, uzun saçlı mı, uzun sakallı mı ya da dazlak mı dolaştığını denetleyen inzibati bir kontrol mekanizması olamaz.
Bu tür kontrolcü sistemlerin adı ya faşisttir, ya sosyalisttir, ya da totaliter rejimdir. Hemen belirtmekte yarar var, nasıl bu tür rejimlerin temeli kontrolcü bir zihniyet temeline dayanıyorsa, günümüz İslam dünyasında çokça tartışılan halkı İslam’a göre yaşamaya zorlama hakkına sahip bir ‘İslam devleti’ kutsallaştırması da aynı şekilde totaliter ve despotiktir.
Biliyorum ki bu tespite, “İslam ülkelerindeki perişan görüntünün alternatifi neden demokrasi olsun” benzeri itirazlar gelecektir. Ve her fırsatta herkesin kolayca ifade ettiği “Çözüm zaten Kur’an’da var” cümlesi tekrarlanacaktır. İyi güzel de İslam toplumları neden bugüne kadar Kur’an’dan adalet ve özgürlük temeline dayalı yaşanabilir bir yönetim modeli türetemediler.
Çünkü zihinlerimiz hala geleneksel İslam kültürünün tarihteki klasik örneklerine takılı kalmış durumdadır. Oysa Kur’an ve Hz. Peygamberin sünnetinin tarif ettiği evrensel ilkeler bize bir perspektif sunar. Ve doğal olarak her dönemin ekonomik, siyasi ve toplumsal şartlarına ve sosyolojik özelliklerine göre bir yönetim sistemini insan aklı ve iradesi oluşturacaktır. Bu yüzden de Müslüman dünyada dillerden düşmeyen ‘İslam devleti’ ideali bir ütopyadır ve gerçek dünya ile bir alakası yoktur.
***
Totaliter rejimlerin temelini oluşturan ‘herkesi hizaya sokma’ anlayışı nasıl yanlışsa, demokrasiyi çoğunluk iradesinin egemenliği olarak görmek de yanlıştır, yani demokrasi sadece bir sandık rejimi değildir. Evet demokrasi halk iradesine dayanır, dolayısıyla halkın iradesinin olmadığı bir sistem elbette demokratik olamaz. Ancak hemen belirtmek gerekiyor ki, halk iradesi insan haklarının üzerinde olamaz.
En önemlisi de artık modern demokrasiler ‘milli iradeci’ anlayıştan, hakları esas alan bir anlayışa tekamül etmiş bulunmaktadırlar. Dolayısıyla seçilmiş yönetimler, ancak hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak yürütmenin sahibi olabilirler. Bu ilkenin bize söylediği hakikat şudur; yüzde donsandokuzla iktidara gelmiş olsanız bile, yüzde birin tercihlerini belirleme ya da yok sayma hakkına sahip olamazsınız. Çünkü hukukun üstünlüğü sadece çoğunluğun değil, azınlığın haklarını da teminat altına almayı gerektirir.
Maalesef günümüzdeki liberal demokrasilerin temel problemlerinden birisi de budur. Özellikle son yıllarda Avrupa demokrasilerine musallat olan ‘yabancı düşmanlığı’ ve İslamofobik anlayış, liberal demokrasiyi zehirleyen bir fotoğraf ortaya çıkarmıştır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025