Mehmet TIRAŞ

DİKTATÖR OLABİLİRSİNİZ AMA…
16.12.2024
285

Suriye’de 61 yıllık BAAS rejimi sonunda çöktü.

 58 yıllık Esad Ailesinin hükümdarlığı da bitti.

Rus Haber ajansı TASS 8 Aralık 2024 Tarihinde Beşar Esad’ın Rusya’dan sığınma talebini yerine getirdiğini dünyaya duyurdu.

Kendini “vatanına ve milletine adadığı” palavrasıyla milletin ensesinde boza pişiren bir diktatör daha doğduğu topraklardan kaçarak “başka bir ülkeye mülteci olarak” sığındı.

Geride bir insanlık suçu ve  enkaz kaldı.

Suriye’de 13 yıl süren iç savaşta 500 bin kişi öldü.

5 milyon 623 bin kişi de ülkesini terk etti.  

Birleşmiş Milletler  Suriye’nin yeniden  inşası için, 400 milyar dolara ihtiyaç olduğunu açıkladı.

13 yıl süren Suriye iç savaşında sakat ve kayıp olan insan sayısı ise bilinmiyor.

Bu tablo diktatörlerin kendi ülkelerine yaşattığı ortak miras gibi.

Bu zalim diktatörlerin değişmez ortak bir robot portreleri var.

-Her diktatör her şeyi bildiğini ve “kendini milletine ve ülkesine adadığını” söylüyor.

-Diktatörler mutlaka iç ve dış düşman yaratarak toplumu kamplaştırıyor.

-Yönettikleri toplumu tekleştirmeye çalışıyorlar.

-Sosyal yaşamlarını beğenmedikleri insanların yaşam tarzlarına müdahale ediyor.

Hepsi yasakçı.

-Diktatörlerden Sigara ve alkollü içkileri yasaklayanlar da var… Dinci ve mezhepçi her türlü müziğin dinlenmesini ve çalınmasını yasaklayanlardan Humeyni gibileri de vardı. Mısır devrik İhvan lideri Muhammet Mursi’de  dansı yasaklamıştı.

-Diktatörler Ülkenin ve devletin bekasını her ortamda güncellerken, ülkede korku iklimi oluşturuyorlar.

-Kendine muhalif olanları kamusal haklardan mahrum ederek açlığa mahkûm ederler.

-Bütün diktatörler kendisini,aile yakınlarını zenginleştirerek büyük bir sermayeye sahip olurken, kendine bağlı zenginler de yaratırlar.

-Tarihe bakın hiçbir diktatör ve yakınları yoksul değildir ve çocukları Avrupa ve Amerika’da okurlar, iktidardan düşünce paraları da yabancı bankalardan çıkar.

-Diktatörün talimatı ile hareket edenlerin başında “Yargı gelir” ,yargı mensupları diktatörün beğenmediği bir kararı veremez, vereni de yargıdan ihraç ederler.

-Beğenmedikleri yargı kararlarını da uygulatmazlar.

-Yargıyı aynı zamanda diktatörler muhaliflerine karşı sopa olarak kullanırlar.

-Diktatörlere karşı muhalefet edenlerin ikinci adresleri hep ceza evleri olmuştur.

-Diktatörlerin talimatı ile hareket edenlerden birisi de “medyadır”,diktatörlerin medyası  muhalifleri rejim karşıtı ilan ederken;dış güçlerin içerideki uzantıları diye de asparagas haberler yaparlar.

-“Medya ve yargı, bir diktatör için devletin güvenlik güçleri kadar önemlidir.”

-Basın, düşünce ve inanç özgürlüğünü diktatörler kendilerinin belirlediği sınırlarda tutarlar.

-Diktatörler bütün güvenlik güçlerinin başına en güvendikleri yakınlarını getirirler.

Bunun son örneğini  Beşar Esad’ın kardeşinin Suriye Ordusunun tepesinde olmasıdır.

“Demokrasi ve hukuku  içselleştiremeyen”, ”muhalefetle eşit yarışmayı kabul etmeyen diktatörler” er-geç iktidardan kanlı bir şekilde düşerler.

Bunu Irak diktatörü  Saddam Hüseyin’de  ve Libya diktatörü  Muammer  Kaddafi’de görmedik mi?

Diktatörler başarılı olmak için; “yabancı düşmanlığını hiç gündemden düşürmezler” çünkü yabancı düşman söylemi “halkı birleştiriyor.”

Her diktatör kendisi gibi ülkesini yönetmeyen komşu ülkelerini düşman ilan eder ve ülkemizi bölüp parçalayacakları propagandasını sürekli gündemde tutarlar.

Bunların başında Kuzey Kore diktatörü Kim JONG-un; “dünyada kendi ülkesinde insanlar kadar mutlu ve huzurlu bir halkın olmadığını söyler.”

İkinci dünya savaşına kadar tek bir halk olan “KORE”; ayrıldıktan sonra  Güney Kore ve Kuzey Kore olurken,K.Kore diktatörü G.Kore ile hiçbir konuda   ittifak yapmadı.

“Usta dikatörler emrinde olanların ruhlarına sızmayı, yüzeyin altına işleyip ülkenin en uzak kişilerine kadar yayılmayı da başarıyorlar.”

Baba mirasını sürdüren diktatörleri hatırlatalım;

Bunlardan birisi  baba Esad öldükten sonra  Beşar ESAD 2000 yılından 8 Aralık 2024 Tarihine  kadar yönetimde kaldı ve   üçüncü kuşağına diktatörlüğünü teslim etmek nasip olmadı.

Babadan geçen diktatörlüğünü sürdürenlerden birisi de 1999 yılından beri ülkenin başında olan   Ürdün Kralı Abdullah, şimdilik  diktatörlüğünü sürdürüyor.

Birde bizim kankamız olan “iki devlet tek millet” hamasetiyle babadan kalan yöntemle ve sözde seçimle gelen diktatörlüğünü, 2003 yılından beri sürdüren Azerbaycan devlet başkanı İlham Aliyev’dir.

Babadan gelen diktatörlüğün daha uzun ömürlü olduğunu görüyoruz…

Diktatörlerin sürüsüne bereket.

Suudi Arabistan, Körfez Arap ülkeleri ve onlarca ülke  MONORŞİ”  ile ülkelerini yönetiyorlar, muhalefeti de rejim karşıtı ilan ediyorlar.

Birde secimle iktidara gelip milli iradeyi yok sayanlar var…

Seçimle iktidara gelseler de, demokrasiyi gidecekleri yere kadar bir tramvay olarak görüp, sivil darbe yapanlar da az değil.

Diktatörlerin ipliğini pazara çıkartan ve robot resmini yansıtan, benim de yukarıda özetlediğim Norveçli Gazeteci Mikal HEM’in  Siz de bir ”DİKTATÖR” olabilirsiniz  adlı eserini okumalarınızı öneririm.

Diktatörlerin değişmez düşmanları muhalefettir, her ülkede bir iktidar vardır ama muhalefet yoktur. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar