Mehmet TIRAŞ

Fotoğraflarından gülümseyen ölü kadınlardan birisi o artık. Bu genç ve güzel kadın Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin Temmuz ayında Muğla’da bir erkek tarafından hayatının baharında vahşi bir cinayete kurban gitti. Pınar ne ilk ne de son olacak.
Geçen hafta ki ”İstanbul sözleşmesi olmayan ahlakı nasıl bozuyor” başlıklı yazımda kadının sosyal ve siyasal olarak toplumdaki yeri,rolü ve temsili üzerine yazmaya devam edeceğim demiştim.
Kadınlar ülke yönetiminde ne kadar söz sahibinden yola çıkarak kadınların temsili üzerine bir araştırmaya girdim ve yaptığım araştırma da, karşıma çıkan beni de afallatan eril iktidar tekeli ile karşılaştım..
Doksan yedi yıllık Cumhuriyet döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bu güne kadar 29 Meclis Başkanı seçmiş ama bir tane KADIN’ı Meclis Başkanlığına seçmemiş, inanılır gibi değil.
-TBMM’de 600 milletvekilinden 101’i kadın.
-Yine yaptığım araştırma da 97 yılda seçilen milletvekili sayısı9 bin 535,seçilen kadın milletvekili sayısı ise sadece 315.
-Türkiye’de toplam Belediye Başkanlık sayısı1389 ama bunun sadece ve sadece45’i kadın.
- Türkiye’de 18 bin 152’si köy olmak üzere toplam 50 bin 157 muhtar var bunun 1071’i Kadın.
Şimdi de il ve ilçelerde kaç kadın vali kaç ilçenin kaymakamı kadın bir de buna göz atalım:
-81 İlden 2 ilin valisi kadın.
-973 ilçenin Kaymakamından 16 ‘sı Kadını .
-Üniversiteler de farklı değil 202 Üniversitenin rektöründen 14’ü Kadın.
-Kadınların Emniyet teşkilatında da pek yükseldiği gözükmüyor istisnalar da yok değil..2003 yılında ilk Antalya il Emniyet müdürlüğüne Naciye Ekmekçibaşı adın da bir kadın atanıyor.. Hiç bir kadın Emniyet Genel Müdürü olmazken, İlçelerde bir elin parmaklarını geçmeyen ilçe emniyet Amirleri olan kadınlar var.
-Bugüne kadar Ordu da bir tane General kadın olmamış.
-Devletin çok önemli kurumları olan TÜBİTAK,TÜİK gibi kamu kurumlarının başına Genel Müdür, Müsteşar ve Başkan olarak kadınların getirilmemesi tesadüf olabilir mi?
-Kızılay 1868 yılında kuruluyor ama bugüne kadar başına bir tane Kadın getirilmemiş.
-59 bin vakıf var ama bir tanesinin başında kadın yok.
-Hiç bir Gazetenin ve televizyon kanalının yöneticisi kadın değil.
-47 Bankanın Genel Müdürünün sadece 2’si kadın tarafından temsil ediliyor. Ama toplam bankalarda çalışan personel sayısının yarısından bir fazlası da kadın.
-En büyük esnaf kuruluşu TOBB, meslek kuruluşları ve sendikalarda farklı mı bu tablo, istisnalar hariç hiç birinin başında Kadın yok.
Böylesi erkeklerin hakim olduğu ve yönettiği bir ülkede kadınlar nasıl özgür olacak?
Bu tablonun değişmesini istemeyen İstanbul sözleşmesi’nin iptalini isteyen çevreler kimler?.
Başta iktidar ve onun destekçisi olan tarikatçılar,dini cemaatler,vakıflar bir de ahlak ve namus anlayışlarını kadınlar üzerinden tanımlayan erkekler.
Kadının üretim de, temsil de, yönetimden ve sosyal hayattan çıkarıldığı coğrafya kuraklığa dönüşür bu çölleşmeyi getirir.
Çöl de baharın geldiğinin fark edemezsiniz.Kadın yeşilin her tonunu yansıtan insanı sosyalleştiren bir orman gibidir.
Bir toplumun sosyalliği ve demokratik olduğu o toplumda kadınlarının erkeklerle ne kadar eşit yarıştığı ve yönetimi eşit paylaştığı ile ölçülür.
Ekonomik bağımsızlığını kazanamayan kadın temsilde,yönetimde söz sahibi olmadığı gibi evinde de söz sahibi olamaz,olmuyor da.
Böyle olunca da kadının eve kapatıldığı iteat etmeyen kadının erkekler tarafından şiddete uğradığı, kabul etmediğin de ölüme uzanan süreç alın yazısı veya kader değildir.
İslam ülkelerinde eril iktidarlar da değişmeyen zihniyet Kadın söz sahibi olmasın, kamusal alanda görünmesin erkeklerle de eşit yarışmasın eve kapansın uygulamasıdır.
İstanbul Sözleşmesi’nde kopartılan kıyamet te bu değil mi?
Yazıyla ortaya çıkarttığımız eril tablonun değişmesi ancak gerçek özgürlüğün sahibi olan kadınların örgütlenerek ortaya çıkmasıyla değişecektir.
Bu topraklar her gün bir Kadının erkekler tarafından cinayetle ortadan kaldırıldığı, son dört yılda 1563 Kadını tanıdığı erkeklerin öldürdüğü ve kadınların güvercin tedirginliği ile yaşadığı insan kanının sudan ucuz olduğu coğrafyanın adıdır.
Burası aynı zamanda“fotoğraflarda gülümseyen ölü kadınların” ülkesidir.
Not: Bütün okurlarımın kurban bayramını kutlarım. M.T.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025