Mümtazer TÜRKÖNE
Keçecizade Fuad Paşa’nın ince zekâsının ürünüdür: 1860’larda kısa süreli Dahiliye nazırlığında binaları yıktırarak Sultanahmet’le Beyazıt arasında açtırdığı Divanyolu caddesi için muhalifleri övgüde bulunduğunda, “sizin attığınız taşlarla döşedik” karşılığını vermiş.
Muhalefetin, yani CHP’nin iktidar yolunun taşlarını tek tek, özenle ve emek harcayarak döşeyenler, Saray’daki oligarşinin gayretkeşleri olmalı. Her taş CHP’nin işini kolaylaştırıyor, önünü açıyor, heybetini ve iddiasını büyütüyor.
AK Parti karşıtlığı ve muhalefetin tekelleşmesi:
Önümüzdeki seçimde, CHP ile AK Parti arasında, 2024’te Ankara ve İstanbul’daki mahalli seçimler gibi eşitsiz-adaletsiz ama aynı zamanda dengesi muhalefetten yana bir yarışma gerçekleşecek. Sahada, siyasî reklamlarda, ekranlarda AK Parti’nin ezici baskısı küçük partileri anlamsız hale getireceği için CHP, muhalefet tekeli oluşturarak sandığa gidecek.
CHP’nin şapkadan tavşanlar çıkartması gerekmiyor. Toplumda yayılan ve güçlenen AK Parti karşıtlığı CHP’yi iktidarın müstakbel adayı haline getirmeye yetiyor.
Temel sebep ekonomi. Toplum artık mevcut iktidarın, ekonomiyi karaya oturduğu yerden kurtarıp açık denizlerde yüzdürebileceğine inanmıyor. Derin bir inanç ve güven kaybı, iktidar denklemini AK Parti’den alıp CHP’ye devredecek % 5’lik oy kitlesinin çok üzerinde bir seçmen kitlesini iktidar değişikliği hedefine kilitlemiş vaziyette. Varlık barışlarıyla, kent rantının cazibesiyle yükselen müteahhitlik sektörüyle, TMSF üzerinden yeniden dağıtılan büyük servetlerle yol alan ekonomi, artık denizi tüketti. İktidarın kemerleri sıkmaktan başka çaresi yok. Kaçıp muhalefette yeniden toparlanmayı denemesi en pratik çözüm. Tükenen güveni yeniden kazanmak ve umut yaratmak imkânsız.
CHP’nin Altılı Masa gibi, seçim koalisyonlarına da ihtiyacı kalmadı. AK Parti iktidarından kaçış, nereye doğru gidildiğinden daha önemli. İktidardan o kadar güçlü bir itme geliyor ki, bu merkezkaç etkisi CHP’nin etrafında kümelenmiş muhalefeti de anlamsız ve gereksiz hale getiriyor. CHP’nin muhalefet cephesinde oluşturduğu cazibe merkezi, Saray oligarşisinin yarattığı keskin kutuplaşmanın eseri. “Ya iktidara mahkûmiyet ya da CHP’nin peşine takılmak”; bu ikilemi yaratanlar CHP’yi masa başında yok etme planları yapıp, sonra yargı eliyle uygulayanlar.
Bütün iktidarlar ölümlü:
İnsanlar gibi iktidarlar da kalıcı değil. Kendi dönemlerine egemen olan rakipsiz iktidarlardan geriye, sikkelerden, heykellerden, yaptırdıkları anıtsal eserlerden ve tarih kitaplarının tozlu sayfalarında yer alan satırlardan başka iz kalmadı. Sokrates’e “Atina mahkemesi seni ölüme mahkûm etti” dediklerinde, “Tabiat da onları” cevabını vermiş. Her nefs ölümü tadacak. Siyasetin kendine özgü bir tabiatı var; bu tabiatın çizdiği istikametten uzaklaşınca zeval vakti erkene çekiliyor.
Son bir senede CHP’yi, iddialı ismi Ekrem İmamoğlu üzerinden tasfiye etmek için seri operasyonlar yapıldı. Kayyum atayarak nifak sokmak, CHP’yi ortadan ikiye bölmek; muhalefet seçkinlerini içeri tıkarak, büyüyen potansiyeli ezmek, sindirmek; açılan davalarla muhalefeti başını kaşıyamaz hale düşürüp etkisini yok etmek yolları denendi. Siyasetin, savaş tadında geçen doğasına uygun, negatif politikalardı bunlar. Siz göz doldurmak, iddialı işlere kalkışmak, halkı tatmin etmek yerine rakibinizi, yani muhalefeti ezip yok ederek iktidarınızı sürdürmek yolunu tercih ederseniz bir ihtimal sonuç alabilirsiniz. Türkiye gibi gelişmiş demokrasi tecrübelerine ve iktidarı barışçı yöntemlerle değiştirme becerisine sahip bir ülkede bu negatif operasyonların belirli bir sınırı olacağı aşikâr. Rahmetli Erbakan’ın kasıtlı olarak çok yanlış anlaşılan “Kanlı mı-tatlı mı?” ikilemini hatırlayın. İktidar bu sınırları zorladı ve son bir yılın tecrübesiyle tam anlamıyla başarısızlığa uğradı.
CHP’nin iktidar yolunun kilometre taşları arasında Kayyım, diploma, belediye soruşturmaları gibi yargının siyasî rekabete etkili bir süvari birliği olarak dahil olduğu operasyonlar yer alıyor. CHP ikiye bölünmedi. Tek başına Kılıçdaroğlu’nun son çıkışı, CHP’yi oyundan düşürmesi beklenen bu ihtimali tamamen yok etti. Kılıçdaroğlu Özel-İmamoğlu ikilisine bundan daha yararlı bir katkıda bulunamazdı. Yargı operasyonlarının her biri ki buna medyada Fatih Altaylı gibi muhalif seslerin kısılması da dahil, CHP’nin önündeki yolun dikenlerini temizlemeye devam ediyor. Hukuksuzluğu, insanların onurunu yaralayan, dişlerini-tırnaklarını bileyen bir inatlaşmaya neden çeviriyorsunuz? İktidarın siyasî-bürokratik oligarşisi, hesapsız şekilde önüne gelen her meseleye elindeki çekici indireceği bir çivi gibi bakıyor. Çekici doğru tutamıyor, isabet ettiremiyor, kendi eline vuruyor, sonra sarılı parmaklarla ortalıkta dolaşıyorlar. Gayretkeşlik, iktidar operasyonlarının karşısına Muhalefet cephesinin orantısız zekâsını ağır bir buldozer gibi yerleştiriyor. İktidar kendi gücüyle oyuna geliyor.
Çok zorlu, çok karmaşık değil; sadece ekonomik göstergeleri ve Çözüm Süreci’ni takip ederek CHP’nin yürüdüğü yola döşenen kesme taşları tek tek fark edebilirsiniz. Ekonomi için umut yok; Çözüm Süreci hukuktan korkan iktidarın sırtında taşıyamayacağı bir yüke dönüştü, altında eziliyor. CHP’yi siyasetten silmek için girişilen her hamle, CHP’nin iktidara yürüdüğü yolu tesviye etmekten başka işe yaramıyor.
Hafta sonu CHP kurultayı, kitlesel enerjisi, tekel oluşturan iddiası ve pervasız direnci ile bir iktidar yürüyüşünü ete kemiğe büründürdü. Yol düz, iktidar bu yolun taşlarını tek tek döşemeye devam ediyor.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTSayıştay'ın Düzce karnesi.. 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKBaşkanlık sistemi CHP’yi çözüme zorluyor 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUCHP kendisini iktidara hazırlıyor, ama… 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECHP’nin iktidara yürüdüğü yolun taşlarını kim döşüyor? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP: Doktrin’den kitleye 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanOrta gelir tuzağı: 17 yıldır aklı başında herkes aynı çözümü öneriyorken… 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENCHP’deki coşkuya iktidarın katkısı 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZDemokrasinin hasta kökleri: Osmanlı’dan günümüze tekerrür eden otoriterlik 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKürt olmak 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÖzgür Özel’in ve CHP’nin siyasi portföyü 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciSadece orta sınıf ezilmedi, akıl ve bilim de ezildi 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanOrtodoks solu ve merdiven altı İslamcılığı aşamazsak… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBüyük ülkenin, küçük insanları… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALTers köşe... 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÇözüm için ilk adım ne zaman atılacak? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇNifak ve münafık 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP nereye? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Özgürlük Yasaları Çıkarılmalı"; Mücadele ve Sahiplenme Birlikte Yürür... 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRDevletin “büyük bir gizlilik” içerisinde gerçekleştirdiği İmralı Ziyareti! 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİznik’e gelen Papa değil Haçlı Ordusu sanki 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYKürt Sorununu Kavrayamayanlar Barışı da Kavrayamazlar 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
30.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
22.11.2025
19.11.2025
19.11.2025
16.11.2025
14.11.2025