Münir AKTOLGA
TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİĞINİN YOLUNUN ORTA DOĞUNUN ÇIKMAZ SOKAKLARINDAN GEÇTİĞİNİDÜŞÜNENLERE!..
“1.DÜNYA SAVAŞI BİZİ PARÇALAMAK İÇİN ÇIKARILMIŞTI, SAVAŞ HALA BİTMEMİŞTİR!... Şimdi görevimiz ikinci bir kurtulus savaşı vererek ana gövdeden koparılan parçaları tekrar ona ekleyip emperyal büyük Türkiye’yi yeniden inşa etmektir”!...
Bu-bu anlayış- ne demektir biliyor musunuz; “Biz, Mısır, Suriye, Irak, Libya, Filistin, Balkanlar vb. gibi eski Osmanlı mülkünün parçaları olan ülkeleri bizim dışımızdaki ülkeler olarak görmüyoruz; çünkü bizler aslında tek bir vücuda ait parçalarız. Bu nedenle, bu ülkelerde olup bitenlerle ilgilenmeyi de başka ülkelerin iç ilişkilerine müdahale olarak değerlendirmiyoruz. Bunlar bizim için iç ilişkilerimiz niteliğinde olan şeylerdir” demek!..
Bu, bu ruh hali bir travmayı yansıtıyor!.. Türkiye bir süredir Osmanlı’nın parçalanışını, 1. Dünya Savaşı yenilgisini hazmedemeyen, yaşanılan bütün bu süreçlerin açıklamasını yapamadıkları için bunları TRAVMATİK olaylar olarak bilinç altında muhafaza eden, vakti zamanı gelince bunların intikamını almayı ideolojik duruş haline getiren bir zihniyetin-ideolojik bir virüsün- vesayeti altında bulunuyor...
Öyle anlaşılıyor ki, bunlar şimdi artık o „yüz yıllık parantezi“ kapatmanın vaktinin geldiğine inanarak, büyük „restorasyon“ faaliyetine başlamış bulunuyorlar!.. Hiç kimse kendini aldatmasın, yaşanılan ve yaşanılacak olan bütün altüstlüklerin ortamını yaratan, bu türden bir kompleksle 20.Yüzyılın intikamını alarak onu yeniden yaşamaya yönelen travmatik- ideolojik bir jakobenliktir...
„Türklerin“ durumu böyle, peki ya Kürtler, 20.yy da onların yaşadıkları TRAVMALAR… bunlar öyle kolay yutulur şeyler mi idi?.. Şimdi onlar da, “gün bugündür, madem ki konjönktür elveriyor, durmak yok ileri” diyerek 20.Yüzyılı yeniden yaşamaya çalışıyorlar!..
Bu da gene tam bir akıl tutulması hali değil midir?.. Bir yandan, kendilerini Marksizmi-Leninizmi geliştirerek dünyayı kurtarma misyonuna sahip devrimci öncüler olarak görürlerken , diğer yandan da, „düşmanımın düşmanı dostumdur“ mantığıyla kırk yıldır baş düşman olarak gördükleri „ABD emperyalistlerinin“ peşine takılıp gitmeye çalışan „halkın-halkların-devrimci öncüleri“!..
Bütün bunlar normal şeyler midir sizce?.. Sizi bilmiyorum ama bence değil!..
20.Yüzyılın kapanmamış hesapları yeniden açılarak nereye varılabilir ki?.. Maddi olarak-gövdeleriyle- 21.Yüzyılda yaşayan insanlar, zihinsel dünyalarıyla hala 20.Yüzyılda yaşadıkları için, yarattıkları travmatik-ideolojik dünyalarında 20.Yüzyılın intikamını almaya çalışarak birbirlerini tüketmeye çalışıyorlar!...
Peki Ne yapmak lazım? Bakın isterseniz bunun cevabını bize Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanı sayın Tanrıverdi versin. Bu linki tıklayarak lütfen sonuna kadar izleyin. https://www.youtube.com/watch?v=1Zi-Sbg-_Yw
Sayın Tanrıverdi’nin önerilerine bir de benim daha önceki bir çalışmada yer alan önerileri ilave ederseniz ( http://www.aktolga.de/m54.pdf ) aslında ne yapmak gerektiği apaçık ortada duruyor. Bütün mesele, iç ve dış dinamiklerin kesiştiği varılan yeni kavşakta hangi yöne gidileceğinin belirlenmesiyle ilgili:
Ya, gittikçe daha çok MHP lileşen bir siyasetle, yeni tipten Devletçi-milliyetçi-islamcı jakoben bir siyasetle, devrimin birinci aşamasında hapsolup kalarak, eski Türkiye içinde restorasyona yönelik reaksiyoner bir kısır döngü içinde debelenip duracağız, ya da, sayın Tanrıverdi’nin önerdiği adem-i merkeziyetçi bir yeniden yapılanmayı gerçekleştirerek yeni Türkiye’yi inşa yoluna gireceğiz…
Türkiye’nin ulusal güvenliğininin yolunun MHP desteğiyle elde edilecek „Türk tipi bir başkanlık sisteminden“ geçtiğini düşünenler, Ortadoğu’nun çıkmaz sokaklarında ulusal güvenliğimiz için çıkış yolu arayanlar yanlış yapıyorlar. Buralardan bir yere varılamaz. Ne olacak yani, yarın Rakka’da, Musul’da açıklanan hedeflere ulaşılsa burada bitecek mi sorun, o zaman ulusal güvenliğimiz daha mı artmış olacak?!.. Hiç sanmıyorum! Türkiye’nin ulusal güvenliğinin yolu buralardan değil, yeni Türkiye’yi inşa için adem-i merkeziyetçi bir yeniden yapılanmadan geçiyor. Bu yolda Türkiye’nin yeni tipten jakoben devrimcilere, Enver veya Napolyon özentilerine değil, 21.yy dinamiklerini kavrayan normal insanlara-liderlere ihtiyacı var!.. İçine girilen yeni dönemde, „Beyazların“ ve „Siyahların“ yanı sıra, yeni Türkiye’nin Melez insanlarının da seslerini daha çok duyurabilmeleri gerekiyor!..
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2024
9.11.2024
31.07.2024
3.06.2024
9.04.2024
20.07.2023
18.07.2023
17.07.2023
20.06.2023
18.06.2023