Murat BELGE
Geçtiğimiz hafta kadınlarla ilgili günler vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuda olduğu gibi bu konuda da toplumu eğitmek ve yanlış düşüncelere kapılmasını önlemek üzere kendi fikirlerini açıkladı. Kadın-erkek “eşitliği” konusunun fazla abartılmaması için uyardı. Bu uyarıya örnek bulmak üzere de “yüz metre yarışı” gibi bir “müsabaka”yı seçti. Yani, kadınlar erkekler kadar hızlı koşamaz, koşmalarını beklemek yanlıştır, koşabilirlermiş “gibi yapmak” da yanlıştır.
Erdoğan bu saptamayı daha fazla genelleştirmedi. Ama bu noktadan yola çıkarak kadınlara “ellerinin hamuruyla” birtakım –onları aşan- işlere kalkışmamalarını öğütlemek mümkün. Şimdiye kadar hep böyle yapıldı zaten.
Ahmet Hakan’ın bu genellemeden bazı kuşkuları vardı galiba, çünkü o da Amerikalı atlet Griffith-Joyner’ı hatırlatan bir not düştü. Bu kadın gerçekten dehşetli bir atletti (genç yaşında bir kalp kriziyle öldü.) Herhalde az erkek yarışlarda onu geçebilirdi.
Ama o ve benzerleri Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği durumun geçerli olmadığını kanıtlamıyor. Sonuçta erkekler fiziksel olarak daha güçlüler. Bunun nedenleri de ta avcılık-toplayıcılık çağının işbölümüne kadar uzanıyor.
Şimdi ilk söylenecek söz “fiziksel”lik olgusu üstüne sanıyorum. Erkekler fiziksel bakımdan daha güçlü, diyoruz; ama buradan varacağımız sonuç dolayısıyla erkeklerin “daha üstün” olduğu değil. Tayyip Erdoğan’ın konuyu bu “daha üstün” noktasına getirmek istediğini iddia edemem, çünkü elimde böyle bir iddiayı kanıtlayacak bir şey yok. Ama bu toplumda yaşayanların (birçok kadın da dahil) bu sözü böyle anlayacağından hiç şüphem yok.
Yok, çünkü zaten öyle düşünüyorlar. Bu toplumda çoğunluğun düşünsel yapısını ve yargılarını biçimlendiren İslâmi ideoloji de bu alanda son derece net.
Ancak, sorun “fiziksel” olguyu bir “üstünlük” gerekçesine dönüştürmekten ibaret değil. “Eşit” kelimesiyle anlattığımız şey ister istemez hukuki çağrışımlar içerir. Çok zaman “olan”ı değil, “olması istenen”i anlatır. “Eşitlik” istenir, çünkü “farklılık” vardır. Birileri “farklılık” olgusunu birilerine üstünlük kurmak için kullanmaya kalkmışlardır. Tarih boyunca bunu yapmışlardır. Bugün de bunu yapmaya çalışanlar çok. “Eşitlik” ilkesi de bunun için gerekli.
Herkesin “aynı” olduğu bir dünyada “eşitlik” çok anlamlı olmazdı. Örneğin bazı insanların teninin rengi koyu, bazılarının açık. Yani “beyaz ırk” var “siyah ırk”(lar) var. Ten rengi, tarihi koşullardan soyutlanmış olarak ten rengi, birinin öbüründen üstün olmasının gerekçesi olabilir mi? Birilerine göre olabilir ve olmalı. O “birilerine” ne dediğimiz, nasıl baktığımız gibi sorunlara burada girmeyelim. O ayrı konu.
Ama toplumsal cinsiyet farkının bir “üstünlük” gerekçesi olarak kabul edilmesi o kadar ayrı bir konu değil. Hayatta her şeyden bir hiyerarşi çıkarmak isteyenler aynı zamanda böyle böyle kurulan o hiyerarşinin yukarılarında yer almayı amaç edinenlerdir. Bunlar, her türlü farklılığı o hiyerarşilerini haklı ve gerekli gösteren olgular olarak kabul ederler. Cinsiyet farkı da toplum hayatının çok temel bir ögesi. Buradaki hiyerarşinin sağladığı ayrıcalıklardan vazgeçmek bütün dünyada erkeklere zor geliyor. “Erkek-egemen cinsiyetçi ideolojiyle doğan ve yetişen insanlar ülkesi” Türkiye’de bu kadar fazla “kadın öldürme” olgusu olmasının nedeni de bu.
Dolayısıyla bu toplumda eşitsizliği “doğa”nın bir gereği gibi görmek ve göstermek sadece bu yaygın ve egemen ideolojiyi güçlendirmeye yarar.
“Farklı, demek ki eşit değil” mantığı değil; “farklı demek ki eşit olmalı” mantığıyla düşünmeliyiz.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025