Murat Sevinç
Yine başladı gemi metaforu! Hepimiz aynı gemideyiz… Birlik ve beraberlik zamanı… Hep birlikte… El birliğiyle…
Teşbihte hata olmazmış: O gemi, ezilenlerin afyonudur!
Evde kalalım… Evde kalalım… Sakın çıkmayalım… Evlerimizde oturalım… Herkes laf dinlesin… Herkes…
Koç ailesi, lütfen evde oturun… Sabancılar, söz dinleyin… Esenler’deki amele Mehmet, sen de otur, bak Ali Ağaoğlu oturuyor… Yine dışarı çıkmışsın simitçi Hasan, görmüyor musun Hisarcıklıoğlu adımını atmıyor, laf anlamıyorsun, cahil seni… Sahi, Hisarcıklıoğlu’nun keyfi de yerinde, bak moral olsun sana da… Sen de sıkma canını tek başına yaşayan Ayşe Hanım… Kot taşlamada çalışan Ömer, aman dikkat et kendine, neden evinde değilsin ya… Birey olun biraz birey…
Kargo şirketinde çalışan Ayhan, sizin yüzünüzden elektrikli semaverim iki gün geç kaldı, yahu bir ev keyfi yapacağız, yaptırmadınız be… Hem öyle yaklaşma yüzüme yüzüme, pos cihazını uzak tut biraz uzak… Fırıncı Temel, işin zaten, çalışacaksın tabii…
Doktor Ayten, bakın dayak yemiyorsunuz, iki ayaklı organizmalar saldırmıyor şimdilik; gerçi şiddete karşı eylemler yaptığınızda destek olmadık ama şu sıralar işimiz düştü, her akşam alkışlıyoruz sizi, hadi yine iyisiniz…
‘Herkes evde otursun’ deyip bir ‘ikinci cümle kurmayanlar’ ne demiş oluyor?
Ben evde oturuyorum, peki. Yakınlarımın bir kısmı da oturma şansına sahip. Neden asıl gerekli olanı söylemiyoruz? Neden anayasal görevleri olan devlete ve keyfi yerinde olduğu rivayet edilen büyük sermayeye değil de, sürekli sokaktaki insana sesleniyoruz?
Çalışmasa üçüncü günde aç kalacak olan insanlar ne yapsın? Öneriniz? Neden yoğun bir biçimde ‘ücretli’ izin talep edilmiyor? Neden kamunun kaynakları, insanların hiç olmazsa bir süre çalışmadan yaşamasını sağlamaya yöneltilmiyor? Onlar bizim vergilerimiz değil mi?
Milyonlarca insanın evde oturabilmesi, ‘kamunun’ görevini hakkıyla yerine getirmesiyle mümkün. Kamusal kaynakların adil bölüşümüyle mümkün. Geçtik sosyalizmi, doğru dürüst sosyal devlet önlemleriyle mümkün. Yurttaş olduğunun farkına varmış kitlelerin hak talepleriyle mümkün.
Büyük bir kısmı ekonomi bakımından ‘üretken’ niteliğini kaybetmiş ve neo-liberalizmin şımarık ‘bireyi’ tarafından ‘baş belası’ sıfatıyla tanımlanan ‘yaşlı’ yurttaşları eve kapatmak, ‘evde oturmaktan’ beklenen (haklı) yararı sağlayabilir mi? O evlere girip çıkanlar, girip çıkmak zorunda olanlar?
Bir de ‘toplumsal dayanışma’yla mümkün tabii, evde kalabilmek. Dayanışma, ‘birlik ve beraberlik’ söyleminin antitezidir. Birlik ve beraberlik çağrıları ‘görmeyin,’ ‘duymayın,’ ‘eleştirmeyin’ ve büyük sermayeyi el birliğiyle kurtarın, köprüleri yapan şirketler bir kuruş zarar etmesin anlamına gelir. Her zaman böyleydi.
‘Dayanışma,’ kapitalizmin tüm bileşenleriyle reddedilmesiyle mümkün. Kapitalizm rafları tıka basa doldurur ve o raflara saldıracak insanı yaratır. O insana ihtiyaç duyar. O insanın nasıl da matah biri olduğunu, mutluluğun yolunun o insana benzemekten geçtiğini belletir tüm propaganda araçlarıyla. Rafta ekmek bulamayan yaşlı insan? Eh o zaten ekonomik ömrünü tamamlamıştır ve toplumun omuzlarında yüktür.
‘Birlik ve beraberlik,’ pizza dağıtan çocukların o motorlar üzerinde, biz biraz daha çabuk tıkınabilelim diye yaşamlarını tehlikeye atışını allayıp pullar. Dayanışma, evinde pişirdiğin yemeği, o yemeği bulma şansı olmayanla paylaşmak ve o motorcu çocuğun sağlığı, güvenliği için kaygılanıp emek harcamak demektir. Dayanışma insanı yaşatır, insan olduğunu hatırlatır. Kapitalizmin oksijen çadırı olan ‘birlik ve beraberlik’ ideolojisi ise sömürür, sömürür ki birilerinin kârı bir lira düşmesin.
Bu nedenle kapitalistler eşitlikten yana olanları ezmek, ezemiyorsa değersizleştirmek, gülünç göstermek üzerine inşa ettiler sistemlerini. Bu yolda kullanmadıkları tek bir araç, tek bir silah, sömürmedikleri tek bir duygu kalmadı tarihleri boyunca.
Benim ekmeğimi bir insanla ‘paylaşmam’ için onun benimle aynı partiye oy vermesi, bir yaşlının evine öteberi götürmem için düşüncelerimi onaylaması gerekmiyor. Onunla her daim ‘bir’ ve ‘beraber’ olmak zorunda değilim. O beni eleştirsin, ben onu eleştireyim, aptal olmayalım; ama onunla o rezil geminin aynı filikasında olduğumuzu unutmayalım, mesele bu. Bu nedenle ‘dayanışma’ insani ve eşitlikçi bir kavramdır.
Bakın şimdi sermaye ve işbirlikçisi yazarçizer ile kemiksiz akademisyenleri, memur maaşlarından dahi kesinti yapılmasından söz eder oldu. Eh tabii, hepimiz aynı gemideyiz ya, birlik ve beraberlik zamanı! Bu ‘kullanışlı’ tiplerin biri çıkıp o fedakârlığı, iliğimizi kemiğimizi tüketen milyonerlere öneremiyor. Sahi, o milyonerler evde mi oturuyor? E tabii, nasıl da bilinçli yurttaşlar, bizi düşünüyorlar!
‘Gemiciler,’ beni mütemadiyen; bana ekmek verdiklerini iddia ettikleri, benim sırtımdan büyük servetler kazanan ve elbette teşhisin, elbette tedavinin, elbette bakımın en iyisine ulaşmak açısından hiçbir kaygı taşımayan birileriyle ‘aynı konumda’ olduğuma inandırmaya çalışıyor. Bıkıp usanmadan.
Görünmeyen bir virüs, tüm sınırları bir kez daha anlamsız hale getirdi. Yaşasın. Benim müttefikimin kim olduğunu, bana bir kez daha, mutlak kesinlikle gösterdi.
Ben, kendi toprağımda, ABD’de, Fransa’da, İngiltere’de, Rusya’da, Mısır’da, Çin’de ‘sömürülen’ her kimse, onunla aynı gemideyim. Dini, dili, cinsiyeti, etnik kökeni beni ilgilendirmiyor. Türkiye’nin sömürgeniyle ‘aynı gemide’ olduğum masallarını anlatanların gemisinin canı cehenneme.
Balo salonundan aşağıya inmeyip geminin en büyük ve konforlu odasında kalacak ve sabah akşam tıkınacaksın; gemi su almaya başladığı anda, kazan dairesinde yüzü gözü pas içinde kalmış çalışanlara, sen tıkınabilesin diye tabanları şişmiş garsonlara ‘aynı gemideyiz’ deyip ellerindeki filikaları da kapmayı deneyeceksin. Ve o insanlarla gerçek bir ‘dayanışmadan’ söz edenleri, küçük görmeye kalkacaksın. Oh ne güzel dünya.
Evde kalalım…
Belki de yüz yıldır bu denli anlamlı bir talep olmamıştı! Buna mukabil, evde kalma lüksü olmayanların ‘yaşam hakları’ güçlü bir biçimde gündeme getirilmediği, işten çıkarılmalar ve küçük işletmelerin iflası engellenmediği sürece, boş laf. Bunun için bir zahmet idareye, yönetenlere, sermaye sahiplerine seslenmek gerekiyor.
Yalnızca ‘gelir’ değil, her konuda. Örneğin yaşlı umrecilere kızmak yerine, önlem almadan o insanların gitmesine izin verenleri, ya da asker uğurlayanları aptallıkla suçlamaktansa şu koşullardaki asker alımlarını sürdürenleri ve ‘hamaset sevdasından’ olmalı, gerekli yasakları koymayanları eleştirmeyi deneyebiliriz. İnsanlar canının derdine düşmüşken, doğal SİT alanlarını imara açmayı düşünebilenleri, misal.
Muhterem birey, eşsiz birey, her şeyin en güzeline ve en iyisine layık birey, kendi bacağından asılacağına inandırılmış benzersiz birey… Piknik yapmadan yaşayamayan birey, boğaz havası almadığında ölecekmiş gibi hisseden birey… Pizzası beş dakika geç geldiğinde küplere binen, marketteki bütün makarnaları almaya çalışan, tek bir kolonya bırakmayan, şu hayattaki en derinlikli çözümlemesi ”Yaaa parasıyla değil mi?” olan, yüceler yücesi birey…
Hepimizin bir kez daha hatırlamasında yarar olabilir: Evde oturabiliyor oluşumuzun tek nedeni, evde oturma şansı olmayanların emeği ve kendi yaşamlarını tehlikeye atmak zorunda kalmaları. Türkiye’de ve dünyada…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025